Karabağ Ermenileri kafileler halinde Ermenistan’a göç ediyor. Gerek 2020, gerek 2022, gerekse bu son savaşta Azerbaycan’daki Ermeni düşmanlığının aldığı boyut insanları bu yola sevkediyor. Türkiye kamuoyuna ve basınına göre ise son saldırıyla 1990’lardaki savaşın karşılığı verilmiş oldu böylece. Fakat sürekli körüklenen bir düşmanlıkla ve insanları yüz yıllardır yaşadıkları yerden koparan bir siyaset ile karşı karşıya olduğumuz da bir gerçek.
Azerbaycan’ın 19 Eylül’de Karabağ’a yönelik saldırısı 20 Eylül’deki ateşkesle sona ermiş görünüyor. Ancak gerilim durmuyor. Aliyev rejimi ile başbaşa kalan Karabağ Ermenileri kafileler halinde Ermenistan’a göç ediyor.
Bu korku yersiz değil çünkü gerek 2020, gerek 2022, gerekse bu son savaşta Azerbaycan’daki Ermeni düşmanlığının aldığı boyut insanları bu yola sevkediyor. Türkiye kamuoyuna ve basınına göre ise son saldırıyla 1990’lardaki savaşın karşılığı verilmiş oldu böylece.
Fakat sürekli körüklenen bir düşmanlıkla ve insanları yüz yıllardır yaşadıkları yerden koparan bir siyaset ile karşı karşıya olduğumuz da bir gerçek.
Bu tablo içinde Ankara ve Bakü, Zengezur koridoru meselesini yine gündeme getirdiler. Bu zaten 2020’den beri sürekli masaya sürülen bir konuydu. Bakü ve Ankara, Nahcivan ile Azerbaycan’ı birbirine bağlayacak bir koridor peşinde. Ve mevcut duruma göre bu koridorun Ermenistan topraklarını boydan boya geçmesi gerekiyor. Ermenistan ise ulaşım kanallarını açmaya hazır ancak kendi kontrolünde olmayacak ve kendi topraklarından geçecek bir koridora da mantıken karşı.
Erdoğan ve Aliyev öyle görünüyor ki Ermenistan’ın askeri alandaki güçsüzlüğünden ve Yerevan –Moskova arasındaki soğuk rüzgârlardan yararlanarak bu projeyi hayata geçirmek istiyor. Bu, Nahcivan’da Erdoğan ve Aliyev tarafından yapılan açıklamalarda ayan beyan görüldü.
Velhasıl Ankara ve Bakü, Türkiye’den Orta Asya’ya uzanacak engelsiz bir güzergâh peşinde. Bunun yayılmacı özlemlerle bir ilgisi yok diyebilir miyiz?
(Agos başyazı, 29 Eylül)