YETVART DANZİKYAN

Yetvart Danzikyan

KARDEŞÇESİNE

Yumuşama, normalleşme, muhalefet

Osman Kavala’nın serbest bırakılması ihtimalinin AKP’ye yakın yazarlardan ve bazı milletvekillerinden gelmeye başlaması, bir gösterge örneğin. Beri yandan MHP de bilhassa Kavala konusunda aynı sert tutumu sürdürüyor; bu da ayrı bir gösterge. Burada bir varsayım yapılabilir. AKP bundan sonrası için yola MHP ile devam ederse ne olur, etmezse ne olur? Belli ki AKP içindeki bir grup bunun egzersizini yapıyor. MHP de kendi oyununu kurmaya çalışıyor.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in bir süredir yaptığı temaslar tartışma konusu. Özel önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’la AKP Genel Merkezi’nde görüştü. Bu görüşmeyi iki taraf da genel olarak “olumlu” sözüyle nitelendirdi. Özel sonra da MHP Genel Başkanı Bahçeli’yle görüştü. Bu görüme için de sıcak ifadeler kullanıldı. 

Muhalefet kamuoyu diyebileceğimiz çevre, bu konuda ikiye bölünmüş durumda. Kimilerine göre bu görüşmeler gerekli ve siyasi tansiyonun düşmesi açsından yararlı. Kimilerine göre ise Özel gereksiz bir nezaket içinde; bu tip görüşmelerin hiç gereği yok. Hele ki iktidarda Anayasa Mahkemesi kararlarına bile uymayan bir zihniyet varsa... Üstelik Anayasa Mahkemesi kararına rağmen 1 Mayıs’ı Taksim’e kapatan bir hükümet varken, tam da 2 Mayıs’ta Erdoğan’la görüşmek gereksiz.

Bu konuda net bir görüş beyan edemiyorum ama genel olarak görüşmelerin gerekli olduğuna inananlardanım. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, CHP lideri kendisini ziyaret etti diye ya da Erdoğan iade;i ziyarette bulunacak diye siyasetin hızla ‘normalleşeceğini’ de pek düşünmüyorum.

‘Normalleşme’ diyorum, zira Erdoğan Özel’le görüşmesi sonrası “yumuşama” tabirini kullanırken, Özel ‘normalleşme’ demeyi tercih etti. 

Elbette öncelikle ‘yumuşama’ meselesine bakmak gerekir. Eğer yumuşamadan söz ediyorsak, öncesinde bir ‘sertlik’ olduğunu kabul etmemiz lazım. Peki, bu sertliği yaratan kimdi? İktidar. Daha doğrusu, Erdoğan. Her seçimden önce CHP ve liderliği en sert sözlerle karalandı, suçlandı ve eleştirildi. 

Bu yöntem, öyle görünüyor ki, 2023 Mayıs seçimlerinde işe yaradı. Ancak 2024 Yerel Seçimleri öncesinde iktidar bu derece sert bir dil kullanmadı ve CHP seçimlerden birinci parti olarak çıktı. 

Bu durumda muhtemelen AKP takkeyi önüne koymuş düşünüyor olsa gerek. ‘Sertlik’ politikası devam mı edecek, yoksa ‘yumuşama’ya mı geçilecek?

AKP’nin şimdilik ‘yumuşama’ya meyilli olduğunu söylemek mümkün. Öncelikle, önümüzde uzun bir süre seçim yok. Ve MHP ile ittifakın artık eskisi kadar yarar getirmediğini düşünüyor olabilirler. 

Osman Kavala’nın serbest bırakılması ihtimalinin AKP’ye yakın yazarlardan ve bazı milletvekillerinden gelmeye başlaması, bir gösterge örneğin. Beri yandan MHP de bilhassa Kavala konusunda aynı sert tutumu sürdürüyor; bu da ayrı bir gösterge.

Burada bir varsayım yapılabilir. AKP bundan sonrası için yola MHP ile devam ederse ne olur, etmezse ne olur? Belli ki AKP içindeki bir grup bunun egzersizini yapıyor. MHP de kendi oyununu kurmaya çalışıyor.

Buna karşılık olarak, bu tabloyu sezen CHP Genel Başkanı Özel de siyasi denklemi kendi hesabınca yeniden şekillendirmeye çalışıyor.

Yani diyelim ki emekli maaşları konusunda AKP yeni bir adım atarsa ve iktidardan özgürlüklere dair bazı olumlu hamleler gelirse, CHP pekâlâ “Bizim sayemizde oldu” diye ortaya çıkabilir ve MHP yalnızlaşabilir. Bu da tabii, MHP ve "1990'ların devleti" unsurlarının siyaseti daha da sertleştirecek adımlar atmasını getirebilir. Kürt siyaseti ('tekrar kayyımlar gelebilir' yorumları) bahsinde bunun ipuçlarını zaten görüyoruz. 

Ya da Erdoğan bir süre sonra bu ‘yumuşama’ siyasetini bir kenara bırakır ve sert, suçlayıcı, kutuplaştırıcı siyasetine kaldığı yerden devam eder. 

Özetle CHP’nin yerel seçimlerden birinci parti olarak çıkmasıyla, klasik tabirle, siyasette kartların yeniden dağıtıldığı bir döneme giriyoruz denebilir. 

Nihai olarak söyleyeceğim şu ki, Özel’in hesap edilmiş bir siyaset yürüttüğü kanaatindeyim. Ama malum, siyasette, hele ki Türkiye siyasetinde her şey pamuk ipliğine bağlıdır. Bu ortamın ne kadar süreceği ve iktidar içinde nasıl hesaplaşmalar yaşanacağı, temel sorumuz. Üstelik ufukta yeni bir anayasa hazırlığı varken... Bekleyip göreceğiz.