Kemal Öksüz’ün sırları Aliyev’in başını ağrıtacak

ABD Temsilciler Meclisi Etik Komitesi'nin, hakkında dolandırıcılık ve sahtecilik suçlamaları gerekçesiyle Interpol tarafından kırmızı bülten ile aranan ABD vatandaşı Kemal (Kevin) Öksüz, Ermenistan Interpol’ünün başvurusu ile Ermenistan Polisi tarafından 29 Ağustos’ta Yerevan’da yakalanıp göz altına alındı. Şu an tutuklu olan Kemal Öksüz hakkında Ermenistan makamlarının önümüzdeki günlerde nasıl bir yöntem izleyeceği net değil. Öksüz’ün hakkında ilk yakalama kararı çıktığında hangi ülkede bulunduğu da henüz bilinmiyor. Öksüz’ün geleceği hakkındaki soru işaretleri çoğalırken Kuzey Amerika’daki Azerbaycan yanlısı lobi çalışmalarının yanı sıra Azerbaycan’ının dev para yıkama sistemindeki rolü ve Ermenistan’daki ticari faaliyetleri gün ışığına çıkıyor.

‘Aranıyor’

Armenpress’in Ermenistan Polisi’nden aldığı bilgiyi paylaştığı 30 Ağustos tarihli haberde aktardığına göre, Öksüz hakkında ABD tarafından 23 Ağustos’ta 'aranıyor' bilgisi deklare edildi. Ermenistan polisinin organize suçlarla mücadele ekipleri ile Interpol'ün Ermenistan bürosu işbirliğiyle Yerevan’da yakalandığı bildirildi. Öksüz, ABD Temsilciler Meclisi Etik Komitesi'ni sahte belgelerle kandırmakla suçlanıyorsa da aranma sebebi hakkında daha fazla detay verilmedi. Ermenistan güvenlik güçleri arama talebinin deklare edildiği ilk günden beri Öksüz'ün radarlarında olduğunu söylediler. Ermenistan Polisi, Öksüz'ün yakalanma ve gözaltı görüntülerini resmi hesaplarından paylaştı.

Kemal Öksüz hakkında, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da  Türkiye’de 'FETÖ soruşturması' başlatılmıştı. Basında ilk çıkan haberlerde Kemal Öksüz'ün bir diğer Gülen cemaati üyesi Adil Öksüz'ün kardeşi olduğu yer alsa da iki zanlı arasında bir akrabalık bağı bulunmadığı açıklandı.

İlk çıkan haberlerde Öksüz'ün Yerevan’da bir düşünce kuruluşu yönettiği, kuruluşun amacının Türk ve ABD'lileri Türkiye ve Azerbaycan'daki seyahatlerde biraraya getirmek olduğu söylendi. Fakat daha sonra Öksüz’ün Yerevan’da sadece ticaret yapmak için kurduğu bir şirketi (Sena Group LTD) olduğu belirtildi. Anlaşılan o ki bahsedilen STK, Öksüz’ün 2012’de Houston’da kurduğu ‘Assembly of Friends of Azerbaijan’ (Azerbaycan Dostları Asamblesi-AFAZ) idi.

AFAZ ve SOCAR

Öksüz’ün 2012’de Houston’da kurduğu, daha sonra merkezini Washington’a taşıdığı AFAZ, ilk faaliyetine 2013'te başladı. ‘Amerikalıların ve Avrasyalıların Turkuaz Birliği’ adı verilen bir STK’nın daha kurucusu olan Öksüz, ABD ve Türkiye – Azerbaycan arasındaki ilişkilerin güçlenmesi için lobi faaliyetlerinde bulundu, ABD Temsilciler Meclisi üyesi bir grup Azerbaycan ve Türkiye'ye davet edildi. Hazırlık çalışmaları ve harcamalar, ABD Etik Komitesi’nin kontrolü altındaydı.

ABD Temsilciler Meclisi üyelerinin her ülkeye yaptıkları seyahatleri ABD Seyahat Yönetmeliği'ne uygun olarak Etik Komite tarafından denetleniyor. Yönetmeliğe göre seyahatleri düzenleyenlerin parasal kaynaklara dair eksiksiz bilgiler vermesi ve bazı formları doldurmaları gerekiyor. Öksüz'ün  komiteye tahrif edilmiş evraklar sunduğu belirtiliyor.  

2015’da ortaya çıkan ve ilk kez Washington Post’un haberi ile gündeme gelen Öksüz yönetimindeki ‘Azerbaycan Dostları Asamblesi’, ABD Temsilciler Meclisi üyesi bir grubu Azerbaycan ve Türkiye'ye davet etti; tüm masrafları kuruluşun karşılayacağını söyledi. Fakat daha sonra gezi için Azerbaycan devlet kuruluşu olan SOCAR petrol şirketinden fon sağladığı ve geziye katılan ABD Temsilciler Meclisi üyelerine binlerce dolarlık hediyeler verildiği de haberde yer aldı. Bu haberden kısa süre sonra Etik Komite haberi doğrulayacak olan 71 sayfalık raporunu yayınladı. (Rapor linki: https://oce.house.gov/sites/congressionalethics.house.gov/files/migrated/disclosures/Review_No_15-9180_Referral.pdf )

Washington Post ayrıca “Bu ziyaretlerin Rus ve İran petrol şirketleri ile ilişkisi olan SOCAR’ın Güney Gaz koridorunu kullanarak British Petrolium, Turkish Petrolium ve BOTAŞ ile iş yapmak için ABD’den İran’a uygulanan ambargo durumunda bazı ayrıcalıklar talep ettiği günlerde gerçekleşmesi de hatırlanmalı” demişti.

Raporda ayrıca AFAZ’ın SOCAR dışında kurucu üyesi bulunmadığı ve tüm yöneticilerinin SOCAR tarafından atandığı belirtildi. Etik Komiteye göre Öksüz sadece AFAZ değil, farklı STK’lar ve Azerbaycanlı yetkililer arasında bağ kurulmasına da yardımcı oldu. Raporda “SOCAR yöneticileri, sözcüsü ve diğer yetkililer Öksüz’ün sözüne güveniyor, onun fikirlerine önem veriyorlar” denildi.

2014’te Houston Cronicle’da AFAZ ile ilgili olarak, “SOCAR’ın ABD’deki halkla ilişkileri görevini sürdürüyor” iddiasında bulunulmuş, SOCAR’ın ise Azerbaycan hükümeti tarafından kontrol edildiğini söylenmişti.

2013’te Öksüz’ün yönettiği AFAZ Washington Capitol Hill’de ‘Hocalı Katliamı’ anma töreni düzenlenmesinde Azerbaycan Büyükelçiliği’ne büyük yardımlarda bulunmuş, fakat daha sonra yazılı olarak SOCAR’ın bu organizasyonu desteklemediğini söylemişti. 2013’teki ABD sorgusunda Öksüz konuşmama hakkını kullanmıştı.

Kısaca, Kemal (Kevin) Öksüz sivil toplum kuruluşunun hiçbir kaynaktan doğrudan veya dolaylı mali kaynak almadığı yönünde beyan verip belgelerde sahtecilik yapmakla suçlanıyor. Öksüz’ün sadece bu suçlamadan aranıp aranmadığı ise şu anda net değil.

Öksüz’ün ifadesi

Kemal Öksüz gözaltına alındıktan sonra polisle gerçekleştirdiği konuşma kendi rızası ile kaydedildi ve Ermenistan Polisi Youtube sayfasında yayınlandı. Öksüz İngilizce olarak şöyle konuştu: “Benim gerçek adım Kemal, ABD vatandaşı olunca Kevin adını aldım. 2012’de Azerbaycan Dostları Asamblesi’ni kurdum. 2013’ten itibaren organizasyonlar yapmaya, faaliyetlerde bulunmaya başladık. ABD kongre üyelerini ve daha bir çok önemli ismi Bakü’ye davet edip, konferanslar düzenledik. SOCAR, 750 bin dolar yardım ederek biletleri almamıza yardım etti. Azeriler bu insanlara hediyeler getirdiler, odalarına bıraktılar, onları pahalı hediyelere boğdular; halılar, değerli hediyelik eşyalar... Misafirlerin bir kısmı aldılar, bir kısmı kabul etmediler, bu belki de yolsuzluktur, ben bilmiyorum, ben almadım... Ermeni Diasporası çok güçlü ve iyi çalışıyor, Azeriler ise sıfırlar. Sadece para harcıyorlar ama nafile, yol alamıyorlar. Soykırım kanunu tartışıldığında tek yaptıkları telefon açıp, ‘yalan bu inanmayın’ demek. Evet, ben de bu tip telefon görüşmeleri yaptım zamanında inanmıyordum çünkü Ermeni Soykırımı olduğuna...”

Armenpress yorumu

Kongrenin raporuna göre, Öksüz’ün Azerbaycanlı büyük işadamları ile iyi ilişkileri var. Armenpress’in bu haftaki ‘Ermeni Karşıtı-Gülenist Lobici ve Azerbaycan Çamaşırhanesi’ adlı yorumunda, “Öksüz büyük ihtimalle Azerbaycan’daki para yıkama mekanizması içinde de yer alıyor; İlham Aliyev ile ilişkisi olabileceği de unutulmamalı” deniyor. Gazete ayrıca Ohio’da yaşayan Azerbaycanlı işadamı Adil Baguriov ve Öksüz’ün para havalelerini gündeme getiriyor. Kongre raporunda da bu bağa dikkat çekildiğini söyleyen yorumda rapordan alıntı yapılarak şöyle deniyor: “Baguriov, ABD’de 2013’te Azerbaycan-ABD konferanslarının yöneticisi ve Azerbaycan eliti ile ailevi ilişkileri var.”

Armenpress’deki yorumda halen Bakü ve Ankara’nın aynı siyasi ajanda ile hareket ettikleri hatırlatılırken “Acaba Öksüz, Gülen Cemaati’ne mi yoksa Azerbaycan’a mı ihanet etti?” sorusu gündeme getiriliyor. 

Azerbaycan Çamaşırhanesi nedir?

Eylül 2017’de Guardian gazetesi, Azerbaycan’ı yöneten elitlerin, 2,9 milyar dolar değerinde gizli bir fonu Avrupalı siyasetçilere ve gazetecilere para dağıtmak, lobicilik faaliyetleri yürütmek, lüks ürünler satın almak ve kara para aklamak için kullandığını öne sürmüştü. Gazete, 2012-2014 yılları arasında faaliyet gösteren gizli fondaki paranın, İngiltere merkezli dört adet şeffaf olmayan şirket aracılığıyla dağıtıldığını ortaya koydu. Gizli banka kayıtlarının Danimarka gazetesi Berlingske’ye sızdırılmasının ardından, Organize Suç ve Rüşvet Kaydı Projesi (Organized Crime and Corruption Reporting Project) ile içinde The Guardian’ın da olduğu bazı Avrupa gazetelerinin yürüttüğü, ‘Azerbaycan Çamaşırhanesi’ (Azerbaijan Laundromat) adını taşıyan araştırma, 30 aylık bir veri setini içeriyor. 

Araştırmanın internet sitesinde aynı zamanda Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki şirketlere de büyük oranda para gönderildiği iddia edildi. Araştırmaya göre paranın kaynağı her ne kadar belli olmasa da araştırmayı yürütenler bu kaynağın Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e ve ailesine kadar uzandığını iddia ediyor. Gizli fondan, Azerbaycan’daki insan hakları ihlallerine göz yummaları için Avrupalı siyasetçilere ve gazetecilere para verildiği öne sürülüyor. Lobicilere, gazetecilere, siyasetçilere ve iş insanlarına ödenen paraların 2013’te Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde Azerbaycan’ı insan hakları ve ifade özgürlüğü konusunda eleştiren bir raporun aleyhinde karar alınması gibi durumlarda başarı gösterdiği kaydedildi. Bu gizli fondan ayrıca yaklaşık 9 milyon doların İngiltere’de lüks ürünler satın almak ve özel okul paraları ödemek için kullanıldığı belirtiliyor. (Kaynak: BBC)

 




Yazar Hakkında