2018’den bu yana Türkiye’de ikamet eden Mohammed’le Gazze’de ve burada yaşadığı sorunları konuştuk.
Üç yıl önce turist vizesiyle Türkiye’ye göç eden Filistinli sığınmacı Mohammed, tedavisi için destek bekliyor. 15 yaşındayken İsrail devletinin füze saldırısı sonrası vücudunda ciddi yaralar oluşan ve ameliyat olması gereken Mohammed, İsrail’deki ilk tedavisinin ardından Gazze’ye ailesinin yanına gitmiş, daha sonra dönmesine izin verilmediği için tedavisi sürememiş. 2018’den bu yana Türkiye’de ikamet eden ve uzun uğraşlar sonucu Covid-19 aşısı da olan Mohammed’le Gazze’de ve burada yaşadığı sorunları konuştuk.
Gazze’de başınıza gelenleri özetleyebilir misiniz?
15 yaşındayken İsrail savaş uçaklarından atılan bir füze Gazze’deki evimizin yakınına düşerek beni ve 12 yaşımdaki kuzenimi ciddi şekilde yaraladı. Gazze'deki hastanede dokuz gün yoğun bakımda kaldık. Oradaki kötü sağlık koşulları ve abluka nedeniyle ameliyat olamadım. Durum kötüleşince bizi işgal altındaki Filistin'deki (İsrail) hastanelere nakletmeye karar verdiler. Tedaviye orada devam edildi. Durumumun farkında değildim, kalbim durur diye düşünmüşler. Kuzenim yoğun bakımda 28 gün kaldıktan sonra öldü, bense hâlâ tedavi görüyorum.
Tedavi süreciniz nasıl geçti?
15 ay ameliyathanede kaldım ve birçok ameliyat geçirdim. Füze kalıntılarını temizlemek için otopsi dahi yapıldı. Füzenin yol açtığı yara sol ayakta platin implant, yapay eklem, sağ ayak, kollar, karın bölgesi ve parmaklarıma kadar ciddi ameliyatlara ve etkilere neden oldu. Ardından yoğun fizik tedavi için özel bir hastaneye nakledildim. Sonrasında ameliyatları tamamlamak için ameliyathaneye geri döndüm. Dört ameliyattan sonra yeniden fizik tedaviye başladım. Doktorların yazılı izniyle Gazze’de yaşayan ailemle biraz zaman geçirip tedavi için geri dönmek üzere aileme gittim. Gazze'ye gidip kaldığım günler boyunca gerginlik artmıştı, tedavime devam etmek için işgal altındaki Filistin'e dönüş ve seyahat prosedürlerime başladım. Sebepsiz yere tedavi için seyahatim reddedildi, gidemedim.
Gazze’de kaldığınız dönem neler yaşadınız?
Uzun süre Gazze’de kaldım, evraklarımı gönderdim, seyahat izni almaya çalıştım ancak bir an önce tedavi görmem gerektiğine dair hastanenin yazıları ve taleplerine rağmen İsrail ordusu buna izin vermedi. Gazze'de uzun süre beklemek zorunda kaldım, kötü koşullardan dolayı tedavi alamadım, ağrı kesici bulmak bile çok zordu. O sıcak havada, o acılar içinde, hayat cehennem gibiydi.
Bu çetin cehennemden sonra İsrail ordusu, Gazze’ye vahşi saldırılarda bulunmaya başladı. 51 gün boyunca Gazze'yi, evimizi ve mahallemizi mahveden şiddetli bir savaştan söz ediyorum. Elektrik, su, tedavi yoktu. Hayat yoktu.
Burada geçirdiğim her saniye, ölmeyi diledim. Cehennem her yerdeydi. Evimiz artık yoktu, bir hiçtik. Ben bir de durumumdan kaynaklı çok kötüydüm, ameliyatlarımdan, sağlık durumumdan dolayı üç sene boyunca işkence çektim, her gün öldüm, ama kimse bana, aileme, şehrime olanları duymadı, fark etmedi.
Türkiye’ye ne zaman geldiniz?
Ya Gazze'den çıkacaktım ya da yavaş yavaş ölecektim. Başka çarem yoktu. Gazze'den çıkmak her açıdan çok zor. Birincisi çok pahalı, ikincisi de ülkeler Filistin pasaportu olan insanları kabul etmiyor kolay kolay. Bu süreçleri çok iyi anladığımı da söyleyemem. Daha çocukken yaralandım ve acı çekerek büyüdüm. Giriş yapabileceğim tek ülke Türkiye’ydi ama sağlık vizesiyle giriş yapamadım çünkü tedavi masraflarını karşılayacak maddi gücüm yok. Buraya gelmenin tek yolu turistik vizeydi, ben de 2018’de bunu yaptım ve turist vizesiyle Türkiye’ye geldim.
Türkiye’de kimseyi tanımıyordum, her şey muallaktaydı. Buraya tedavimi bitirmek ve sonrasında üniversite okumak, hayatımı yaşamaya başlamak, daha iyi bir gelecek kurabilmek için geldim. Fakat bütün süreç çok belirsiz, zor ve yorucu oldu. Geldiğimde oturma izni için başvuru yaptım ve bir yıllık ikamet hakkı verildi. Bu bittiğinde Korona salgınının başlarına denk geliyordu, yeniden başvuru için gerekli bütün evrakları, belgeleri gönderdim. Buna rağmen herhangi bir gerekçe gösterilmeden başvurum reddedildi ve ülkeyi terk etmem istendi. Oturumumu neden uzatmadıklarını bilmiyorum, ülkeden çıkamıyorum, gidecek yerim de yok.
Arkadaşımın avukat bir arkadaşı yardımcı oldu, bütün belgeleri topladık, itiraz ettik ancak bu kez de olumsuz yanıt aldık. Artık yapabileceğim bir şey de yok. Her şeyi kuralına, kanuna uygun yapmama rağmen gerekçe gösterilmeden reddedildim. Evden çıkmaya, bir yere gitmeye korkuyorum. Polis yakalayacak, sınırdışı edecek veya hapse atacak diye korkuyorum.
‘Sağlıkçıların inisiyatifiyle aşı olabildim’
Mohammed, oturma izni yenilenmemesine rağmen, kendisi için de şaşırtıcı bir şekilde COVID-19 aşısı hakkı kazandığına dair mesaj aldığını belirtiyor. Bu mesajına rağmen hastaneye gidip aşı olmaya korktuğunu paylaşan Mohammed, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Buradaki arkadaşlarımın da yardımıyla aşı olma ihtimallerine, yollarına bakıyorduk. Çok zor oldu, uzun uğraşlar sonucunda henüz aşı olabilmiş değildim. Bazı sağlık çalışanlarının destek olabilecekleri ortaya çıktı. O zamanlar da Sağlık Bakanlığı’ndan gelen mesajla aşı hakkım olduğunu öğrendim. Ancak oturma iznim yenilenmediği ve daha önce polisler tarafından kötü muameleye maruz kaldığım için hastaneye gitmeye korktum. Bana destek olmaya çalışan doktorun yönlendirmesiyle hastaneye gittik. Bütün personel çok yardımcı oldu, bana çok iyi davrandı. Aşıyı ancak bazı sağlık çalışanlarının inisiyatif kullanmasıyla olabildim.”