Türkiye Ermeni toplumu yeni bir Patrik seçimine hazırlanırken buna paralel gelen peşpeşe gelişmelerle yeni bir yönsüzlük yaşıyor. Ya da açık konuşalım: Patrik seçiminin devletin (olası) bir müdahalesi olmadan yapılması için çabalar sürerken ters yönde bazı gelişmeler ilerisi için soru işaretleri yaratıyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü genelgesi bunun ilk adımı oldu. VGM zaten yıpranmış vakıf yönetimlerine seçim olmadan atama yoluyla yeni yönetim kurulu üyeleri belirleme imkanı tanıdı. Bu genelgeye haklı tepkiler sürüyor ancak bu genelgenin kaldırılacağı yönünde herhangi bir imare hâlâ yok. Tam tersine ‘Geçicidir’ gibi açıklamalarla tepkiler yatıştırılmaya çalışılıyor. Üstelik bu genelgeye yönelik talebin de toplumumuzda iktidarla arası iyi olan kesimlerden geldiği de anlaşılıyor.Hal böyle iken şimdi bir de ‘Cismani Meclis’ konusu çıktı. Surp Pırgiç Hastanesi Vakfı Başkanı Bedros Şirinoğlu’nun sözlerinden anlıyoruz ki Ankara’da Ermeni toplumu için bir Cismani Meclis oluşturma hazırlığı var.
Hal böyle iken şimdi bir de ‘Cismani Meclis’ konusu çıktı. Surp Pırgiç Hastanesi Vakfı Başkanı Bedros Şirinoğlu’nun sözlerinden anlıyoruz ki Ankara’da Ermeni toplumu için bir Cismani Meclis oluşturma hazırlığı var. Toplum içinde enine boyuna tartışılmayan, bu konuda zengin geleneğimizin ne kadarının göz önüne alındığı belli olmayan bu Meclis konusu öyle görünüyor ki önce pişirilecek sonra önümüze gelecek. Oysa tam tersi yapılmalı bu Meclis’in kimlerden oluşacağı ve nasıl seçileceği iyice tartışılmalıydı.
Bu yapılmadı ve önümüzde şapkadan çıkmış yeni bir tavşan var. Toplum yine işin dışında görünüyor. Manzara varolan soru işaretlerini artırıyor. İlk olarak son 10 yıla damgasını vuran bu atmosferden bir an önce sıyrılmalı ve demokratik bir katılım ortamı için çalışmalıyız. (Agos, Başyazı, 29 Mart 2019))