Geçen hafta, uzun süredir beklenen Ermenistan ve Avrupa Birliği arasındaki “Kapsamlı ve Genişletilmiş İşbirliği Anlaşması” imzalandı. Muhalefetin son ana kadar imzalanacağına ihtimal vermediği ama diğer yandan kulislerde desteklediği anlaşma, sadece Ermenistan’da değil, bölgede de dengelerin değişip değişmeyeceği tartışması yarattı.
YEREVAN Bağımsızlığını kazandıktan sonra AB ile her zaman iyi ilişkiler kurmuş ve bu süreçte bir dizi anlaşma imzalamış Ermenistan’ın 2014 başında, bir gümrük birliği olarak yola çıkan Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) gemisine, Belarus ve Kazakistan’dan sonra dahil olması Rusya-Ermenistan ittifakının zirvesi olarak değerlendirilmişti. 2014’de AB ile imzalanması gereken Gümrük Birliği anlaşması ise genel kanının aksine Ermenistan’ın çekilmesi ile değil, AB’nin AEB üyesi bir ülke ile direkt anlaşma yapamayacağından dolayı askıya alınmıştı.
Ülkedeki kafa karışıklıklarından biri, imzalanan bu antlaşmanın, 2014’de askıya kaldırılan anlaşma olduğu. Oysa yeni imzalanan antlaşmanın kapsamı çok daha farklı.
Bağlar güçlenecek
Ermenistan Dışişleri Bakanı Edvard Nalbandian ve Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini arasında imzalanan anlaşma, özünde iki taraf arasındaki “bağların” sağlamlaştırılmasını ve vize siyasetinin kolaylaştırılmasını öngörüyor. Nalbandian’ın “AB ve Ermenistan arasındaki ilişkilerde yeni bir sayfa açacaktır” dediği anlaşmanın en önemli noktaları demokratik kurumların güçlenmesi ile insan hakları ve hukukun üstünlüğüne yönelik reformların, AB yardımı ve gözetimi ile devam edeceğinin Ermenistan tarafından taahhüt edilmesi.
Mogherini imzalar atıldıktan sonra ilk defa AB’nin AEB üyesi bir ülkeyle böyle bir anlaşma yaptığına dikkat çekerek “Şimdi bunu yürürlüğe koymak büyük önem taşıyor” demişti. Mogherini’nin vurgusu çok yerinde, zira Ermenistan bölgede NATO ile proje bazında ortaklıkları ve iyi ilişkileri olan, aynı zamanda Rusya ile stratejik ve askeri ortaklık kuran, dolayısıyla ‘özel’ bir ülke.
Rusya ne diyecek?
Durum böyle olunca akıllara ilk gelen, bölgenin “Büyük Ağabeyi” Rusya’nın tutumu oluyor. İmzalar atıldıktan sonra Rusya’dan olumsuz bir çıkış beklemek tabii ki naiflik, çünkü Cumhurbaşkanı Sarkisyan bu adıma gideceklerini bir çok kere zikretmiş ve Rusya’dan olumsuz bir sinyal alınmamıştı.
Rusya Dışişleri Bakanlığı temsilcisi Maria Zakharova, gözler Rusya’ya çevrilince bir açıklama yapmak gereği hissetti. Zakharova “Biz farklı ülkelerle, özellikle Ermenistan ile ilişkilerimizi karşılıklı çıkarlara dayanarak geliştiriyoruz. Aynı zamanda her ülkenin kendi dış siyasi çıkarları, amaçları olduğunu anlıyoruz ve buna saygı duyuyoruz” dedi. Yerevan ile işbirliği konusunda Rusya’nın birçok adım attığını anlatan Zakharova tabir yerinde ise “Biz istediğimizi alıyoruz, gerisi bizi ilgilendirmez” demek istedi.
Türkiye ve Azerbaycan tarafından uygulanan ticaret ambargosu, sınır kapatma siyaseti ile bölgede boğulan Ermenistan’ın güvenlik zafiyeti nedeni ile Avrasya Birliği’nden kaçamadığı uzun yıllardır biliniyor. Kuşkusuz, bu anlaşmanın Karabağ Sorununa ne gibi etkileri olacağı da akılları meşgul ediyor.
Mogherini’nin ʺAnlaşma Dağlık Karabağ çatışmasının barışçı çözümünü desteklemekte. Hedefimiz AGİT Minsk Grubu eşbaşkanlarının önerilerini desteklemeyi sürdürmektirʺ sözlerinden bu imzaların çatışma dengesine yeni bir etkide bulunmayacağı anlamı çıkarılsa da, Sarkisyan atılan imzaların barışçıl çözümü daha da güçlendireceği fikrinde.
Muhalefet nasıl bakıyor?
Ermenistan’da şu sıralar en gözde argüman yeni anlaşmanın Ermenistan hükümeti ve AB arasında değil Ermenistan vatandaşları ve AB arasında imzalandığı. Yurttaşlar ve muhalefet, atılan adımın önemini idrak ettiklerini, fakat asıl sorumluluğun bundan sonra süreci yönetmek ve denetlemek olduğunu söylüyor.
YELQ ana muhalefet bloğundan Milletvekili Edmond Marukyan, hükümetin önemli iş başardığını ama uyum anlaşmasının ve reformların uygulanmasının takip edilmesi gerektiğini belirtirken “ Biz imzaların atılmasını destekledik, fakat asıl arzumuz oldukça gereksiz olduğunu düşündüğümüz AEB Birliğinden bir an önce çıkmamızdır” diyor.
Eski milletvekili ve “ICHD” sivil toplum kurumu başkanı Tevan Poghossian ise anlaşmanın hükümet için bir “Modernleşme Ajandası” anlamına geldiğini ama başarılı olup olmayacağının zaman içinde belli olacağını düşünüyor. “En çok üzerinde durulan konulardan biri AB yatırımını buraya çekebilmek, bunun için de ülkenin ticari anlamda güvenli olduğunu ispatlamamız gerekiyor” diyen Poghossian’a göre artık mesele sadece soyadı “–yan” ile biten yabancı ülke vatandaşlarından ziyade Avrupalıları Ermenistan’a çekebilmek.