AGOS'UN MERCEĞİNDEN/ Zorunlu bir yanıt daha

Patrikhane Ermeni toplumunun kaynaklarıyla ayakta duran, “kamusal” nitelikli bir kurumdur. Tüm Ermeni kurumlarına, bilhassa da Ermeni basınına eşit mesafede olmalıdır. Eğer dağıttığı ilanlarda devasa bir dengesizlik varsa ve bu Başepiskopos Ateşyan açısından hayli tartışmalı bir döneme denk geliyorsa bunu her gazeteci sorgular. Bundan daha doğal bir durum olamaz. Yaptığımız budur.


Okurlarımızın bazılarını sıkmak pahasına bu hafta bir kez daha Agos’un iki hafta önceki manşeti vesilesiyle Jamanak’ta hakkımızda çıkan yazılara değineceğiz. Çok kısa bir özet geçelim: Patrikhane’nin 2017 bütçesi açıklanmış, bu bütçede 135 bin tl’lik bir harcama kalemi olduğu görülmüş, Agos’un bu artışı soruşturması üzerine de söz konusu 135 bin tl’nin 100 bin tl’lik kısmının Jamanak’a ,35 bin tl’lik kısmının ise Marmara’ya ilan karşılığı verildiği ortaya çıkmıştı. Agos da doğal olarak bu dengesizliğin altında yatan “denge”leri haber konusu yapmıştı. Zira ilanların  çok büyük bir kısmının Başepiskopos Ateşyan döneminde verildiği anlaşılmıştı. Bu konuda bilhassa da Patrikhane tarafından tatmin edici bir açıklama yapılmış değildir. 
Jamanak bunun üzerine gazetemizin ismini zikretmeden bazı suçlamalarda bulunmuş hatta Agos’u muhalif görünüp devletten pay almakla suçlamıştır. Buna geçtiğimiz hafta  yanıt verdik. Bu yanıt üzerine Jamanak’ta yayınlanan ikinci yazıda “Vay efendim bu hafta yer yerinden oynamış Basın İlan Kurum ile ilgili süreçler uzun uzun anlatılmış” denmiş. Saydığımız ‘son derece tatminkar’ gerekçeler ise aslında dönüp dolaşıp Jamanak’ın haklılığını teyit ediyormuş. Ve deniyor ki “kendiniz için reva gördüğünüzü neden başkalarından esirgeme arzusundasınız?” Böylesi bir mantık karşısında ne denebilir bilemiyoruz. Yine de tekrar edelim, o süreçte Agos TÜM AZINLIK GAZETELERİ için bu çabayı sürdürdü. Sürdürmeye de devam edecek. Yine tekrar edelim bunu da en iyi Jamanak gazetesi biliyor. Ama bilmezden geliyor. 

Tamamen yanlış varsayımlar
Devam edelim. Jamanak’taki ikinci yanıtta şöyle bir ifade de var: “Agos belli ki iki durumdan rahatsız. Birincisi Patrikhane’den ilan alamamak. İkincisi Danışma Kurulu’nun içinde Ermenice günlük gazetelerimizin editörlerinin bulunması”
Tamamen yanlış varsayımlar. Agos’un Patrikhane’nin dağıttığı ilanlarla ilgilenmesinin tek nedeni var. Bir gazete istediği şirketten, kurumdan istediği kadar ilan alabilir. Kimseyi ilgilendirmez. Ya da sadece okurlarını ilgilendirir. Ancak Patrikhane Ermeni toplumunun kaynaklarıyla ayakta duran, “kamusal” nitelikli bir kurumdur. Tüm Ermeni kurumlarına, bilhassa da Ermeni basınına eşit mesafede olmalıdır. Eğer dağıttığı ilanlarda devasa bir dengesizlik varsa ve bu Başepiskopos Ateşyan açısından hayli tartışmalı bir döneme denk geliyorsa bunu her gazeteci sorgular. Bundan daha doğal bir durum olamaz.  Yaptığımız budur. 
İkincisi Başepiskopos Ateşyan tarafından oluşturulan Danışma Kurulu’nda iki Ermenice gazetenin (Jamanak ve Marmara) editörlerinin (daha doğrusu genel yayın yönetmenlerinin)  bulunması. Aynı yazının ilerleyen bölümlerinde “Dışlanmışlık serzenişinde bulunduğumuz” da öne sürülüyor.
Burada da duruşumuz nettir. Agos’un Danışma Kurulu içinde yer almak gibi bir düşüncesi, hevesi yoktur, olamaz da zaten.  İki nedenle. İlki, Danışma Kurulu’nun sadece seçilmiş Patriklerce oluşturulabileceğine inanıyoruz. İkincisi ve daha önemlisi, bırakın toplumun tepki gösterdiği, tartışmalı bir figürden gelmesini, seçilmiş bir Patrikten davet gelse dahi düşünmeden reddederdik. Zira bir gazetecinin ve gazetenin görevi iktidar kurumlarını denetlemek, her türlü iktidarla arasına mesafe  koymak olmalıdır, içinde olmak değil. 
Dolayısıyla basitçe şunu savunuyoruz. Kurul’a elbette (oluşturulma biçimi itibariyle) itirazımız var ancak madem böyle bir adım atıldı, yani olan oldu, bari toplantıların içeriğinin öğrenilmesi  için daha şeffaf bir yol seçilmeliydi. Okur ve kamuoyu toplantıda konuşulanları iki gazetenin bakış açısından okuyarak öğrenmek zorunda değil. 
Buna en iyi örnek de zaten Agos’un bahsettiğimiz manşetinin konuşulduğu Kurul toplantısıdır. Toplantı sonrasında konu Jamanak gazetesinde genel geçer ifadelerle  yer bulurken Marmara gazetesinden toplantı sırasında konuyla ilgili yapılan açıklamaların tatmin edici bulunmadığını öğrenme imkanımız olmuştu. 

Duruşumuz belli
Daha fazla uzatmanın alemi yok. Agos’un duruşu yıllardır belli. Patrik seçiminin bir an önce yapılması; süreci engelleyici müdahaleler kimden gelirse gelsin mücadele edilmesi. Zira olan bir irade gaspıdır. Ermeni toplumunu iradesinin gaspedilmesidir. Patrik seçimi ve Vakıf seçimleri geciktikçe ve Patrikhane’deki/Vakıflardaki  bu –Ermenice bir deyim kullanalım- “Darorinag” (Alışılmadık, düzendışı) yapı sürdükçe Ermeni toplumu çürümeye devam edecektir. Bu çürümenin sonuçlarını ne yazık ki her yerde görüyoruz. Ve bu yapıda ısrar edildikçe toplum içten içe daha da çürüyecektir.
İlan tercihindeki dengesizlik buzdağının görünen yüzüdür. Patrik seçiminin ve vakıf seçimlerinin yapılmamasını, geciktirilmesini kimler arzu etmekte, bu yöndeki çabaların altını kimler oymaktadır? Bu süreçte devlet yetkilileri ile hangi pazarlıklar yapılmaktadır? Bu sorulara yanıt vermeden Ermeni toplumu önüne bakamaz.

Kategoriler

Genel Toplum