Başbakan Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Samaras arasında Katar’da yapılan görüşmenin ardından gözler yeniden Ruhban Okulu tartışmasına çevrildi. Ancak mevcut şartlarda iki ülke arasında bu konuda atılabilecek çok fazla adım yok.
EVREN DEDE
evrendede@gmail.com
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 29 Ocak Salı günü Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras ile Katar’da bir araya gelmesi ve ardından yaptığı açıklamalar Ruhban Okulu ve Atina’ya cami tartışmasını yeniden gündeme getirdi. Erdoğan görüşme sonrası basın mensuplarına yaptığı açıklamada ‘yapılan görüşmede ikili ilişkilerin, Batı Trakya Türklerinin sorunlarının ve Heybeliada Ruhban Okulu konusunun masaya yatırıldığını’ belirtmiş ve ‘görüşmenin olumlu tavır çerçevesinde gerçekleştirildiğini’ kaydetmişti.
Başbakan Erdoğan’ın Ruhban Okulu ve Batı Trakya konusunu öne çıkardığı ve Samaras’la genel hatlarda uzlaştığı izlenimini veren olumlu açıklamalarına rağmen, Yunanistan basınının görüşmeyi Türkiye basınıyla aynı pembe tablodan sunmadığını söyleyebiliriz. Genelde Ruhban Okulu’nun tekrar açılabileceği açıklamasına, ‘daha önce de Türk hükümetinin benzer sözleri dile getirildiği ve tutmadığı’ hatırlatmasını yapan Yunanistan basını, Erdoğan’ın, “Finansmanınız yoksa izin verin Atina’ya camiyi biz yapalım” önerisini ise Lozan Antlaşması’yla Batı Trakya’da bırakılmış Türk (Müslüman) azınlık dışında, Yunanistan’daki diğer Müslümanların da koruyucusu rolünü üstlenmek istemesi” şeklinde değerlendirdi.
Ruhban Okulu konusunda Türkiye, çok büyük olasılıkla, Batı Trakya’daki Türk azınlığı ile mütekabiliyet çerçevesinde hareket edecek. Başbakan Erdoğan, Atina’ya cami inşa edilmesiyle Ruhban Okulu’nun açılması veya dönem dönem Batı Trakya’da seçilmiş müftülerin tanınması gerektiği konusunu bir arada dile getiriyor. Bir başka deyişle, Lozan’da dile getirilen ve tarafların olumsuz şekliyle kullandıkları ‘mütekabiliyet/karşılıklılık’ ilkesi burada da kullanılıyor.
Sonuçta Ruhban Okulu, Atina’ya cami gibi konularda iki komşunun kısa dönemde uzlaşabileceklerini öngörmüyoruz. Yapılacak görüşmelerde taraflar gerginliğe mahal vermeden, anlaşamadıkları sorunlar yerine uzlaştıkları konuları öne çıkaracaklar. Kamuoyuna da uzlaşı ve işbirliğine gidilen konular sunulacak, geleceğe umutla bakılan bir çerçeve çizilecek. Umarız uzlaşamayacaklarını öngördüğümüz konularla ilgili yanılırız.