Kumkapı Bezciyan Okulu’nun bütçe açığı için kurulan sevgi sofrasında Ermeni toplumunun yakından takip ettiği Papazevleri Davası’na ilişkin gelişmeler de kamuoyu ile paylaşıldı. Kumkapı Kilisesi Vakfı Avukatı Ömer Kantik davaya dair açıklamalar yaptı. Yemekte, 14 milyon 383 bin TL’lik bütçe açığı kapanmadı.
20 Ekim Pazar günü Kumkapı Meryem Ana Patriklik Kilisesi’nde Türkiye Ermenileri Patriği Sahak Maşalyan’ın riyaset ettiği ayini Patrik Vekili Kıdemli Peder Krikor Damadyan yönetti, Rahip Şınorhk Donikyan ve Üstrahip Zadig Babikyan da ayinde hazır bulundu. İlahiler şef Hovsep Kuyumciyan yönetimindeki Koğtan Korosu tarafından seslendirildi. Patrik Maşalyan, ayinde verdiği vaazda, okulların bütçe açıklarına değindi ve bağış yapmayan velileri eleştirdi.
Velilere çağrı
Patrik Maşalyan şöyle konuştu: “Velileri eleştirmeyelim mi? Diyelim ki her şey bedava oldu, bu en iyi eğitim sistemi midir? Fransız lisesine gittiğinizde bütçe sorunu yoktur. Peki (okullar) şöyle mi diyorlar, ‘Bizim para sorunumuz yok, öyleyse bütün öğrencilere eğitimi bedava yapalım.’ Öyle demiyorlar ve ‘Burada bir emek var ve siz de katkıda bulunacaksınız’ diyorlar. Biz cemaat okuluyuz ve öğrenci seçemeyiz. Bütün öğrencilerimizi zayıflıkları ve üstünlükleriyle okullarımıza alacağız. Artık velilerin ellerini ceplerine atma zamanı geldi, verebileceklerini vermeliler. Sembolik de olsa mutlaka verilecek. Bedel ödemeden aldığınız şeylerin değerini bilmezsiniz. Cemaat olarak gelirlerimizi bilmek zorundayız.”
Ayinin ardından Kazaz Amira Bezciyan Salonu’nda kurulan sevgi sofrasına geçildi. Yemeğe Patrik Maşalyan’ın yanısıra Başepiskopos Aram Ateşyan, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Ermenistan Daimi Temsilcisi Nairi Bedrosyan, Eski Cemaat Vakıfları Temsilcisi Prof. Dr. Toros Alcan, Karagözyan Vakfı Başkanı Dikran Gülmezgil, hayırseverler Aret-Monik Yerganyan, Anahid Bozacıyan ve Hayk Arslanyan; kilise vakıf yöneticileri, Bezciyan okulu öğretmenleri ve halk katıldı.
Açılış konuşmasını okul müdürü Clodya Altıparmak Demir yaptı. Demir, konuşmasında eğitim kalitesi hakkında bilgi verdi ve emeği geçenlere teşekkür etti.
“Miras kavgası var”
Kapanış konuşmasını yapan Patrik Maşalyan, yemekte bütçe açığının yarısı kadar bağış toplandığını ve açığın kapanmadığını açıkladı.
Hrant Moskofyan’a sofra için teşekkür eden Patrik Maşalyan “Yönetim kurulu birkaç yıldır zor zamanlardan geçiyor. Avukat Ömer Kantik Papazevleri ile ilgili davanın detayları paylaştı. Ermeni’nin bir başka Ermeni ile mahkemelik olması hayatın kaçınılmaz bir gerçeği. Bu süreç içerisinde yönetim kurulu yıprandı. O kilisenin mülklerinde emek vardır. Kutsal hak arayışları devam edecek” dedi.
Artık Kumkapı’da yaşayan Türkiyeli Ermeni kalmadığını hatırlatan Patrik Maşalyan “Ama Bezciyan Okulu var ve kapıları açık. Görevini yerine getiriyor. İstanbul’un farklı semtlerinden öğrenciler geliyor ve en güzel eğitimi alıyorlar” diyerek Okul Müdürü Demir’i, öğretmenleri ve öğrencileri çabalarından dolayı tebrik etti.
“Mirası eşit bölüştürün”
Vakıfların finansların artmasını ve uygun yerlere harcanmasını istediğini ifade eden Patrik Maşalyan, paranın amaç olmadığını vurguladı:
“İnsanlar, miras bıraktılar. Peki bu miras nasıl kullanılacak? Bugün cemaatimizde miras kavgası var. Hastane ve vakıflarımızda birikmiş servetimiz var. Babamızın ve dedemizin malı. Bu bizim mirasımız ve kavga var. Sorun şu, biz bu kavgayı nereye taşıyacağız? Yöneticiler okulların bütçe açıklarını kapatmak için para arıyorlar, dilenci konumuna düşüyorlar. Bu halkımızın serveti ve orada duruyor. Bunun için kavga edilir. Bu servet nasıl yönetilmeli? Yönetim kurullarına verilmeli. Biz de vermişiz. Kendi malları olsun diye değil, bizim için kullansınlar diye. Şimdi, bunu çözmek durumundayız. Yöneticilerden ricam, lütfen atalarımızın mirasını eşit olarak bize, okullarımıza, kiliselerimize, fakirlerimize, çocuklara burs olarak bölüştürün. Bunu yapıyorsunuz ama miras kavgası devam ediyor. Yan yana gelerek bir örgütlenme olabilir. ERVAB’da bu örgütlenme muhakkak gerçekleşmeli, başka yerde gerçekleşmez. Sayın Bedros Şirinoğlu ve ERVAB çatısı altında kurulmuş komisyonlara çağrımız var: Öncelikle halkımızın servetini, okullarımızı yaşatacak şekilde paylaştırın. Bu bizim talebimiz.”
Patrik Maşalyan, 17 Ermeni okulunun yarı kapasiteyle çalıştığın, okullarla ilgili sorunların ERVAB’da konuşulması gerektiğini ifade etti, “Yan yana gelmekten başka çaremiz yok. El ele vereceğiz” dedi.
Kantik’ten açıklamalar
Meryem Ana Patriklik Kilisesi Vakfı Başkanı Hrant Moskofyan, konuşmasında misyonlarının Bezciyan Okulu’nda öğrenci yetiştirmek olduğunu söyleyerek destek verenlere teşekkür etti. Moskofyan, bütçe açıklarının 14 milyon 383 bin TL olduğunu belirtti. Moskofyan, Papazevleri Davası’nın istinaf mahkemesine taşındığını, avukat Ömer Kantik’in hukuki süreç hakkında bilgi vereceğini söyledi.
Kumkapı Meryem Ana Patriklik Kilisesi Vakfı Avukatı Kantik, Papazevleri Davası’na ilişkin bilgiler verdi. Bilindiği gibi Vakfın Muhsine Hatun Mahallesi, Tavasi Çeşme Sokak’ta bulunan Papazevleri’yle ilgili Zela Kuyumculuk Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı ve eski İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Norayr İşler’le süren davasında mahkeme, gerekçeli kararında Kumkapı Vakfı’nın davacı Zela Kuyumculuk’a otel ve restoran binasının tadilatı için 14 milyon 734 bin TL, bina değer artışı içinse 73 milyon 242 bin TL avans faizle birlikte ödemesine karar vermişti. Vakıf kararı İstinaf’a götürdü.
2013 yılında imzalanan sözleşme sonrası İşler, harabe halde olan binayı restore ederek otel haline getirmişti. Ancak Kumkapı Meryem Ana Kilisesi Vakfı, sonraki süreçte kiranın ödenmesinin sık sık ihlal edildiği gerekçesiyle İşler’e ihtarnameler göndermiş, son ihtarnameden sonra da oteli mahkeme kararıyla tahliye ettirmişti. İşler de yaptığı masrafları gerekçe göstererek vakfı dava etmişti.
Norayr İşler ile 2013 yılında kira sözleşmesi, 2015 yılında da ek protokol imzalandığını söyleyen Kantik, 1890 Suites Otel’in bahçesinde bulunan restoranın kaçak yapı olduğunu ve imzalanan ek protokolde bu inşaata ilişkin herhangi bir düzenleme olmadığını söyledi. İşler’in 20 Aralık 2016 yılında vakfa dilekçe göndererek kira parasını ödemekte zorlandığını söyleyen Kantik, 2017’de yapılan yeni ek protokol ile kira bedelinin 17 bin TL’ye düşürüldüğünü belirtti. Kantik, Zela Kuyumculuk’a kira parasını ödememesi nedeniyle beş kez noterden ihtarname gönderildiğini, dört kez de icra takibi başlatıldığını belirtti. 2019 yılında Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) başvuru yapıldığı bilgisini paylaşan Kantik, konuya ilişkin yazıyı da kamuoyuyla paylaştı. Kantik’in verdiği bilgiye göre yazıda, Bezciyan Okulu’nun ücretsiz eğitim verdiği, bütçe açığını vakıf yöneticilerinin kendi ceplerinden karşıladığı belirtiliyor.
Kantik, konuşmasında Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün 2020 yılında yazdığı yazıyı da okudu. Kantik’in beyanına göre yazıda 2018 yılı Nisan ayında Zela Kuyumculuk’un 22 bin 500 TL’lik kira borcunu ödemediği belirtiliyor, kiracıya tahliye işleminin başlatılması gerektiği belirtiliyor. Kantik, tahliye işleminin ardından İşler’in otelde bulunan eşyaları almadığını, İcra İflas Kanunu’nun 26. maddesinin belirttiği çerçevede İcra Müdürlüğü’nün eşyaların satış işlemlerini bilirkişi aracılığıyla tespit ettiğini ve malların başka kişiler tarafından satın alındığını ve vakfın herhangi bir talebi olmadığını söyledi.
Kantik, ancak kiracının 2021 yılı Ocak ayında mahkeme aracılığıyla otelde bulunan eşyalara ilişkin tespit işlemleri yaptığını, aynı yılın Ağustos ayında alacak davası açtığını belirtti.
Sözleşmenin 3. maddesi
Vakıf avukatı Kantik, kira sözleşmesinde yer alan 3. maddeye ilişkin de konuştu. Maddede, vakıf tarafından 30 yıllık kira sürecinin herhangi bir nedenle sonlandırılması halinde yapılan onarım ve değişikliklerle ilgili harcamaların kiracıya ödenmesinin kabul ve taahhüt edildiği belirtilmişti. Kantik şu açıklamalarda bulundu:
“Sözleşmenin tamamına baktığımızda temelde vakfın “haksız” olarak Zela’yı buradan çıkarmasına binaen bu tazminatı ödeme yükümlülüğü var. Aksi halde vakfın 30 yıl boyunca kira parası almasa dahi Zela’yı buradan çıkartmayacağını taahhüt etmesi akla uygun değil, hayatın olağan akışına uygun bir gerekçe de olamaz. 5. maddede Zela’nın kendiliğinden çıkması, yani vakfın kusursuz olduğu durumlarda Zela’nın herhangi bir talepte bulunmayacağı açıkça yazılı. Az önce özetle açıklamaya çalıştığım süreçte de baktığımız zaman vakfın haklı nedenlerle tahliye kararı verdiği çok açık bir şekilde görülüyor. Mahkeme, geldiği yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verdi. Bu kısmen kabul açısından biz istinafa başvurduk.”
“Bilirkişi için suç duyurusunda bulunduk”
Otelin değerine ilişkin rapor hazırlayan bilirkişilerin belirledikleri rakamların tutarlı olmadığını ifade eden Kantik, “Bilirkişi raporları birbirleriyle hiç uyumlu olmamasına rağmen süreç bu aşamaya kadar geldi. Biz yargılamanın son döneminde hakimin tarafsızlığını yitirdiğini görünce bunu mahkeme hakimine yazılı olarak bildirdiğimiz gibi sözlü olarak da duruşmada söyledik. Dedik ki ‘Siz mahkeme hakimi olarak tarafsızlığını yitirdiniz. Bu dosyadan çekilmenizi istiyoruz.’ Biz bununla da yetinmedik, CİMER’e, Adalet Bakanlığı’na ve Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) hakimi şikayet ettik. Nitekim şikayetimizi ciddi gören HSK, kararı veren hakim hakkında bu dosyadan dolayı soruşturma açtı, hem benim hem de vakıf yönetiminin ifadelerini aldı. Hakim hakkındaki soruşturma devam etmektedir. Bununla birlikte bu kadar karmakarışık, gerçeğe aykırı raporlar yazan bilirkişiler hakkında da Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduk. Savcılık, bilirkişiler hakkında ‘görevi kötüye kullanma’ suçundan dolayı soruşturma yapmıştır ve soruşturma devam etmektedir. Bunların da takipçisi durumundayız” dedi.
Kantik, mahkeme tarafından otel değer artışı bedelinin 75 milyon TL olarak belirtildiğini, ancak İstanbul Mimarlar Odası’nın 6 milyon 800 bin TL değer artışı tespit ettiğini söyledi. Kantik, Ağustos ayında ekspertiz kuruluşuna yaptırdıkları değerlendirmeye göre de binanın toplam değerinin 110 milyon TL, değer artışının ise 3,5 milyon TL olduğunu belirtti.