Maral ve Melis Horhoryan’ın Kahire’deki girişimcilik macerası

Geçen hafta yaşadığım bir tesadüf, okura ilham kaynağı olabilecek bir çift hayat hikâyesini yazmama vesile oldu. ‘Çift’ diyorum, çünkü İstanbullu ikizler Maral ve Melis Horhoryan ile 10 yıl önce başlayan Kahire maceralarını konuştuk. Yaşamlarını Kahire’de sürdüren iki kardeş, oradaki girişimcilik deneyimlerini ve Ermeni cemaatinin bugününü anlattılar.

Röportajımın kahramanları, Maral ve Melis Horhoryan kardeşler tüm eğitimlerini İstanbul’da tamamlamış. Melis’in hayatı bir Beyrut tatilinde Mısırlı Ermeni Şahan ile tanışmasıyla değişmiş. İlk görüşte aşk derken Melis soluğu Kahire’de almış, orada yeni bir yaşam kurmuş. Uzun sürmemiş, Maral da onu takip etmiş, Şahan’ın yakın arkadaşı Simon ile evlenmiş ve o da Kahire’ye yerleşmiş. Kahire Ermenileri onlarca yıllık bir kopukluğun ardından İstanbul’dan gelen çifte gelini bağrına basmışlar. Düğünlerine İstanbul’dan gelen misafirler atalarının Kahire'deki izlerini takip ederken, Kahire’de yaşayan eski İstanbullular için de Maral ve Melis bir İstanbul gezisi düzenlemiş. Şöyle anlatıyorlar geziyi:  “Hepsinin gözleri dolu dolu... ‘Dedemin yeri, babam hep anlatırdı’ sözleri... Büyükannesi Esayan Okulu mezunu bir davetlimizi Esayan'a götürdük. Kayınvalidem kuzenini 40 sene sonra buldu.”
Zaman içerisinde iki kardeşin Kahire’deki Ermeni toplumu ile bağları gelişmiş. Ancak Maral, İstanbul ile Kahire arasındaki bağların yıllar içinde nasıl zayıfladığının da farkında: “Eskiden okullar için İstanbul’dan Ermenice öğretmeni talep edilirmiş. Son 50 yılda bu ilişkiler çeşitli sebeplerle zayıflamış. Eskiden Kınalıada’ya yazlığa gelen çok aile varmış. Çocuklar büyüyünce artık gitmek istememişler. Bugün Mısır'daki Ermeni eğitimciler genellikle Lübnan'dan veya Suriye’den, din adamları ise Ermenistan'dan geliyor.”
Horhoryanlar birarada

Kulüpler çok faal
Kahire'de Ermeni toplumunun eğitim alanındaki merkezi Nubaryan-Kalustyan Okulu. Bugün 120 öğrenciye eğitim veren bu kurum hem Ermeni dilinin hem de kültürel değerlerin korunmasında kritik bir rol oynuyor. İskenderiye’deki Ermeni okulu bu yıl kapanmış. Maral okul çevresindeki sosyal kurumları anlatırken cemaat dinamiklerinden de bahsediyor: “Okulumuzda Koptlar veya Mısır’da yaşayan diğer Hristiyanlarla karma evlilik yapan ailelerin çocukları da eğitim görüyor. Cemaat üyeleri birbirine bağlı ve dayanışma içindedir. Kahire’de faaliyet gösteren üç Ermeni kulübü, topluluğun sosyalleşmesi, bir araya gelmesi ve kültürel değerlerini yaşatması açısından vazgeçilmez. Boğos Nubar Paşa’nın ailesinin bağışladığı çok büyük bir bahçe içerisinde haftanın günlerini paylaşarak hizmet verirler. Her kulübün kendine has işlevi ve üyeleri var. H.M.E.M. (AGBU) Nubar, spor faaliyetleri ile ön plana çıkar. Goganyan, daha çok sosyal etkinliklere ev sahipliği yapar. Ararat da önemli bir buluşma noktasıdır.  Cemaat her akşam ve hafta sonlarında bir aradadır. Bu kulüpler sadece sosyalleşme yerleri değil, aynı zamanda kültürel bağlarımızı canlı tutan merkezler.”

İkizlerin girişimcilik başarısı  
Son dönemde gelişmeler kaydedilse de Mısır’da kadınların sosyal statüsü, tarihsel ve kültürel nedenlerle sınırlı. Melis ve Maral, bu geleneksel sınırlamaların ötesine geçmeyi başarmış. Okulda kısa dönem öğretmenlik, kulüplerde gönüllü hizmet derken Maral ve Melis girişimcilik alanında da cesur adımlar atmış: “Biz eş zamanlı çocuk doğurduk. Ek gıdaya geçmeye başladıkları zaman yayam (büyükanne) ‘Kemik suyu veriyor musunuz?’ dedi. Yayam biz küçükken her türlü kemiğin suyunu kaynatırmış. Mısır’da böyle bir konsept bilinmiyor. Kasaplar kemik satmıyor. Çocuklarımız için başladık. Bir arkadaşımız gördü, ‘Ben bunları Türkiye'den getiriyorum. Mutlaka üretime geçmelisiniz.’ dedi. ‘Bakarız, araştırırız’ derken bir anda kendimizi işin içinde bulduk. Firmamızı kurduk.”
Maral azimle çalışmış ve işini büyütmeyi başarmış: “Şu anda markamız talep görüyor. İşimizi kurarken zorluklarla karşılaştık ama sonunda başarılı olduk. Çatı firmamızın adı Lepyan. Mamamın Erzincanlı babasının soyadı. Bu bizim için büyük bir gurur kaynağı.”

Kahire Ermeni  toplumu günümüzde bir etkinlikte

Beslenme uzmanlığı eğitimi, televizyon programları
Maral işini kurduktan hemen sonra kızının bağırsak problemlerinden yola çıkarak çocuk beslenmesi eğitimini online almaya başlamış. “Londra’da bir üniversiteden beslenme uzmanlığı eğitimi de aldım. Şimdi online danışmanlık veriyorum.” diyor. Melis de yeme-içme konularında içerik üretiyor. Mısır’da bir televizyon kanalında yaptığı program kısa sürede Arapça konuşan ülkelerde fenomen haline gelmesini sağlamış. Lübnan ve Suriyeli Ermeniler arasında da popüler olduğunu söyleyen Melis düzenli olarak gastronomi programları yapıyor. “Hem kariyerimde hem de kişisel gelişimimde önemli bir adım oldu.” diyor.

Teknolojik imkanlar sayesinde kardeşler bütün işlerini ellerindeki telefon ve bilgisayardan yönetebiliyor: “Baştan öyle planladık. Mobil olmak istiyorduk. Bir ayağımız burada, bir ayağımız orada. İstanbul’dan kopmak istemedik.”  Maral, “Hiçbir zaman özgürlüğümüzü kısıtlamak istemedik” diyerek devam ediyor: “Mısır’da kadınlar çalışmadan hayatta kalabilir, öyle bir dinamik var. Türkiye’deki gibi karı koca çalışsın, birlikte yürüyelim gibi bir durum pek yok. Kadınların hakları da kısıtlı. O yüzden biz orada kaderimize boyun eğemezdik. Kocalarımızın işleri iyi olsa da kendi ayaklarımızın üstünde durmak zorundaydık.” Maral ve Melis Horhoryan’ın uzaktan peri masalı gibi görünen yaşam mücadelesi hem kültürel uyum hem de kişisel gelişim çabası açısından önemli bir örnek.

Mısır'daki eski Ermenilerden Balouni Ailesi, Kahire, 1890, Kaynak: Houshamadyan
Mısır Ermenilerinin tarihi
Kahire’deki Ermeni toplumu çoğunlukla Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde şekillenmiş. Ali Paşa, 19. yüzyılda Mısır’ı modernleştirme çabaları sırasında birçok Ermeni’ye farklı görevler vermiş, İzmir’den Boğos Nubar Paşa 1894-1895 yıllarında ilk Mısır başbakanı olarak görev almış. Bu dönemde Ermeniler, Mısır’da mimar, diplomat, asker ve tüccar olarak önemli pozisyonlarda bulundular. Mısır’ın modernleşme sürecine katkıda bulunan bazı Ermeni mimarlar, önemli binaların yapımında yer aldılar. Soykırım ve tehcir sürecinde ülkeye göçler artmıştır.
Kahire ve İskenderiye’deki Ermeni okulları, kiliseleri ve kültürel kurumlar, Ermeni kimliğinin korunmasında önemli rol oynamıştır. Nubaryan, Kalustyan ve Boğosyan okulları Ermeni dilini ve kültürünü genç nesillere aktaran önemli merkezler oldu. Kahire’de Surp Sarkis, İskenderiye’de Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi halen dini kimliği yaşatıyor.
20. yüzyılın ortalarından itibaren, özellikle 1952’deki Hür Subaylar Hareketi ve Mısır’ın milliyetçi politikalarının yükselmesi, birçok Ermeni’yi yurtdışına göç etmeye zorladı. 1956 Süveyş Krizi sırasında ve sonrasında da daha fazla Ermeni ekonomik ve siyasi belirsizlik nedeniyle ülkeyi terk etti. Bu göç dalgalarının bir sonucu olarak bugün Mısır’daki Ermeni nüfusunun yaklaşık 5.000 kişi civarında olduğu tahmin ediliyor.

Kategoriler

Dosya


Yazar Hakkında