1915 Ermeni soykırımında sağ kalan Dersimli Ermenilerin 1937-38 Dersim Tertelesi’nde ve sonrasında yaşadıklarını anlatan, Nezahat Gündoğan’ın yönetmen koltuğunda oturduğu ‘Vank’ın Çocukları’ belgeselinin galası yapıldı.
1915 Ermeni soykırımı ve 38 Dersim Tertelesinden hayatta kalan Dersim Ermeni hikayelerinden birini anlatan ‘Vank’ın Çocukları’ belgesel filmin galası, 9 Şubat 2017 tarihinde İstanbul Beyoğlu sinemasında yapıldı. Yoğun ilgi gösterilen filmin galasını Karin Karakaşlı sundu.
Karakaşlı, galanın açılış konuşmasında 'bazı işlerin derdi vardır. Derdi olanın meramı vardır. Biz bugün böyle bir meram için buluştuk. Takip edenlerin bildiği üzere, Nezahat ve Kazım Gündoğan, Dersim üzerinden bize koca bir Türkiye tarihini katman katman bizden gizlenmiş, yaşayanlarının elinden alınmış hayat üzerinden nasıl incelelikle aktardığını bilirler' dedi.
‘Vank’ın Çocukları’, Munzur Akmazsa (2004)’, ‘İki Tutam Saç-Dersim’in Kayıp Kızları’ (2010) ve ‘Hay Way Zaman’ (2013) belgesel filmleriyle Dersim Katliamı tartışmalarına ilişkin farklı bir pencere açan Yönetmen Nezahat Gündoğan’ın dördüncü belgeseli.
Dersim Halvori Surp Garabed Vank’ının (Aziz Garabed Manastırı) ve onun son keşişinin merkeze alındığı belgesel, Keşiş’in çocukları ve torunlarının cesaretli ve acı dolu tanıklıklarını aktarıyor.
1937 senesinde bombalana kadar bir ibadet mekanı olan Surp Garabed Vank, 1938 senesinde tamamen yıkıldı, son Keşiş acımazca öldürüldü. Gündoğan, hayatta kalabilen ve sürgün edilerek İstanbul, İzmir, Bolu, Konya ve Dersim’e giden bu son keşiş’in hayatta kalan çocukları, torunlarının tanıklıklarını kayıt altına alıyor.
Artık hayatta olmayan Sultan ve Aslıhan (Kiremitçiyan) ölmeden önce çocuklarından dahi gizlemiş oldukları yaşanmışlarını belgeselde aktarıyor. Belgeselde, ülkenin farklı coğrafyalarına sürgün edilen Dersimli Ermenilerin Müslümanlaştırılması, Alevileşen çocukları ve torunlarının travmatik yaşamları, parçalanmış bellekleri, köklerini arama süreci ve Dersim’e yolculuğu anlatılıyor.
‘Tarihsel gerçeklerin ortaya çıkması zaman alıyor’
Film galasından önce bir konuşma yapan yönetmen Gündoğan, ‘Vank’ın çocukları’ filminin gerçekleşmesinin yaklaşık dört sene sürdüğünü söyledi: ‘Ülkemizde tarihsel gerçeklerin üzeri, resmi ideoloji ve resmi tarih tarafından saklandığını, gizlendiğini, yok sayıldığını hepimiz biliyoruz. Hakikatlerin peşine düşmek, ortaya çıkarmak çok uzun zaman gerektiriyor’ dedi. Gündoğan, belgesellerinin sadece bir film olmadığını, tarihsel hakikat mücadelesi olduğunu da belirtti.
Nezahat Gündoğanşunları söyledi: ‘Bu topraklarda Kürt olmak, Alevi olmak, kadın olmak, eşcinsel olmak, çocuk olmak, kısacası öteki olmak oldukça zor. Bunun derin acılarını bugün daha katmarli yaşıyoruz. Ama bu topraklarda Ermeni olmak daha zor sanırım. Ötekilerin de ötekileri oluyor. Bugün onlardan bazılarının hikayelerini dinledik. Umarım ki bu film daha çok yaşanmış, anlatılmamış hikayelerin anlatıcısı olur, onun önünü açar. Yine umarım ki daha büyük acıların, daha büyük zulümlerin yaşamasını bir nebze de olsa engel olur, böyle bir bilinç taşır’ dedi.
‘Vank’ın Çocukları’nın yapımcısı Kazım Gündoğan, gerçekleştirdikleri dört belgesel projesinin de Dersim üzerine olmasını; ‘Dersim’den çıkamıyoruz’ şeklinde özetlerken: ‘Geçmişte sorunları çözülmemiş toplumların ve bireylerin bugününe ve geleceğine dair bir düşünce üretemeyeceklerini’ söyledi.
Gündoğan, ‘Vank’ın Çocukları’nın yakın zamanda gösterime girmesini planladıklarını belirtti.