Remzi Barud: “Acılarla dolu ortak hafıza Filistin direncini tayin ediyor”

İsrail ateşkesi bozup Gazze’yi bombalamaya devam ederken hala bir çıkış stratejisi ortaya konulmuş değil. Filistinliler büyük kayıplara rağmen etnik temizlik planlarına direniyor. Filistinli gazeteci-yazar Remzi Barud, sorularımızı yanıtladı.

Filistinli gazeteci-yazar Remzi Barud (Ramzy Baroud), İsrail’in soykırım operasyonları sırasında kız kardeşi doktor Soma Barud dahil ailesinden 50’den fazla kişiyi kaybetti. Doktor Barud, Ekim 2024'te Nasr Hastanesi'nden ayrıldıktan sonra düzenlenen bir İsrail saldırısında öldürüldü. Kendisi Güney Gazze’deki kadınların tıbbi bakımında ciddi çalışmalar yürütmüş bir doktor olarak tanınıyordu.

Kardeşinin ölümü için “Yüz binlerce Filistinlinin vatanımızdan zorla sürüldüğü 1948'deki Nekbe sırasında sürgün edilmemizle başlayan, ailemin nesiller boyu katlandığı kayıpların bir devamı” diyor. Barud’un ifadesiyle ‘Her Filistinli aile, her biri derin bir trajedi olan benzer kayıpların hikayelerini taşıyor.’ 

Gazeteci Remzi Barud ile İsrail’in ateşkesi bozmasının ardından ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’yi Fransız Rivierası’na dönüştürme, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun Ortadoğu’da güç denklemini değiştirme planı, Filistin’in geleceği, Hamas ve Direniş Ekseni’nin durumunu konuştuk. 

İsrail ateşkesi bozarak askeri operasyonlara yeniden başladı. Netanyahu, Hamas’ın silahsızlanması ve hükümetine son verilmesi dahil savaşın deklare edilmiş amaçlarına ulaşıncaya kadar operasyonlara devam edeceğini söylüyor. Netanyahu’nun savaşa dönmesinin arkasında ne var? Sizce deklare ettiği hedefler gerçekçi mi?

Netanyahu'nun askeri operasyonları yeniden başlatma kararı, siyaseten ayakta kalabilmesine sıkı sıkıya bağlı. Radikal bakanlardan oluşan koalisyonun korunması soykırımın devam etmesine ve Lübnan'dan Suriye'ye ve ötesine yeni savaş cepheleri açılmasına dayanıyor. Savaşı sona erdirmek hükümetini istikrarsızlaştıracaktır. Bu nedenle siyasi konumunu koruma güdüsü stratejik askeri hedefleri gölgede bırakıyor, tabii eğer böyle bir hedef varsa… Gerçekten de Netanyahu'nun Hamas'ı silahsızlandırmak ve Gazze'deki yönetimine son vermek gibi hedefleri gerçekçi değil. 18 aydır süren çatışmalar kesin bir askeri zaferin mümkün olmadığını kanıtladı. Savaş son derece siyasi. Askeri eylemler belirtilen askeri hedeflere ulaşmaktan ziyade siyasi gücü korumayı hedefliyor.

Trump’ın desteği

Gazze'nin demografik yapısını değiştirme fikri İsrail Siyonist düşüncesinde, özellikle de sağ kanatta önemli bir unsur. Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir gibi aşırılık yanlısı bakanlar savaşın başlangıcında bunu aktif bir şekilde destekledi. Hatta Gazze'de savaş sonrası emlak fırsatlarını tartışarak Filistinlileri yerinden etmeye yönelik bir adım olarak Mısır sınırındaki Philadelphi Koridoru'nun işgal edilmesini savundular.

Netanyahu özellikle Gazze'yi işgal ederken karşılaştığı zorluklardan sonra sonunda bu fikri benimsedi. Etnik temizlik önerisi çekiciliğini kaybetmiş gibi görünse de Trump, Gazze'nin satın alınması önerisiyle bu düşünceyi yeniden canlandırdı, ki bunun da Miriam Adelson gibi destekçilerinin söylemlerinin bir yansıması olması çok muhtemel. Her ne kadar bu öneri Netanyahu'nun kontrolü dışındaki çok sayıda aktörün de dahil olduğu sahadaki karmaşık gerçekler nedeniyle nihayetinde başarısızlığa uğramış olsa da, Trump'ın desteği Netanyahu'ya askeri operasyonları yeniden başlatmak için bir gerekçe verdi ve görünüşe göre ABD başkanının demografik değişim vizyonunu takip etti.

İsrail, Trump’ın Gazze’yi Ortadoğu’nun Riviearası’na dönüştürme planının sadece Filistinlileri yerinden etme yani sürme kısmıyla ilgileniyor gözüküyor. İsrail’in ‘ertesi gün planı’ ile Trump’ın Gazze planı ne kadar uyumlu olabilir? Amerikan yönetiminin İsrail’e desteği ne oranda Netanyahu’nun istediği şekilde? İsrail ve ABD’nin çıkış stratejilerini nasıl tanımlarsınız?

Amerikan yönetiminin desteğinin Netanyahu'nun istekleriyle uyumuna gelirsek Trump'ın Gazze'nin demografik yapısına ilişkin tutumu Netanyahu ve sağcı koalisyonunun arzularıyla doğrudan örtüşüyordu. Bu destek Netanyahu'yu yerinden etme planlarını gerçekleştirmek amacıyla askeri eylemlere devam etmek konusunda cesaretlendirmiş gibi görünüyor.
Bu bağlamda İsrail ve ABD'nin çıkış stratejilerini tanımlamak, demografik değişim potansiyelinin ötesinde açıkça tanımlanmış planların eksikliğine işaret ediyor. İsrail'in odak noktası yerinden edilmeye elverişli koşullar yaratmak; Trump yönetimindeki ABD ise bu hedefi somut bir strateji ya da soykırım durumundan bir çıkış planı olmaksızın onaylıyor gibi görünüyor. 

Gazze’nin yeniden inşası

İsrail ve ABD’nin günün sonunda Mısır’ın ortaya koyduğu yeniden inşa planına dönme ihtimali var mı? 

Mısır’ın ortaya koyduğu Gazze halkını yerinden etmeden Gazze'yi yeniden inşa etme planı İsrail ve ABD tarafından reddedildi. Hem planın reddi hem de İsrail’in devam eden askeri çatışması göz önüne alındığında Mısır önerisinin yakın vadede yeniden değerlendirilmesi mümkün gözükmüyor.
Ancak koşullar değişirse bu durum planı yeniden değerlendirmeyi de beraberinde getirebilir. ABD'nin Netanyahu'nun savaşı uzatması konusundaki tutumu değişirse Mısır'ın önerisi ileriye dönük mantıklı bir yol sunuyor. Çatışmanın sona erdirilmesi, Gazze'nin yeniden inşası ve bölgedeki önemli zorlukları ele alabilecek yeni bir yönetim organının kurulması için bir çerçeve sunuyor. Teklif ABD haricinde Arap Birliği ve uluslararası kamuoyundan geniş ölçekte destek görüyor, bu da uygulanabilir bir çözüm olma potansiyelinin altını çiziyor.

Son günlerde Hamas’ın lider kadrolarına yönelik ölümcül saldırılar yoğunlaşırken Gazze’de Hamas’a yönelik tepkiler de dikkat çekti. Bu saldırılar Hamas’ın yeteneklerinin çok azaldığı ve sahada kontrolü kaybetmeye başladığının işareti sayılabilir mi? Hamas’ın direnme potansiyeli hakkında neler öngörüyorsunuz? Diğer örgütlerle birlikte Gazze’deki direnişin geleceğini nasıl görüyorsunuz? 

İsrail askeri stratejisini değiştirdi ve Hamas da buna karşılık verdi. İsrail ordusu şu anda Hamas liderliğini hedef aldığını iddia ederek Filistinlileri vurmaya odaklanmış durumda, bildirilen kayıpların çoğu siviller ve kamu çalışanları. Ancak İsrail'in yoğun nüfuslu bölgelere yeniden girmekten kaçınması dikkat çekici, bu durum savaşın ilk 15 ayında pahalıya mal olmuş ve önemli asker ve teçhizat kayıplarına yol açmıştı.

İsrail ordusu şu anda Beyt Lahya, Beyt Hanun ve Refah gibi ağır tahribata uğramış bölgelerin dış mahallelerinde faaliyet gösteriyor. Hamas ve diğer Filistinli grupların kendi şartlarıyla çatışmaya girebileceklerine inanılan merkezi bölgelere henüz girmedi. Filistinli direniş gruplarının İsrail'in derinliklerine saldırmaya devam etmesi, roket kabiliyetlerinin işlevselliğini koruduğunu gösteriyor. Dahası, İsrail'in nüfusun yoğun olduğu bölgelere girmekten kaçınması, savaşın başlarında yaşanan uzun süreli ve maliyetli şehir savaşının tekrarlanmasını önleme çabasına işaret ediyor.
Gelecekteki gidişat büyük ölçüde İsrail'in bundan sonra atacağı adımlara bağlı: Geleneksel kara savaşına mı dönecek yoksa hava bombardımanı stratejisini mi sürdürecek? Filistinli direniş gruplarının hâlâ İsrail’de saldırı yapabiliyor olması ve İsrail ordusunun şehir savaşına girmekte tereddüt etmesi, Hamas ve diğer örgütlerin önemli bir direniş kapasitesine sahip olduğunu gösteriyor. Gazze'deki direnişin geleceği muhtemelen devam eden roket ateşi ve İsrail'in nüfusun yoğun olduğu bölgelere yeniden girmesi halinde olası şehir savaşının bir kombinasyonunu içerecek ve Hamas diğer Filistinli gruplarla birlikte kilit bir oyuncu olmaya devam edecek.

Filistinlilerin direnişine bağlı

Sizce uluslararası çabaların ya da baskıların İsrail’i durdurma şansı çok umutsuz mu? Ya da Trump yönetiminin İsrail’e desteği bu kadar güçlüyken İsrail’i kim nasıl durdurabilir? Farklı ülkelerde “soykırıma hayır” diyenler gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, lisansları iptal ediliyor, yabancı uyruklular sınır dışı ediliyor. Buna paralel olarak İsrail kamuoyunda da Netanyahu’ya itirazlar yükseliyor. Netanyahu’yu savaştan vazgeçirecek toplumsal baskı kurulabilir mi? İsrail’deki hangi gruplar Gazze’deki operasyonlara karşı çıkıyor? 

İsrail'in eylemlerini durdurmaya yönelik uluslararası çabalar, başta ABD olmak üzere bazı güçlü ülkelerden aldığı destek nedeniyle önemli engellerle karşılaşıyor. İsrail içinde Netanyahu'nun politikalarına karşı bir muhalefet olsa da bu muhalefetin Netanyahu'nun öncelikle siyasi bekasını düşünerek izlediği yolu değiştirme kapasitesi belirsizliğini koruyor.
Ancak mevcut durumun kalıcı bir çıkmaz olması gerekmiyor. İsrail'in devam eden eylemleri sonsuza kadar sürdürülemez ve artan küresel zorluklar, ticari gerilimler ve Çin'in yükselişiyle karşı karşıya olan ABD, sonunda uzun süreli bölgesel istikrarsızlığı desteklemeyi sürdürülemez bulabilir. Sonuç büyük ölçüde Filistin halkının birliği ve direncine bağlı. İsrail’in stratejilerine direnmeye devam ederlerse savaş İsrail hedeflerine ulaşamadan sonuçlanabilir.

Gazze'ye yönelik soykırım savaşından çıkarılacak en önemli ders ise mevcut uluslararası toplumun etkisizliğinin ortaya konmasıdır. Bu savaşın bir sonucu da uluslararası hukuki ve siyasi sistem için gerekli bir hesaplaşma olmasıdır. Ya evrensel ilkeler temelinde önemli reformlar yapmak zorunda kalacaklar ya da çelişkilerinin ağırlığı altında nihai çöküş riskiyle karşı karşıya kalacaklar. 

Kız kardeşim ve ailemin nesiller boyu kayıpları

Ayrıca aile üyelerinizi kaybettiğinizi öğrendim, başınız sağ olsun. Son olarak ailenizle ilgili anlatmak istediğiniz şeyler varsa duymak isteriz... 

Başsağlığı dilekleriniz için teşekkür ederim. Bu, sayısız Filistinli aile tarafından paylaşılan bir acı. Kendi ailemde, kız kardeşim de dahil olmak üzere ailemden 50'den fazla kişiyi kaybettim. Kız kardeşim kendini işine adamış biriydi ve Güney Gazze'de kadınların tıbbi bakımında önemli bir etki yaratmıştı. İsrail onu Ekim 2024'te Nasr Hastanesi'nden ayrıldıktan sonra öldürdü. Onun ölümü, yüz binlerce Filistinlinin vatanımızdan zorla sürüldüğü 1948'deki Nekbe sırasında sürgün edilmemizle başlayan, ailemin nesiller boyu katlandığı kayıpların bir devamı… Her Filistinli aile, her biri derin bir trajedi olan benzer kayıp hikayeleri taşır. Yine de bu ortak trajedinin içinde dikkate değer bir güç yatıyor. Nesiller boyu süren kayıplar ve geçen zaman boyunca dayanmış, hayatta kalmış ve direnmeye devam etmiş olmamız, Filistin halkının dayanıklılığı ve ruhu hakkında çok şey anlatıyor. İşte bu dayanıklılık, bu silinmeyi reddetme, Filistin için bir kurtuluş ve nihai zafer geleceği umudunu besliyor. Kayıplarla ilgili ortak hafızamız özgür bir Filistin görme konusundaki kararlılığımızı tayin ediyor.

  

Kategoriler

Dünya



Yazar Hakkında