Alternatif Ermenice müzik yapan Vomank grubunun ilk stüdyo albümü ‘PanAlik’ önümüzdeki hafta raflarda olacak. Grup üyelerinden Lara Narin, Rupen Melkisteoğlu ve Tayis Yıldızcı’yla konuştuk.
Alternatif Ermenice müzik yapan Vomank grubunun ilk stüdyo albümü ‘PanAlik’ önümüzdeki hafta raflarda olacak. Vomank’ın beş Ermeni şairin şiirlerine yaptığı bestelerin yanı sıra, sözleri ve ezgisi gruba ait beş şarkı, iki de enstrümantal eserin yer aldığı albümün lansman konseri 27 Aralık Çarşamba akşamı Şişli Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi’nde yapılacak. 21.00’de başlayacak olan konserin davetiyeleri Pangaltı’daki Nostalji Kitabevi’nden temin edilebilir.
Grup üyelerinden Lara Narin, Rupen Melkisteoğlu ve Tayis Yıldızcı’yla, Vomank ve yeni albüm üzerine konuştuk.
Albüm çıkarmaya nasıl karar verdiniz?
Rupen Melkisetoğlu: Bu düşünce, grubu kurduğumuz günden beri aklımızın bir köşesinde vardı. İlk olarak, provalarda ve konserlerde çaldığımız şarkıları, iki-üç günlük bir kayıt seansıyla bir demo albümde topladık. Demo, çaldığımız şarkılar kayıtta nasıl duyuluyor, biz nasıl bir performans sergiliyoruz gibi soruların cevabını bulmak açısından faydalı oldu.
Tayis Yıldızcı: Demo albümü yayınladıktan bir yıl sonra Spotify’a yükledik. Bu gecikmenin nedenlerinden biri, PanAlik albümünün çalışmalarına başlarken, daha önceki şarkılarımızla bu pazara girmiş olmamızdı. Demo albüm orada dursun, biz biraz tepkilere bakalım, nerelere ulaşabiliyoruz, bunları öğrenelim istedik.
‘PanAlik’in hazırlık süreci, öngördüğünüzden daha uzun sürdü. Bu sarkmanın sebebi nedir?
Lara Narin: Aslında kayıt seanslarında tahmin ettiğimiz süreye sadık kaldık ama albümün diğer ihtiyaçlarını gidermek beklediğimizden daha uzun sürdü.
R.M. Albüm fikri, sadece 10 İstanbullu şairin şiirlerini alıp, o şiirlerin üzerine beste yapma konseptiyle ortaya çıkmıştı. Sponsorluk için Portekiz’deki Gülbenkyan Vakfı’na başvurduk. Vakıf giderlerin yalnızca bir kısmını karşılayabileceğini bildirince, bir motivasyon eksikliği oldu, albüm çalışmalarını rölantiye aldık. Sarkmanın asıl sebebi buydu. Ardından, bütçeyi olabildiğince daralttık, ‘10 şairden 10 şiir’ konseptini, ‘beş şairden beş şiir’ olarak değiştirdik ve etrafımızdan, bize yardım edebilecek insanların listesini çıkardık.
L.N. Albüm hazırlıklarında birçok işi kendimiz kotarmaya çalıştık. Tayis işin teknik kısmında epey sorumluluk üstlendi. Kitapçığın hazırlanması ve işin görsel kısmı da zaman aldı. Bunlar, yakın çevremizden rica minnet yoluyla halloldu. Profesyonel destek alsaydık bu sarkma yaşanmazdı belki de.
T.Y. Projenin, Ermeni okullarında da konserler vererek ‘PanAlik’i Ermeni gençlere sunmak, şiirlerini bestelediğimiz şairleri ve eserlerini onlara tanıtmak gibi bir yönü de var.
Hangi şairlerin hangi şiirlerini seçeceğinize nasıl karar verdiniz?
L.N. Baştaki ‘10 şiir - 10 şarkı’ konsepti için araştırmalar yapmıştık. O konuda Sevan Değirmenciyan’dan büyük destek aldık. Örneğin kadın şair Heranuş Arşagyan’ı tanımama o vesile oldu. 17 yaşındayken şiirler yazmış, 19’unda da veremden hayatını kaybetmiş bir şair... Rober Koptaş da Garbis Cancikyan’ı okumamızı tavsiye etti.
R.M. İsimler konusunda yakın çevremize danıştık. Beş şairde karar kılmış olsak da elimizde 10-15 şair ve şiir vardı. O şiirleri okuyup, hangilerine müzik yapabiliriz diye düşünmeye başladık. Bizim müziğimiz onların anlattığı şeylerle uyuşur mu, uyuşmaz mı diye, bir eleme seansı da yaptık. Bu elemelerin ardından elimizde bu beş şairin beş şiiri kaldı.
Albümdeki tüm besteler Vomank’a mı ait?
R.M. Arto Tunçboyacıyan’ın bir bestesi ve, ‘Muş’ ve ‘Daroni’ adlı geleneksel şarkılardan esinlenerek yaptığımız bir beste dışında, albümdeki tüm besteler ve düzenlemeler gruba ait.
Tunçboyacıyan albüm sürecine nasıl dahil oldu?
T.Y. Saro’nun, Arto Tunçboyacıyan’la tanışıklığını, beraber çalışmış olduklarını biliyordum. Dadyan’da verdiğimiz konserin arasında, dinlenirken, ona Arto’yla konuşmasını, albüm sürecinde bize eşlik etmek isteyip istemeyeceğini sormasını önerdim. Kısa bir süre herkes birbirine baktı, sonra Saro Arto’ya mesaj attı. Arto da, sağ olsun, takvimlerimizi uyuşturdu, albüme hem bir şarkı hediye etti, hem de iki şarkıda perküsyon çalarak bize eşlik etti.
R.M. Türkiye’ye gelen Arto Tunçboyacıyan, Ara Dinkjian gibi tanınmış Ermeni sanatçılarla temas içinde olmak istiyoruz. En yakınımızda Arto vardı. Albüm için beraber çalışmak, bize ondan birçok şey öğrenme fırsatı da verdi.
L.N. Albümün hazırlık süreciyle ilgili olarak bir yolculuk metaforu vardı aklımızda. Klişe belki ama albümde ‘Canabar’ (Yol) diye bir şarkımız da var. Bunun tesadüf olmadığını düşünüyorum. Arto’nun varlığı, o yolda önemli bir dönüm noktası oldu. Çok yorgun bir zamanımızda, Tayis’in fitili ateşlemesiyle o bağı kurmak, o yolculuğu sonuca götürdü.
‘Panalik’ Ermenicede açacak anlamına geliyor ama ikinci a harfi büyük yazılarak, ‘pan’ (şey) ve ‘alik’ (dalga) kelimeleri ayrı ayrı vurgulanmış. Bu ismin çıkış noktası nedir?
L.N. Şarkı sözlerinin şiirlerden oluşması sebebiyle, ‘panasdeğdzutyun’dan (şiir) gelen bir ‘pan’ vardı kafamızda. Başta ‘panali’ (anahtar) diye düşündük ama daha sonra hem bizim bir ‘dalga’ya ihtiyaç duyduğumuzu, hem de bir dalga yaratmak istediğimizi fark ettik ve ‘dalga’ ile ‘anahtar’ı bir arada kullanmaya karar verdik.