“Başıboş köpek sorunu yok, belediye sorunu var”

"Belediyelerin çok azında bakım evi var. 1389 belediyenin 254’ünde bu var. Böyle olunca da köpekleri kırsallara, dağ başlarına, çöplüklere atıyorlar. Hayvanlar burada ürüyor, yaban hayat ile temas ediyor. Sorunun kaynağı belediyeler, devletin belediyeleri denetlememesi. 2021’deki yasa değişikliğinden beri belediyeler bakım evi kursaydı şu anda bu kadar popülasyon olmayacaktı."

AKP’nin ‘Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişikliğe gitmesi, tepkilerin yükselmesine neden oldu. Yasayla sokak köpeklerinin toplahması barınağa alınması, 30 gün içinde sahiplendirilmeyenlerin uyutulması öngörülmüştü.  Tasarı halindeki yasa ilgili "tartışılabilir" sinyalleri gelse de hayvan hakları örgütleri ve toplumun pek çok kesimi "uyutma" ile çok sayıda canlının öldürülecek olmaına tepkili.

Yasa taslağı, 29 Mayıs Çarşamba günü TBMM’ye ulaştı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, gazetecilere yaptığı açıklamada, hayvanları koruma noktasındaki kararlılıklarını sürdüreceklerini söyledi:

“Hayvanları Koruma Kanunu çıkaran bir iktidarız. Hayvanları eziyet edenlere yönelik cezaları artırmıştık. Hassasiyetimiz devam ediyor. Çocuklara, yaşlılara, saldırıları da önlemek lazım. Bir yasal düzenleme ihtiyacı olduğu açık. Hem hayvanlarımızı koruyalım hem insan sağlığını tehdit edecek durumları kaldırmak lazım."

“Bir sonraki adıma ihtiyaç kalmayacağını düşünüyoruz”

Tunç, gazetecilerin sokak köpeklerinin uyutulmasına ilişkin sorularına ise ‘Bunlar Meclis'te tartışılacak konular” diye yanıt verdi. AKP Grup Toplantısı’nda konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yasa tasarısı ile köpeklerin sahiplenilmesini amaçladıklarını söyledi ve şöyle konuştu.

“Bu değişiklikteki yegane hedefimiz budur. Hazırlıkları devam eden kanun teklifiyle, köpek bakım evleri olmayan yerlere hemen bakım evleri kurulacak. Sahipsiz hayvanlar, bu bakım evlerinde tutulacak. Ayrıca, sahiplenilmeleri için kampanyalar yapılacak. Sahiplenilen hayvanlar kısırlaştırılacak, aşılanacak, çip takılacak, sahibine teslim edilecek ve bundan sonra da çok sıkı takip edilecek. Biz istiyoruz ki, barınaklara alınan tüm hayvanlarımız sahiplenilsin. Özellikle hayvanseverlerimizin bu süreçte barınaktaki köpekleri sahiplenerek daha fazla sorumluluk alacaklarına inanıyoruz. Eğer bunu başarabilirsek, bir sonraki adıma da ihtiyaç kalmayacağını düşünüyoruz.”

Yasalaşacağı tahmin edilen ‘köpeklerin uyutulması’ seçeneği büyük tepki topluyor. Yaşam için Yasa İnisiyatifi, Beşiktaş İskelesi’nde her gün akşam saatlerinde eylem düzenliyor. 24 Mayıs Cuma günü başlayan eylemlerde İnisiyatif, şu ifadeleri kullanıyor:

“20 yıldır yapmanız gerekenlerin hiçbirini yapmayıp hayvanları hedef gösteremezsiniz. Yok etmeye çalıştığınız milyonların hak ve adalet anlayışı, beraber yaşamayı nesilden nesile aktarmaya devam eden kültürel kodlarımız buna izin vermeyecek. Sokaktaki dostlarımızı öldürmeyi hedefleyen tecrit ve katliam tasarısı meclisten geri çekilene kadar her gün sokaklarda olacağız. Etik, bilimsel ve yaşam hakkından taraf olan tek çözüm kısırlaştırmak, yerinde yaşatmak, üretim ve satışı yasaklamaktır"

“Uyutma kabul edilemez”

Tasarının, Meclis tatile girmeden yasalaşması  bekleniyor. 

Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi ve BurHak (Burak Özgüner Hayvan Hakları Çalışma Merkezi)’nden Özge Özgüner, Agos’a açıklamalarda bulundu. Özgüner, yeni tasarıda yer alması beklenen ‘uyutulma’ uygulamasının ‘öldürme’ olacağının altını çizdi ve şunları söyledi:

“10 yıldan fazla bir süre köpeklerin toplatılacağına dair katliam tasarıları karşımıza geliyor. Yıllardır bunun karşısında durarak eylemler düzenliyoruz fakat şu anda uyutma adı altında tecrit ve katliam politikası olduğu söyleniyor. Uyutmak, öldürmek anlamına geliyor. Bu topraklarda da yüz yıllardır insanlar sokak hayvanlarıyla iç içe yaşıyor. Birlikte yaşama kültürü var. Bizim gündemimizin bu olması, uyutma adı altında böyle bir katliamı önümüze sürmeleri kabul edilemez bir durum. Asıl mesele yaşam hakkıdır. Biz biliyoruz ki uyutma olmasa bile toplama denilen uygulama da doğrudan öldürmek anlamına geliyor. Biz bununla mücadele ediyoruz yıllardır, ‘toplayamazsın’ diyoruz. Çünkü bu yerler, şimdiye kadar hayvanların sağlıklı ve güvenli bir şekilde yaşadıkları yerler olmadı. Olması da mümkün değil. Bunu da biliyoruz ki buralar için bütçe de ayrılmayacak. Kanun olmasına rağmen şunu gördük, burada hayvanlar öldürülüyor, hastalık bulaşıyor. Doğal yaşam alanı diye tabir edilen toplama kamplarını asla kabul etmiyoruz. Bunu uzmanlar ve veteriner hekimler de söylüyor ama hiçkimse bu kişilerin uzmanlıklarına başvurmuyor.”

“Ortada belediye sorunu var”

Belediyelerin bakım evleri kurmasının önemine değinen Özgüner, ‘Ortada başıboş köpek sorunu değil, belediye sorunu var’ dedi:

“Elini taşın altını koyacağını söyleyen veteriner hekimler var. Onlarla ve hayvan hakları savunucularıyla ortak bir işbirliği gerekiyor. 6. Maddenin uygulanması gerek:  kısırlaştırılması ve rehabilite edilmesi, aşılanması ve yerinde yaşatılması. Belediyelerin çok azında bakım evi var.  1389 belediyenin 254'ünde bu var Böyle olunca da köpekleri kırsallara, dağ başlarına, çöplüklere atıyorlar. Hayvanlar burada ürüyor, yaban hayat ile temas ediyor. Sorunun kaynağı belediyeler, devletin belediyeleri denetlememesi. 2021’deki yasa değişikliğinden beri belediyeler bakım evi kursaydı şu anda bu kadar popülasyon olmayacaktı. Başıboş köpek diye bir sorun yok, ortada belediye sorunu var ve devlet denetlemiyor. Sorunun bu olduğunu uzmanlar da söylüyor.”

Muhalefet partilerinin tutumuna ilişkin de konuşan Özge Özgüner, milletvekillerinin yaşam hakkını savunan tarafta olmaları gerektiğini ifade etti: 

“Bu konuda muhalefet bölünmüş durumda. Bu bir yaşam hakkı meselesidir, kendilerine çağrıda bulunuyoruz. İnsanları ve hayvanları karşı karşıya getirmeden bu sorun çözülebilir. Milletvekillerini, ölümden yana olmamaları için hareket etmeye çağırıyoruz.”

Özge Özgüner, Beşiktaş İskelesi’nde yaptıkları eyleme vatandaşların ilgi gösterdiğini ve yasa tasarısına karşı olduklarını da söyledi. 

Kategoriler

Güncel


Yazar Hakkında