Ermenistan Başkanı Serj Sarkisyan, Ermenistan-Türkiye ilişkileriyle ilgili konuştu. Sarkisyan 2009'daki protokol imzalandıktan sonra Türkiye'nin sürdüğü ön şartların ilişkiyi kesintiye uğrattığını söyledi.
Sputnik Ermenistan'a konuşan Ermenistan Başkanı Serj Sarkisyan, ilişkilerinin iyileştirilmesi imkanı olup olmadığı sorusu üzerine, sınırın açılmasının Ermenistan'a bağlı olmadığını söyledi.
Sarkisyan 2000’lerin sonlarındaki müzakere ve imzalanan protokollerin ardından Türkiye’nin birtakım ön şartlar öne sürdüğünü belirtti: “2008'de Türkiye'ye yavaş ilerleyen müzakere sürecini kamuoyuna açmayı teklif ettik. 2009'da da iki protokol imzaladık. BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi olan üç devletin dışişleri bakanlarının katılımıyla bu protokoller Zürih'te imzalandı ama maalesef bir süre sonra Türkiye'nin protokolleri yürürlüğe sokmaya ve aslında ön şartlar olmadan Ermenistan'la ilişki kurmaya hazır olmadıkları ortaya çıktı. Birtakım şartlar koşmaya başladılar: Ermenistan Karabağ'ı 'işgal edilmiş' bölge dedikleri yeri teslim etmeye ikna etsin. Yani, güvenli bölgenin bir kısmını. Türkler o zaman sınırı açmaya hazır olacaktı. İki protokolde de açıkça belirtildiği gibi hiçbir ön şart olmadan ilişki kurma konusunda anlaşmış olduğumuz o zaman şöyle dedik: 'Kusura bakmayın, bu mesele imzalar atılmadan önce, müzakere sürecinde konuşulmalıydı.”
Sarkisyan, bu olaydan sonra Ermenistan ve Türkiye'nin hiçbir diplomatik ilişkisi kalmadığını, uluslararası toplantılardan karşılaştıklarında sadece selamlaştıklarını ifade etti.
"Türkiye yükümlülüğünü yerine getirmedi"
Sarkisyan, 2009’daki protokol sürecinde Ermeni diasporasını ikna etmek için yoğun mesai yaptığını da ekledi: “2009'a kadar bazı arkadaşlarımızı soykırım meselesinin ortada olduğundan bahsediyorlardı ve Türkler soykırımı tanımadığı sürece hiçbir ilişki kurmak istemeyeceğimizi belirtiyorlardı. Ama yine de adım attık. O zaman nasıl bir durumda olduğumu anlayabiliyor musunuz? Neredeyse tüm dünyayı dolaşarak Ermeni Diasporası'nın temsilcileriyle görüşmüştüm. Binlerce Ermeni Paris, New York, Los Angeles ve Beyrut'ta, o iki protokolün imzalanmaması talebiyle Ermenistan başkanını protesto ediyorlardı. Çalıştım, ikna etmeye uğraştım, ricalarda bulundum. Neticede protokoller imzalandı ama onlar yükümlülüklerini yerine getirmedi. Ne yapabilirdik? Teslim olup, 'Tamam, hadi güvenli bölgeyi Azerbaycan'a teslim edelim de Türkiye sınırları açsın,” mı diyecektik? Sonra ne olacaktı? Bir süre sonra yine bir çatışma olurdu ve sınırı yine kapatırlardı. Bu bize bağlı değil. Her zaman dediğim gibi, bir evlilikte veya bir aile kurarken iki tarafın da rıza göstermesi gerekir. Böyle bir durumda meselenin yüzde 50'si çözüldü diyemezsiniz. Durum böyle değil. Bu bakımından hiçbir şey bize bağlı değil.”
