1 Kasım'dan beri Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Osman Kavala, kendisini ziyaret eden CHP heyeti aracılığıyla açıklama yaptı.
18 Ekim’de gözaltına alınan iş insanı Osman Kavala, iki hafta gözaltında tutulduktan sonra 1 Kasım’da tutuklandı. Kavala, halen Silivri Cezaevi’nde tutuluyor. Kavala, kendisini ziyaret eden CHP heyeti aracılığıyla açıklama yaptı. “FETÖ’den kimsenin haberi yokken biz mücadele ediyorduk” diyen Kavala, Erdoğan’ın sözlerinden sonra tutuklandığın söyledi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan 6 Kasım’da Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala’yı ziyaret etti.
CHP heyeti ziyarete ilişkin açıklama yayınladı. Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala, kendisinin yandaş medya tarafından hedef haline getirildiğini ifade ederek “Büyük bir hukuksuzluk ile karşı karşıyayım. Benim tutuklanmam iktidarın muhaliflere yönelik saldırısının bir parçasıdır. Ben ya da eşim Ayşe Buğra’nın FETÖ ile ilişkilendirilmesi rasyonalite sınırlarını aşan bir durumdur. Zira 1990’larda henüz çok az sayıda insan FETÖ tehlikesinden haberdar iken biz bu tehlikenin farkındaydık ve mücadele ediyorduk” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisi için söylediği “Türkiye’nin Soros’u” ifadesini hatırlatan Kavala, “Tıpkı Büyükada’da toplanan insan hakları savunucularının Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından hedef gösterilmesi gibi ben de Erdoğan’ın sözlerinin ardından tutuklandım” dedi.
Ağbaba konuştu
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, ziyaretin ardından Agos’a konuştu. Kavala’nın sağlık durumunun ve moralinin yerinde olduğunu aktardı.
Ağbaba, Kavala’nın tutuklanmasıyla ilgili şunları söyledi:
“Türkiye’de hukukun geldiği yer açısından önemli bir gösterge. Hukukun olmadığını ortaya koyuyor. Kavala hakkında yere basmayan iddialar var. İlerde hukuk kitapları yazılacaksa Osman Kavala’nın karşı karşıya kaldığı bu durum da o kitaplarda yer alacak. Dört örgüte destek vermekten, darbe yapmaya tutun her şeyi yazmışlar. Bu tutuklamayla hem STK’ları hem de iş dünyasını susturmaya dönük bir mesaj verilmek isteniyor. Büyükada’da gördük. Büyük yaygara yaptılar, ‘casuslar’ dediler. Hak savunucuları aylarca cezaevinde yattı. Durum tam olarak aynı. Bundan bir şey çıkmaz. Hukuk açısından itibar zedeleyen bir olay.”
