Ermenistan ve Azerbaycan cumhurbaşkanları, Serj Sarkisyan ve İlham Aliyev 16 Ekim'de Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu himayesinde görüştüler. Cenevre'de gerçekleşen toplantıda Karabağ ve sınır hatlarında yaşanan çatışmalara için muhtemel çözüm yolları görüşüldü.
Ermenistan ve Azerbaycan dışişleri bakanları ile Minsk Grubunun eşbaşkanlarının (Fransa, Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri) da katıldığı görüşmeler sonrasında yayınlanan ortak bildiride kullanılan "toplantı yapıcı bir ortamda gerçekleşti" cümlesi bu güne kadar yapılan açıklamalarda daha önce kullanılmaması açısından fark yarattı. AGİT tarafından yayınlanan resmi bildiride "Cumhurbaşkanları, müzakere sürecine yoğunlaşmak ve temas hattında yaşanan gerginliği azaltmak için ek adımlar atma konusunda tedbirler almayı kabul ettiler" denildi.
Açıklamada "Toplantı yapıcı bir atmosferde geçti. Eşbaşkanlar uzun bir aradan sonra gerçekleşen birebir görüşmelerden duydukları memnuniyeti dile getirerek, Dağlık Karabağ sorununun barışçıl yollarla müzakere yoluyla çözüme kavuşturulmasına arabuluculuk yapma konusunda taraflarla birlikte çalışmaya hazır olduklarını söylediler. Cumhurbaşkanları, müzakere sürecini yoğunlaştırmayı ve temas hattındaki gerilimi azaltmak için ek önlemler almayı kabul etti. Eş başkanlar, Karabağ sorununun barışçıl yollarla çözümü için taraflarla birlikte çalışmaya devam edecekler. Bir sonraki aşamada eş başkanlar, dışişleri bakanlarıyla görüşme gerçekleştirecek." ifadelerine yer verildi
Görüşme sonrası Sarkisyan, Cenevre’de bulunan Ermenistan Büyükelçiliğinde İsviçreli Ermeniler ile bir araya gelip, Aliyev ile yaptığı görüşme hakkında yarı resmi yorumlarda bulundu. Sarkisyan “Bir kaç dakika önce Azerbaycan Cumhurbaşkanı ile görüştüm, net bir anlaşmaya varmış değiliz, sorunu nasıl çözeceğimize dair kesin bir yol bulmuş değiliz, fakat gerginliğin azaltılması için, sınırda insanlarımızı kaybetmemek için çözüm arama konusunda hemfikiriz” dedi.
Görüşme Ermenistan’da farklı yankılar buldu. Kimileri Azerbaycan’nın bu tip temaslara uluslararası kamuoyunun gözünü boyayarak zaman kazanmak ve silahlanma siyasetine devam etmek için katıldığını düşünürken, “Toprak geri vererek orta düzeyde bir tanınma mı sağlanacak?” fikrini tartışanlar, Sarkisyan’ın “Karabağ konusunda görüşlerimiz ve siyasetimiz değişmemiştir” açıklamasından sonra bu görüşmenin de kesin çözüm getirmeyeceğini hissediyor.
Eski milletvekili, merkezi Yerevan’da bulunan, International Center For Human Development sivil toplum örgütü yöneticisi Tevan Poghosyan çok ümitli olmayanlardan. “Bu tip, yapıcı atmosfer lakırdılarını Azerbeycan Nisan 2016’dan önce de yaptı ama sonrasında neler olduğunu gördük, saldırılar devam etti. Eğer gerçekten ‘karşılıklı güven’ prensibi üzerinden temaslara devam edilecekse bence Aliyev, ‘son ağır silah siparişimi iptal ediyorum’ demeli ama demiyor. Sözler ve yapılanlar birbirini tutmuyor, içeriye her gün savaş propagandası yapan Azerbaycan, temaslarda farklı konuşuyor, bunu zaman kazanmak için yapıyor. Bizim yapacağımız bu sözlere değil, kendi gücümüze güvenmek. Umarım dedikleri sözlerin ardında dururlar, barışı hepimiz istiyoruz.” şeklinde konuştu.
“Bundan sonrası önemli”
Kafkas Araştırmaları Enstitüsü Müdür yardımcısı, Siyaset bilimci Sergey Minasyan her şeye rağmen buluşmanın önemsenmesi gerektiğini düşünüyor ama varılan prensipler hakkında kuşkuları da yok değil. “Tabii ki tüm görüşmelerim gidişatı Azerbaycan’ın ‘karşılıklı güven’ prensibini hayata geçirmesi ve uygulaması ile ilgili. Azerbaycan’ın bundan sonraki tavrı bizim iyimser olup olamayacağımızı belirleyecek. Azerbaycan bu prensibe uyarsa ülke içindeki en büyük propaganda ve yönetim mekanizmasını kaybedecek, bu adıma gidip gitmeyeceğini bilemiyoruz. Ama ne olursa olsun böyle bir ortamda özellikle, liderlerin yana yana gelip olumlu mesaj vermelerini önemsiyorum. Özellikle Serj Sarkisyan’ın barışçıl dilinin, Ermenistan içinde de örnek alınması düşünüyorum.” diyor.
Moskova’da bulunan Kafkas Uzmanları Derneği Başkanı Siyaset Bilimci Alexandr Krilov politik olarak sürecin doğru ilerlediğini fakat gözle görülür bir değişim yaşanmayacağını düşünüyor. “Bu görüşmelerden net ve önemli çıktılar beklemek doğru değil, bu tip görüşmelere daha ziyade diplomatik ve etik açıdan bakılmalı. Bu aslında ‘sorunun çözümü için çalışıyoruz’ fikrinin bir imitasyonu ama her açıdan gerekli ve değerli.” diyor Krilov.
“Net bir Karabağ siyasetimiz yok”
Siyaset Bilimici Manvel Sarkisyan ise daha çok Ermenistan’ın pozisyonun tartışıyor. “Azerbaycan’ın bu tip görüşmelere katılıp daha sonra kendi dilediği gibi davranmasına alıştık. Bu Azerbaycan’ın siyaseti; masadan kalkmıyor ama masada konuşulanlara uymuyor da, diğer taraftan uluslararası arenada masayı terketmeyen taraf oluyor. Buraya kadar sanıyorum herkes hem fikir. Peki Azerbaycan kendi siyaseti için bu yapmacıklığa giderken, Ermenistan’ın masaya oturmasındaki amaç nedir? Bu tip çok soru var, sanırım en kısa cevap net bir Karabağ siyasetimizin olmadığıdır.” diyor.
Kuşkusuz temas, siyasi analistler ve politika çevreleri için büyük önem taşıyor. Ama Ermenistan halkı hem Karabağ halkının bağımsızlık mücadelesine destek olmak, hem de artık çocuk yaşta insanları kaybetmemek istiyor, sokaktaki insan bir an önce barışı bekliyor.
“Artsakh masada bulunmalı”
Ermenistan ve Azerbaycan cumhurbaşkanları arasında 16 Ekim’de gerçekleşen buluşmayı, müzakere sürecinin canlanması için büyük önem olarak gören Artsakh Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, Karabağ’ın hala resmi olarak masada bulunmamasının sürece olumsuz etki ettiğini söylüyor. Yazılı açıklamada ʺErmenistan ve Azerbaycan cumhurbaşkanları arasında 16 Ekim’de gerçekleşen buluşma, Nisan 2016’da Artsakh’a karşı Azerbaycan’ın sebebiyet verdiği agresyon sonucunda ciddi zarar gören müzakere sürecinin canlanması için yeni koşullar yaratılması yönünden büyük bir öneme sahiptir. Müzakere sürecinin ilerlemesi içim esaslardan biri de 1994 ve 1995 anlaşmaların doğru şekilde muhafaza edilmesi ve daha önce sağlanan mutabakatların icrasıdır. Sınır hattında yaşanan olayların araştırılacağı bir soruşturma mekanizmasının devreye sokulması ve gözlem kabiliyetlerinin artırılmasına ilişkin bu mutabakatlar çok önemlidir. Bize göre Azerbaycan-Karabağ çatışmasının müzakere sürecinde, tüm etaplara Artsakh Cumhuriyeti’nin doğrudan katılımı gerçek ilerlemenin sağlanması konusunda hayati önem taşımaktadır” deniyor.