Alternatif müzik grubu Vomank, Ocak ayında internet ortamında paylaştığı demo kayıtlarının ardından ilk albümünü çıkarmaya hazırlanıyor. 2017 ilkbaharında yayınlanması beklenen çalışmada Arto Tunçboyacıyan da yer alıyor. Geleneksel Ermenice şarkılar ve özgün bestelerden oluşacak albüm üzerine, grup üyelerinden Ari Hergel, Saro Usta, İlkem Balseçen ve Tayis Yıldızcı’yla konuştuk.
Üzerinde çalıştığınız albümde dinleyiciyi neler bekliyor?
Saro Usta: Bunun da, demo gibi, karışık bir albüm olacağını söyleyebiliriz. Hem cover’lar, hem de özgün şarkılarımız yer alacak albümde. Enstrümantal eserleri ve dinleyiciye tanıdık gelecek Ermenice şarkıları kendi tarzımızda yorumlayacağız. Ermenice şiirler üzerine yapacağımız birkaç besteyi de koymayı düşünüyoruz albüme.
Hazırlıklar ne zaman başladı? Bu albümü önceki projelerinizden ayıran özellikler neler?
Ari Hergel: Aslında uzun süredir malzeme biriktiriyoruz. Bir ay önce kayıtlara başladık, Arto Tunçboyacıyan’la ortak kayıtlar yaptık. Vomank bu albümde kendi sözünü söylemeye önceki projelere göre daha fazla gayret ediyor. Cover yapmaya zaten yatkınız, insanların beğendiği şarkıları çalmak bizi de eğlendiriyor ama yeni bir söz söylemek, yeni besteler yapmak, yeni bir düzenleme anlayışı denemek istiyoruz bu projede.
Bizden önceki kuşaklar mecbur kaldıkları için sadece var olanı taşımaya çalıştılar. Türkiye geneline baktığımızda, yeni Ermenice üretime rastlamak pek mümkün değil. Albümler yapıldı, konserler verildi ama çoğunlukla var olan şarkılar tekrar söylendi, unutulmamaya çalışıldı, aradaki tarihsel kopukluğa karşı direnç gösterildi. İyi ki öyle yapıldı, çünkü böylece kaybolmadı o şarkılar. Fakat bugün artık bu şarkıları tekrar etme lüksümüz yok. “Bir ‘Ov tu keğetsik’ de biz okuyalım” demek yerine, yeni bir işe niyet etmemiz gerek. Sonuç parlak olur ya da olmaz, kimi beğenir kimi beğenmez ama yine de biz yeni şeyler denemeliyiz. Dünyada bunun birçok örneği var; İstanbul o örneklerin çok gerisinde. Niyetimiz, bir iz bırakıp, bundan 50 yıl sonra insanlara “O dönemi İstanbul’daki müzisyenler de boş geçirmemişler” dedirtebilmek.
Arto Tunçboyacıyan projeye nasıl dahil oldu?
Saro Usta: Takvimlerimiz denk geldi. Bir ay önce Arto İstanbul’daydı. Hazırlığını önceden yaptığımız birkaç şarkımız vardı; Arto’yu burada yakalamışken ona albümde yer almasını teklif ettik, o da seve seve destek vereceğini söyledi. Arto bizim kopya çektiğimiz, feyz aldığımız bir müzisyen. Tanışıklığımız da var. Moskova’da yapılan Tsovits sov yarışmasında beraberdik.
Albüm ne zaman piyasaya çıkacak?
Tayis Yıldızcı: İlkbaharda çıkarmayı planlıyoruz ama bu tarih değişebilir. Bu gibi işlerde her şey müzisyenlerin elinde olmuyor. Kayıtları yapıp bitirsek bile, işin mali bir tarafı, bizim dışımızda gelişen teknik prosedürleri var. Ancak gönlümüzden geçen, albümün Nisan ayında ortalığa düşmüş olması.
Türkiye gündemine dair
Vomank ülke gündemiyle ilgili şarkılar da yapıyor. Albümde bu tür şarkılara yer verip vermeyeceklerine ve Ermenice müzik yapan bir grubun, sürekli değişen gündemle ilgili olarak söylediği sözün önemine dair sorularımızı, Balseçen, Hergel ve Usta şöyle yanıtladı:
İlkem Balseçen: Vomank’ın Türkiye’de müzik yapıyor oluşunun politik olarak ‘maalesef’ bir önemi var. Ülkenin içinde bulunduğu durum, bizim de içinde bulunduğumuz durum... O ruh hali ister istemez müziğimize yansıyor. Bazen, moralimizi bu kadar bozmayalım, umudumuzu kaybetmeyelim deyip, ona göre müzik yapıyoruz. Yeni albümde kesin olarak şu temalar var demeyeceğim ama daha önceki bestelerimizde olduğu gibi burada da, sözümüzün olduğu, bir şeylere dokunmaya çalışan şarkılar yer alacak. Gündem bizi, şarkılarımızda, serbestçe belirlediğimiz bir tema yerine, sorunları işlemeye itiyor.
Ari Hergel: Uzun süredir yaptığımız denemelerden çıkan sonuçlar üç aşağı beş yukarı aynı: Karanlık ve depresif. Biz bir süre buna takıldık, her yaptığımız deneme böyle olacaksa başka şeyler yapmamalıyız, bir denge tutturmalıyız, bu kadar depresif bir hal olmamalı diye düşündük ama memleketin hali bu olunca sen kendini zorlasan dahi daha farklısı ortaya çıkmıyor. Birkaç zorlama denememiz oldu ama sonuç alamadık. Kendi karakterlerimizin, moralimizin kolay bozulmasının da etkisi vardır belki bunda ama sonuçta ortaya ‘eller havaya’ tarzında bir sound çıkmıyor. Sözler de genellikle kafası karışık, bir arayış içinde olan temalar etrafında şekilleniyor.
Saro Usta: Albüm kaydı için, sözlerini iki yıl önce yazdığımız bir şarkı üzerinde çalışıyoruz. Bugün baktığımızda, sözlerin anlamını hiç kaybetmediğini görüyoruz. Bu durum bizim açımızdan da aynı; o sözleri iki yıl önce yazarken bir öfkemiz vardı, bugün o öfkeyi halen hissediyoruz. Ari’nin dediği gibi, içe kapanığız. Ülke gündemi müziğimize yansıyor ama bir yandan da bir şey değişmiyor, iki senelik şarkımızı maalesef yine aynı üzüntü ve kızgınlıkla söyleyebiliyoruz. Mesela, yolculuk teması üzerine bir şarkı yazma ihtiyacı hissettik, bunu çağrıştıran bir şeyler üretmeye başladık. Şarkıda “Ben buradan gitmek istiyorum” demesek bile onu hissediyoruz, herkeste bir gitme hali var. Gitse mi, gitmese mi, dursa bir işe yarar mı, gitse bir işe yarayacak mı... Bunların hepsi, doğrudan sözlere olmasa da üretimin farklı alanlarına ister istemez yansıyor.