Gençler Patrikten ne bekliyor?

Türkiye Ermenileri Patrikhanesi Ruhaniler Genel Meclisi’nin 26 Ekim’de Patrik II. Mesrob’un yedi yıldır görevini yerine getiremediği gerekçesiyle emekli edilmesine yönelik karar, uzun zamandır beklenen seçim sürecinin önünü açtı. Bu gelişmeler üzerine, Ermeni toplumunun, daha önce oy kullanmamış olan gençlerine, oy kulllanıp kullanmayacaklarını, patriklik seçimine dair beklentilerini, eleştirilerini ve değerlendirmelerini sorduk.

MİRAN MANUKYAN
miran.manukyan@gmail.com  

JULİA KÜTNAROĞLU
juliakutnaroglu@hotmail.com 

Bernar Terziyan (20, öğrenci)
‘Patrik toplumun çıkarlarına göre hareket etmeli’ 

Oy kullanmayı düşünüyorum; bu, Ermeni toplumunun bir mensubu olarak, benim için bir görev. Yeni patrikten beklentim, kendi çıkarları yerine Ermeni toplumunun çıkarlarına göre hareket etmesi, aynı zamanda Kilise gelenek ve göreneklerine sadık olması. Mesrob Badriark’ın yokluğunda nar taneleri gibi dağıldık. Herkes kendi çıkarına göre davranıp Ermeni toplumunu hiçe saydı. Sahipsiz, öksüz kaldık. Başımızda bir patrik bulunmaması, bu seçimi daha da önemli kılıyor. Halk kendine bir dinî lider, bir nevi dinî baba seçecek ve artık öksüz olmayacak.

Aren Dadıroglu

Aren Dadıroğlu (21, öğrenci)
‘Toplumda yönetim boşluğu oluştu’

Mesrob Badriark’ın hastalığıyla başlayan süreç toplumumuza telafisi güç hasarlar verdi. Patriklik makamının boş kalmasına ek olarak, geçen yedi yıl içinde vakıf seçimlerini düzenleyen yönetmeliğin ilga edilmesi ve yenisinin bir türlü düzenlenmemesi sebebiyle toplumda yönetimsel açıdan bir boşluk oluştu. Bu boşluktan dolayı da, geleceğe dair net bir plan ve program ortaya konamadı. Gasp edilen mülklerin bir kısmının iadesiyle belirli bir oranda zenginleştik ama yıllardır konuşulan ortak havuzun bir türlü hayata geçirilememesi yüzünden kaynaklarımızı verimli kullanamadık. Kimliğine, diline, kültürüne, kurumlarına bağlı ve sahip çıkan nesiller yetiştirmek için okullarımıza yatırım yapmamız gerekirken, hâlâ madağlarda bütçe açığı denkleştirmek için çaba sarf ediyoruz. Patrikhane’nin tuttuğu vaftiz ve cenaze kayıtları, nüfusumuzun yıldan yıla azaldığını gösteriyor. Kurumlarımızı, dilimizi, kültürümüzü zaman içinde eritecek bir erozyonla karşı karşıyayız.

Yeni seçilecek patrikten öncellikli beklentim çoğulcu bir yönetim anlayışı benimsemesi. Özellikle cismani konularda sivillerle uyum içinde çalışılıp yönetimsel boşluğun doldurulmasını, sorunlara etkin çözüm sağlanması için kurumlarımızın işleyiş ve görevlerinin yasal bir zemine oturtulması konusunda gereken çalışmaların ve görüşmelerin yapılmasını bekliyorum.

Diğer toplumlardan farklı olarak, yaklaşık 150 yıldır patriklerimiz siviller tarafından seçiliyor. Bunun korumamız gereken bir gelenek olduğunu düşünüyorum, dolayısıyla seçimlerde oy kullanacağım. Ruhaniler Genel Meclisi’nin aldığı seçim kararı gecikmiş bir karar ama seçim toplumumuzun sorunlarının çözümünün ilk adımı olabilir, bir kırılma noktası oluşturabilir. Seçimlere sivillerin, özellikle de gençlerin dahil olmasını ve 1999 yılında olduğu gibi yoğun ilgi gösterilmesini umuyorum. 

Thalia Disagcian (22, öğrenci)
‘Sivil önderlik de gerekiyor’

Türkiye’de yaşayan bir Ermeni olarak oy kullanmak benim hem hakkım, hem de sorumluluğum; dolayısıyla oyumu kullanacağım. Bu aşamada, önce patrik adaylarının göreve geldiklerinde yapmayı düşündükleri projeleri duymak isterim. Madem cemaat olarak bir sivil temsilcimiz yok, seçilecek olan patriğin ruhani çerçevelerle sınırlı kalmayıp sivil inisiyatif de almasını beklerim. Hatta, belki biraz hayal olabilir ama, keşke, ruhani liderliğin yanı sıra sivil bir liderliğimiz olması için, böyle bir oluşumu yaratabilecek çalışmalar yapsa. 

Mutafyan döneminde en azından, cılız da olsa birtakım karşı sesler duyuyorduk. Şimdiki yönetimi mevcut siyasi otoriteyle son derece uyumlu ve Mutafyan’a oranla daha az muhalif buluyorum.

Patriklik, kendi sınırları çerçevesinde dinî bir kurum olduğu ve hissedilir bir ‘artı’ üretmediği için, büyük bir beklentim yok. Sorunların sivil platformlarda görüşülmesi, tartışılması, asgari müştereklerde buluşulup çözüm yollarının aranması için cemaati temsil eden sivil bir kuruluşun önderliği gerekiyor.

'Geleneğe sahip çıkılmalı'
Ani Ekimoğlu (27, gazeteci)
Patriklik seçiminde elbette oy kullanmayı düşüyorum. Ermeni toplumu, ruhani önderini seçme geleneğine sahip çıkmalı.  Seçilecek patrikten beklentim Ermeni toplumundaki gerilimleri çözmesi, iç huzurunu sağlaması. Mesrop patriğin rahatsızlığı herkesi derinden üzdü. Kilise geleneklerine uygun olarak seçim yapılmadı. Patriklik seçimi konusu büyük gerilimler yarattı. Ermeni toplumunu toparlayan, öncülük eden bir ruhani önderin kilisenin başina geçmesi hayati önemde.

Arto Tezel (20, öğrenci)

‘Tek söz sahibi Patrikhane olmamalı’

Patriklik seçiminde mutlaka oy kullanacağım. Çünkü bahsedilen makam 1400’lü yıllardan beri var ve toplumun çıkarlarını gözetmekle yükümlü; başındaki kişinin tamamen demokratik bir yöntemle seçilmesi gerekiyor. Türkiye Ermenilerinin, Patrikhane’nin 600 yıllık tarihinde var olmamış ‘vekâlet’ pozisyonuyla yönetilmesini aklım almıyor. Geçen hafta Ateşyan’ın kendisine yöneltilen soruya “On kez başvuru yapacak değilim” şeklinde yanıt vermesinin de hoş bir tutum olmadığını belirtmek gerek. 

İşin bir de siyasi boyutu var. Almanya Federal Mahkemesi’nin kararının ardından Cumhurbaşkanı’na yazılan mektup, Patrik Vekili’nin kilisede verdiği vaazlardaki söylemleri, toplumumuzun bir kesimini epey rahatsız etti. 60-70 bin kişilik bir toplumda siyasi farklılıklar olabilir, olmalıdır da. Bana göre bunu eleştirmek veya “Patrikhane dışında bu toplumu temsil etmeye kimsenin hakkı yoktur” tutumunu dayatmak yanlış. Eğer seçim yapılacaksa, seçilecek patrikten beklentim, “Toplumda tek söz sahibi Patrikhane’dir” söyleminden vazgeçmesi. Parlamentoda üç vekili olan bir toplumda vekiller, gazeteciler ve aydınlar mutlaka söz sahibi olmalıdır.

Ayrıca, vaazlarda daha yumuşak bir dilin kullanılması da önemli. Patriklik makamının devletle ve toplum içinde belirli ailelerle mesafeli olması da gerekiyor; aksi takdirde binlerce kişiyi sadece iki-üç kişi tamamen kendi çıkarları doğrultusunda yönetmeye kalkışıyor. Ben yaşım itibarıyla Mesrob Patrik dönemini pek hatırlamıyorum, fakat büyüklerimin anlattıkları, siyasi açıdan başarılı bir yönetim izlediği yönünde. Tabii, o dönem devletle Patrikhane arasındaki diyaloğun kısıtlı olması da bir etkendi. Sonuç olarak, patriklik seçiminin en kısa zamanda yapılması, kurumu temsile edecek kişinin seçimle gelmesi, hayati önem taşıyor. Belki kazanan yine Ateşyan olacak, fakat makamının meşru olup olmadığıyla ilgili tüm tartışmalar son bulacak.

A. D. (23, öğrenci)
‘Geç alınmış bir karar’

Seçim kararının alınması doğru, hatta geç alınmış bir karar. Patrik vekili olarak görevde bulunan Aram Ateşyan’ın bizi kötü bir duruma getirdiğini, bazı açıklamalarıyla bizi dezavantajlı durumda bıraktığını düşünüyorum. Seçimde elbette oy kullanacağım, bu benim en doğal hakkım. Bu seçim toplumumuz için iyi olacaktır ve umarım daha yetkin bir kişi başa geçecektir. Cemaatimiz geleceği düşünerek hareket etmeli.


Arsen Kocaoğlu (22, öğrenci)
‘Toplum sekiz yıldır patrikçilik oyunu izliyor’

Patriklik seçiminde oy kullanmayı düşünüyorum. Cemaatin de bu seçime önem vermesi, aktif olarak seçimlere katılması gerektiği kanaatindeyim. İki nedenle böyle düşünüyorum. Birincisi Mesrob Patriğin rahatsızlanmasından bu yana patrik seçilememesinin yarattığı krizle, Ermeni toplumunun birçok yönden maruz kaldığı yıpratıcı süreç. İkincisi, Türkiye’de cemaat olarak nüfusumuzun hızla düşmesinin yanında, vakıfların yapıcı çözümler getirememesi sonucunda yaşanan adaletsizlikler ve en önemlisi de okullarımızın karşı karşıya kaldığı sorunlar.

Bildiğim kadarıyla dünyada sivillerin katılımıyla patriğini seçebilen tek toplumuz. Sivillerin ağırlıkta olduğu bir seçim yapabilme imkânımız varken, sekiz yıldır, gerek devletin ‘patrik eş başkanlığı’ adı altında süreci tıkayan etkisiyle, gerek cemaat içindeki, özellikle ruhani kurul ve çevresindeki şahsi çıkarlar nedeniyle, toplumun geleceğini şekillendirebilecek adımlar atılmadı.

Toplumun sekiz yıldır eş patrik çıkmazı altında izlediği patrikçilik oyununun yanında, herhangi bir vizyonu olmayan kurumların rekabet üzerinden ayakta kalabildiği eşitsiz uygulamalar; kilise, vakıf yönetimlerinin ve derneklerin durumu; dil sorunu ve nüfustaki hızlı düşüş, bana şu anda önlem alınmazsa geri dönüşü olmayacak bir yola girileceği endişesini veriyor. Tam da bu aşamada patriklik seçimine her zamankinden daha fazla önem vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca, siyasi dengeleri gözetecek, toplumun sorunlarını dile getirip devlete iletebilecek ve köklü çözümler geliştirebilecek sivil temsilcilerin de bulunması gerektiğini düşünüyorum.

Patrikten beklentim, elbette, politika yapıp siyasi dengeleri gözetecek bir duruş sergilemesi değil, ancak manevi olarak toplumun birliğini yeniden sağlaması ve cemaatin talebi doğrultusunda hareket etmesi. Nitekim, meşruiyeti olan bir patrik, toplumun duygu, düşünce ve inançlarına da tercüman olacaktır. Fikrimce Mesrob Mutafyan toplumun duygu, düşünce ve taleplerini yansıtan bir patrikti.

O meşhur sözle belirtmem gerekirse, “Her halk hak ettiği şekilde yönetilir.”

Melisa Arslanyan (22, öğrenci)
‘Seçimde halk söz sahibi olmalı’

Oy kullanmayı düşünüyorum. Toplumumuz uzun yıllardır patriğini kendi seçme hakkına sahip; bu, kilisemizin bir âdeti olarak devam etmeli. Sevgili Mesrob Patriğimizin sekiz yıldır süren hastalığı nedeniyle makamı boş kaldı. Bu belirsizlik içinde, toplumumuz, seçim isteyenler ve patriğin ölümünden önce seçim olmayacağını düşünenler olarak ikiye ayrıldı. Patrik Genel Vekili makamı, toplumumuzun memnun olmadığı, tepki gösterdiği bir durum yarattı. Patrik seçiminde halkımız söz sahibi olmalı ve seçimi mutlaka yapılmalı. 

Umarım, seçilecek patrik, enerjik, entelektüel, toplumun sıkıntılarıyla ilgili bir din adamı olur; patriklik görevini otoritenin verdiği güçle değil topluma olan sevgisiyle, adaletli ve anlayışlı bir şekilde yürütür; toplumun, vakıfların, okulların sorunlarıyla yakından ilgilenir. 

Melisa Tatyosoğlu (22, öğrenci)
‘Beraberliğe öncülük edecek bir patrik...’

Oy kullanmayı düşünüyorum çünkü patrikliğin yetkisiz kalması sakıncalı bir durum; Ermeni toplumunun yeni bir patriğe ihtiyacı var.

Yeni patrikten beklentilerim, Ermeni toplumunun beraberliğine ve iç huzuruna öncülük etmesi, genç nesillerin daha fazla bilgi sahibi olmasını teşvik edecek girişimlerde bulunması, kilise ve okullarımıza sahip çıkıp ortak bir havuzun inşa edilmesine katkıda bulunması. Ermeni toplumu büyük bir başıboşluk içindeydi. Halkın bu kadar uzun bir süre bu şekilde yönetiliyor görünmesi, onarılması zor çatlaklar oluşmasına neden oldu. Patriklik seçiminin, halk adına ve halkın onayıyla doğru kararlar alınması ve bu çerçevede bir yönetim oluşması açısından çok önemli.

Arev Garyan (22, öğrenci)
‘Patriklik makamı daha aktif kullanılmalı’

Patriklik seçiminde oy kullanmayı düşünüyorum, çünkü patriğin seçimle gelmesinden yanayım. Hâkim siyasetin ve süregelen sistemin sözcüsü olmaktan çok, Ermeni toplumu ile ülke geneli arasındaki dengeyi hassas ve sağlıklı bir şekilde kurmasını bekliyorum. Bu dengeyi Mesrob Patriğin iyi kurduğunu düşünüyorum. Patriklik makamını daha aktif ve güncel bir şekilde kullandığı da bir gerçekti. Toplum içindeki kültürel faaliyetlerin azaldığını görüyorum; patriğin bu yönde de teşvik edici olmasını bekliyorum. Hem Ermeni Kilisesi’nin tarihi, hem de yaşadığımız ülke açısından patriklik seçim istemini önemli buluyorum ve bu makamın itibarının daha da yükselmesini istiyorum.

Arden Güldemir

Arden Güldemir (28, işletmeci)
‘Yeni patrik kucaklayıcı olsun’

Oy kullanmak hepimizin görevi. Sekiz yıldır boş olan makamın dolması, toplumumuzun ileri gitmesi açısından önemli bir adım. Toplum içindeki en önemli makamın boşluğu, cemaatimizde çok başlılığı ortaya çıkardı, Patrik Hazretleri’nin görevini başkaları yapmaya çalıştı ve hepimiz yıprandık. Herkes kendine verilmeyen görevlere el atmaya kalkışınca, makam, kimliğini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Bu yönden, başımızda bir patriğin olacak olması beni sevindiriyor. Cemaatimizin büyük bir kesiminin bu seçimi beklediğini biliyorum. Patriklik makamının Türkiye Ermenilerinin tek resmî temsilcisi oluşu, bu konuyu çok önemli kılıyor. O yüzden hepimizin oy kullanması gerekir.

Yeni patriğimizin, gençleri dernek, okul ve vakıflarla yakınlaştıracak çalışmalar yapmasını arzu ederim. Şu an cemaatimizin en önemli meselelerinden biri gençlerimize aidiyet duygusu kazandırmak.

Bir diğer konu ise, okullarımızın yaşadığı zorluklar ve karşı karşıya olduğu eksiklikler. Cemaatin çatısı olan Patrikhane, vakıflar ile dernekler arasındaki kopukluğu gidermeli. Yıllardır kurumlar arasında bir gerginlik var, bunun çözülmesi gerekiyor. Bunu patriğimiz haricinde birinin yapması artık zor gibi görünüyor. İsterdim ki Mesrob Patriğimiz görevine dönebilsin. Ancak bu maalesef mümkün değil. Dilerim, yeni patriğimiz kucaklayıcı ve başarılı olur, toplumumuz eski güzel günlerine döner. Seçim şimdiden cemaatimize hayırlı olsun.

Kristin Karakülah (26, öğretmen)
‘Suların durulması için...’

Patriklik seçiminde oy kullanmayı düşünüyorum, çünkü patriklik makamındaki boşluğun dolması gerektiği görüşündeyim. Belli başlı noktalardaki eksiklerin ivedilikle giderilmesi gerek. Örneğin kilise törenlerinin (cenaze, düğün vb.) ücretleri belirli standartlara uygun şekilde düzenlenmeli. Sınıf ayrımı ima eden, ‘birinci sınıf’, ‘ikinci sınıf’ gibi terimlerin ortadan kaldırılması her anlamda büyük fayda sağlayacak. Ayrıca, patriğin kendi çıkarları değil toplumun yararı yönünde çalışmalar yapması, eminim birçok insanın ortak beklentisi.

2008 yılından beri bu konuda ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Mesrob Mutafyan’ın rahatsızlığı birçok sorun yarattı. Eş patrik ya da patrik vekilliği tartışmaları uzun zamandır gündemi meşgul ediyor. Bu tür noktalarda cemaatin yeteri kadar bilinçlendirildiğini düşünmüyorum. Bugün birçok insan ‘eş patrik’in ne anlama geldiğini, görev tanımını bilmiyor. Süreç iyi değerlendirilemedi, kutuplaşmalar da bu dönemde başgösterdi. Ruhani Kurul toplantısıyla ilgili bazı haberler de olayları takip eden grupları üzdü. Tüm bu nedenlerle, Mutafyan’ın hastalanmasından bu yana huzursuz bir süreçten geçiyoruz. Tüm bu tartışmaların son bulması, suların az da olsa durulması için patriklik seçimi büyük önem taşıyor. 

Melis Solakoğlu (24, öğrenci)
‘Kişisel kanaatler tüm toplumun düşüncesiymiş gibi sunulmamalı’

Patriklik seçiminde oy kullanmayı düşünüyorum, çünkü benim belirlememle seçilmiş birinin bana karşı kendini sorumlu hissedeceğine ve yapıp ettiklerinde şeffaflık ilkesine bağlı kalacağına inanıyorum. Ve, bunun sadece bir inanç olduğunun farkındalığıyla, aslında bir temennide bulunuyorum. Mesrob Patriğin sağlığı benim çocukluğuma denk geldiği için o döneme ilişkin aklı başında bir eleştiri yapıp, onun sağlığını kaybetmesinden sonraki süreçle bir kıyaslama yapamam. Ama vekillikle devam eden dönemde beni rahatsız eden durumları söyleyerek, göreve gelecek olan patrikten beklentilerimi açıklayabilirim.

Türkiye Ermeni toplumunun sorunlarından biri temsiliyet. Özellikle devlet kademeleriyle yapılan görüşmelerde, kişisel kanaatler tüm toplumun düşüncesi gibi sunulabiliyor. Örneğin, geçen yıl 1915 için Patriklik adına yapılan açıklamalar ve birkaç ay önce Almanya’da Ermeni Soykırımı’nın tanınmasına ilişkin oylamanın ardından gelen yazılı açıklamada olduğu gibi, kişisel düşüncelerin bir toplum adına duyurulması hem toplum içinde rahatsızlığa, hem de dışardan bakanların toplum hakkındaki görüşlerinde sorunlu bir yaklaşıma neden olabiliyor. Dolayısıyla, sadece resmî işlerde ya da vakıflarla, okullarla ilgili taleplerde ortak söylem oluşturulabilmesi açısından, patriklik seçimini önemli buluyorum.

Anto Görmez  (25, öğrenci)
‘Sorun kişilerde değil sistemde’

Oy kullanacağım. İlke olarak Patrikhane’nin toplumsal konulara bu kadar müdahil olmasını istemem. Önümüzde bir an önce çözülmesi gereken çok ciddi meseleler var: Bütçe açıkları nasıl dengelenecek? Bütünlüklü bir eğitim politikası nasıl hayata geçirilecek? Nüfusun azalması nasıl önlenecek? Yaşlılarımızın bakımı nasıl sağlanacak? Gençler için ne tür çalışmalar yapılacak? Sorular çoğaltılabilir ama bunlara Patrikhane’nin çözüm bulmasını beklemek hayal olur. Çözüm bulamadıkları gibi, Sarı Liste hareketi gibi çözüm arayanlara da ya köstek oldular ya da arka çıkmadılar.

‘Siviller’in de bu işi beceremediklerini görüyoruz. Toplum olarak vakıfların ve diğer kurumların idaresinde yaşanan sıkıntıların acısını yaşıyoruz. Yöneticilerin keyfi tutumları, birbirlerine kırgınlıkları nedeniyle aksayan işlerin faturalarını çocuklarımız ödüyor. Ortaköy Vakfı Başkanı kırgın diye Dadyan Okulu’na yardım etmiyor; bunun sıkıntısını Dadyan’da okuyan öğrenciler çekiyor. Hastane müthiş gelirlere kavuştu ama okulu olan vakıflara destek olmamak için ayak diriyor. Seçilecek patrikten beklentim bunlara kayıtsız kalmaması; haksızlıkları, aksaklıkları dile getirmesi; solan cemaat ruhunu canlandırması; hayırseverlerin değil cemaatin masasında oturması; yanına dürüst, çalışkan ve alanında yetkin kişileri alarak sorunların üzerine gitmesi; insanları harekete geçirmesi...

Son 10 yılda çok önemli gelişmeler yaşandı. Ama Patrik Mutafyan görev başında olsaydı dahi şimdikinden farklı bir manzarayla karşı karşıya olmazdık, çünkü sorun kişilerde değil sistemde. Daha doğrusu sistemsizlikte. Sekiz yıl önce Üç Horan’ı tartışıyorduk, şimdi az biraz gelire kavuşan her vakıf Üç Horanlaştı. Tüm cemaatin oyuyla göreve gelecek bir patrik, umarım, cemaatinden alacağı destekle bunların hesabını sorar.

Artin Can Baharoğlu (22, öğrenci)
‘Patriğimiz bizden biri olmalı’

Seçimlerde oy kullanmayı düşünüyorum. Tarih boyunca, kilisemiz toplumun ayakta kalmasında önemli rol oynamış. Patriğimiz öncelikle bizden biri olmalı, toplumun her kesimine hitap edebilmeli. Mali açığı olan okullarımıza, yüksek geliri olan diğer okullardan katkı yapılmasını sağlamalı, düzeni dengeleyebilmeli. Nüfusumuz sürekli olarak düşüyor. Bunun nedeni yalnızca ölümlerin sayısının doğumların sayısından yüksek olması değil, aynı zamanda dışardan evlilikler ve dış göç. Patrik en azından toplum olarak değerlerimizin farkında olmamızı sağlayabilir. Sadece dinî önder olmanın ötesinde, toplumun, kimliğini ve tarihini daha doğru ve etraflı bir şekilde öğrenmesini sağlayabilir. Okullarımızda Ermenicenin öneminin başta ailelere ve öğretmenlere aşılanması gerektiğini düşünüyorum. Din bizler için önemli; gençler arasında dini tartışmak ve yargılamak moda haline gelmiş durumda. Bunun başlıca sebebinin bilgisizlik olduğunu düşünüyorum. Mesrob Mutafyan zamanında kiliselerde verilen Surp Kirk (Kutsal Kitap) ve Ermenice dersleri, yeni patriğimiz tarafından da sürdürülebilir.

Bir genç olarak şunu söyleyebilirim: Mesrob Patriğimiz gençlere yönelik birçok etkinlik ve çalışma yapıyordu. Rahatsızlığından sonra büyük eksiklik hissettik. Şu anda, toplumumuzdan kendini geri çekmiş çok genç var. Ermenice konuşan gençlerin dilimizi ve değerlerimizi öğrenmek için çaba gösteren gençlerin oranı çok düşük.

Patriklik seçimi çok önemli. Patrikler, tarih boyunca toplumumuzun lideri konumunda olmuşlar. Bizim liderimiz de eksiklerimizin farkında olmalı, bu nedenle önce birey, sonra toplum olarak bizi dinleyebilecek ortamlar oluşturmalı.

Sayat Dağlıyan (29, yönetmen)
‘Bir ‘baba’ya ihtiyacımız olduğu için oy vereceğim’

Bugünkü sistemde Türkiye Ermenilerini temsil edecek tek kurum patrikhanedir. İleride bu sistemin reform edileceğini umut etmekle beraber, varlığımızı ortaya koyacak ve bizi gerektiğinde koruyacak, toplum içindeki sorunları çözmek için tarafsız bir arabulucu olacak, çocuklarımıza iyiliği, sevgiyi en önemlisi özgüveni aşılayacak, düştüğümüzde ayağa kalkmamızı hatırlatacak bir ‘baba’ya ihtiyacımız olduğu için oy vereceğim.

Bir din adamından ne bekleyebiliriz? Yalan söylememesini, iyilik için mücadele etmesini, önce fakirleri kollamasını, ayrımcılık yapmamasını, sadece toplumu için değil tüm insanlık için dua etmesini, bulunduğu konumu çıkarları için kullanmamasını, toplumunda huzursuzluğa neden olacak adımlar atmamasını... Tabii ki, aynı zamanda siyasi temsilcimiz olduğu için, toplumun güvenliğini sağlayacak diplomatik girişimlerde bulunmasını; içte ve dışta, vakıflar konusundaki eksikliklerin giderilmesi için vakıf yöneticileri ve aydınlarla beraber çözüm aramasını; artık onlar da toplumumuzun bir parçası olan Ermenistan Cumhuriyeti vatandaşı yoldaşlarımızın sorunlarının çözümü için hem topluluk içinde, hem de ilgili kurumlar aracılığıyla iyileştirilmeler yapılmasına önayak olmasını; kişisel sorunların bir kenara bırakılıp acilen ortak havuzun oluşturulmasını sağlamasını; yok olmak üzere olan Batı Ermenicesinin acilen kurtarılması için bir kampanya başlatmasını... Bu liste uzar gider. Yani – görmediğim ama anlatılanlardan, okuduklarımdan bildiğim Şnorhk Badriark’ımız gibi– iyi bir insan, iyi bir Tanrı sever ve iyi bir lider olmasını bekliyorum.

Yukarıda saydığım ihtiyaçların kaynağı, Mesrob Badriark’ın rahatsızlanıp görevindenuzak kaldığı sürede ortaya çıkan veya büyüyen ve artık toplumda huzursuzluk, bölünme, umutsuzluk yaratan sorunlar. Bir yönetilememe krizi içinde olduğumuz, acilen iyi, güçlü, diplomasiyi çok iyi bilen, reformist bir başa ihtiyacımız olduğu açık. O yüzden, bir oy bir oydur...

Sirag Kartun (27, gemi operasyoncusu)
Patrik kendini değil toplumunu düşünmeli’

Patriklik seçiminin yapılacağını öğrendiğimde çok mutlu oldum. Tabii ki oyumu kullanacağım. Patrik Mesrob rahatsızlandığından beri, toplumumuz çok tedirgin, çünkü liderlik vasfı olmayan, kişisel çıkarlarını ön planda tutan, maalesef bencil biri tarafından sözümona temsil ediliyoruz. Seçilecek kişinin liderlik ve din görevlisi vasıflarına sahip olmasını, sosyal yönden de toplumunun çıkarlarını gözetmesini, kendini değil toplumunu düşünen biri olarak ön plana çıkmasını isterim.

Milena Ayseli (24, öğretmen)
‘Toplumun patriğe ihtiyacı var’

Oy kullanacağım, çünkü artık halkımızın acilen bir patriğe ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Seçilecek olan patrikten beklentim, gençlerle daha yakın iletişimde olması, dinimizi çocuklarımıza ve gençlerimiz için daha sıcak hale getirmesi ve en önemlisi, kilise hizmetlerinin ücretlerini baştan yapılandırılması. Şu anda, Ermeni kurumlarını isteyenin istediği gibi yönettiğini ve belli kişilerin, tabiri caizse at koşturduğunu düşünüyorum.

Melisa Tatyosoğlu (22, öğrenci)
‘Beraberliğe öncülük edecek bir patrik...’

Oy kullanmayı düşünüyorum çünkü patrikliğin yetkisiz kalması sakıncalı bir durum; Ermeni toplumunun yeni bir patriğe ihtiyacı var.

Yeni patrikten beklentilerim, Ermeni toplumunun beraberliğine ve iç huzuruna öncülük etmesi, genç nesillerin daha fazla bilgi sahibi olmasını teşvik edecek girişimlerde bulunması, kilise ve okullarımıza sahip çıkıp ortak bir havuzun inşa edilmesine katkıda bulunması. Ermeni toplumu büyük bir başıboşluk içindeydi. Halkın bu kadar uzun bir süre bu şekilde yönetiliyor görünmesi, onarılması zor çatlaklar oluşmasına neden oldu. Patriklik seçiminin, halk adına ve halkın onayıyla doğru kararlar alınması ve bu çerçevede bir yönetim oluşması açısından çok önemli. 

Kategoriler

Kilise Gençler