Bir muhabirin bıraktığı sorular

Ara Güler’in yaptıkları ve yapmadıkları, bu coğrafyada Ermenilerin başına getirilenlerden, bir toplumun topyekûn içine bırakıldığı netameli atmosferden ayrı değerlendirilebilir mi?

 ÖZCAN YURDALAN

Bu dünyadan geçen bir muhabir, arkasından olsa olsa birtakım sorular bırakır da gider. Kendi sorduğu sorular değil ama. Yapıp ettiklerinden, üretip bıraktıklarından, geride kalan fanilerin çıkardıkları sorulardan söz ediyorum. 
Bu soruların yer alacağı bir metin mutat uğurlama yazılarından olmaz. Hatıralarla bezeli duygusal bir metin çıkmaz buradan. Aslına bakarsanız çoktan geçtik o makamı. Gidenin ardından gözyaşı dökme hakkı hanidir alındı elimizden... 
Gidenin arkasından sorular sormak taziye kaleminden sayılmasa bile, belki de muhabiri hakkıyla anmanın yolu bu olabilir diye avutuyorum kendimi. 
Bu avuntuyla birlikte acaba... 

Ara Güler’i sadece fotoğraflarına bakarak anlayabilir miyiz?
Ara Güler’in yaptıkları ve yapmadıkları, bu coğrafyada Ermenilerin başına getirilenlerden, bir toplumun topyekûn içine bırakıldığı netameli atmosferden ayrı değerlendirilebilir mi?
Ara Güler’in fotoğraflarına bugün birer nostalji vesilesi olan estetik nesneler niyetine mi bakıyoruz? 
Bu fotoğrafların arkasındaki gerçekleri, çekildikleri dönemdeki toplumsal arka planlarını, insan hikayelerini görebiliyor muyuz?
Ara Güler’in o fotoğrafları çekerken taşıdığı maksatla bizim bugünkü okumalarımız örtüşüyor mu? Yoksa aralarında bir anlam kayması hatta ciddi bir kırılma söz konusu olabilir mi?
Ara Güler’in bir foto muhabiri olarak çalışma tarzını, habere yaklaşımındaki etik kriterleri nasıl değerlendirilebiliriz?
Küresel bir fotoğraf ekolünün temsilcisi olan Ara Güler’in bu geleneği sonraki kuşaklara aktarılmasındaki payı nedir?
Muhabirin fotoğraflarının basıldığı kitaplardan kaç tanesi biz fanilerin kütüphanesinde el altında durmaktadır?

(Foto: Ara Güler, 1954)