Gökçek burada bir hinlik daha yapıyor, “TBMM’den acil bir kanun çıkartılmalı ve kişilerin gerçek kimlikleri nüfus cüzdanlarına işlenmeli” diyor. Bu saatten sonra hiçbir idarenin böyle bir yola gitmeyeceğini tahmin edebiliyorum ama Gökçek’in asıl istediği, bugüne kadar devlet tarafından gizli kapaklı yapılan fişlemelerin artık açık açık yapılması. Resmî bir fişleme yani.
Eski AKP’li Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek geçenlerde sosyal medya hesabından tuhaf bir paylaşımda bulundu. Paylaşımı şöyle:
“Osmanlı 1914 nüfus sayımı...
O tarihde Osmanlı da 3.353.825 Rum, Yahudi ve Ermeni var...
Nüfusun % 18.22’si...
Türkiye’nin 2024 nüfusu 85.372.377...
Aynı oranları baz alırsak şu an türkiye de 15.554.847 Rum, Ermeni ve Yahudi var...
Ben Türkiye’de bunları tanımak istiyorum...
Kimsenin ırki olarak Rum, Ermeni ve Yahudi olması kınanamaz. Ama nasıl Suriyeli, Afgan veya Türkmen ismi, ırkı ve kimliği ile tanınıyorsa bunları da kimlikleri ile tanımak hakkımızdır.
TBMM’den den acil bir kanun çıkartılmalı ve kişilerin gerçek kimlikleri nüfus cüzdanlarına işlenmeli...
İnanıyorum ki nasıl Türk Türklüğünle gurur duyuyorsa,
Rum Rumluğunla,
Ermeni Ermeniliğiyle,
Yahudi Yahudiliğiyle övünecektir...
Ne düşünüyorsunuz tweet alemi?”
Gökçek bir süredir, yani Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından görevden ansızın alındığı için siyasi alanda çok dikkate alınan bir kişi olmayabilir. Sosyal medya paylaşımları da çoğu zaman alay konusu oluyor. Ancak yine de dediklerine yakından bakmakta fayda var kanımca. Çünkü konu ciddi.
Bunları tanımak istiyormuş Gökçek. Öncelikle bu paylaşımdaki sinsi tavrı görmemek mümkün değil. Çünkü Türkiye’de artık, azınlık hâline getirilmiş toplumlar parmakla sayılacak kadar az. Öte yandan hepimizin bildiği gibi özellikle 1915’ten sonra Müslümanlaş(tırıl)mış Ermeniler ve Rumlar da var. Fakat bunlar da yıllarca korku içinde, baskı altında yaşadılar ve zaten devletin gözünden kaçmadılar ve fişlendiler. Böyle gizli listeleri zaman zaman Agos’ta yayımladık. Kaldı ki bu insanlar, sayıları öyle milyonlarla ifade edilecek bir grup değil.
Gökçek bunu elbette biliyor ama sağ kesim (hatta sol görünümlü kimi ulusalcılar) bunu yıllarca manipüle etti ve toplum içinde sanki gizlice yaşamaya devam eden Ermeniler, Rumlar olduğunu, bunların da gizli bir gündemleri, emelleri olduğunu öne sürüp durdu.
Gökçek aslında bunu ima ediyor ama süslü laflarla. “Nasıl Türk Türklüğünle gurur duyuyorsa, Rum Rumluğunla, Ermeni Ermeniliğiyle, Yahudi Yahudiliğiyle övünecektir...”
Elbette ki herkes kendi kimliğiyle gurur duyar ama yüz yılı aşkın bir süredir devletin ve siyasete hâkim olan milliyetçi anlayışın baskısıyla sesini çıkarmadan yaşamak zorunda kalmış insanlar açık, bilinen kimliklerini bile çoğu zaman gizlemek zorunda kalıyorken din değiştirmek durumunda/zorunda kalmış insanlar ne yapsın? Ki, yukarıda belirttiğim gibi, bunların sayısının 15 milyon olmadığını zaten biliyoruz.
Gökçek burada bir hinlik daha yapıyor, “TBMM’den acil bir kanun çıkartılmalı ve kişilerin gerçek kimlikleri nüfus cüzdanlarına işlenmeli” diyor. Bu saatten sonra hiçbir idarenin böyle bir yola gitmeyeceğini tahmin edebiliyorum ama Gökçek’in asıl istediği, bugüne kadar devlet tarafından gizli kapaklı yapılan fişlemelerin artık açık açık yapılması. Resmî bir fişleme yani.
Elbette, Gökçek’in bilmezden geldiği gerçek mesele, bu toprakta Rumların, Ermenilerin ve Yahudilerin (Süryanileri de eklemeliyiz) soykırımlar, katliamlar, sürgünler, tehcirler, pogromlar ve mübadelelerle artık bir avuç kalmış olması. Esas bunu niye yazmaz Gökçek? Evet, bunlar olmasa belki de gerçekten bugün Türkiye’de 15 değil –siyaset bilimci Levent Köker’in X’te dikkat çektiği gibi– 20 milyon Ermeni, Rum, Yahudi ve Süryani olacaktı. Türkiye de bugün böylesine çoraklaşmamış olacaktı.
Gökçek’in son hinliğini de buraya ekleyelim. Ne diyor: “Nasıl Suriyeli, Afgan veya Türkmen ismi, ırkı ve kimliği ile tanınıyorsa bunları da kimlikleri ile tanımak hakkımızdır.”
Aklınca göçmen karşıtlığı rüzgârından da nasiplenmek istiyor. Ermenileri, Rumları ve Yahudileri göçmenlerle eşitleyip, bu insanlara bir tür dışarlıklı muamelesi yapmak istiyor. İkiye katlanmış bir ırkçılık var burada.
Milliyetçilikte hinliğin, kurnazlığın sonu yok.