Alen Karakelle
Benim adım Alen. Sınıfta “aşk doktoru” olarak tanınırım. Aşkla ilgili neredeyse her şeyi bildiğimi söyleyebilirim. Öncelikle sevginin yaşı yoktur, birçoğumuz sevginin yaşı vardır der. Bana sorarsanız böyle bir şey yoktur. Yani sevgide yaş yoktur. Örneğin; arkadaşlar birbirlerini “sever”. Çoğu şeyi bildiğimi söylemiştim ama yine de bir uzmana, psikolog Ece Babal’a sormak isterim, isterim, istiyorum.
Bu cevaplar bana çok güzel geldi. Benim bir arkadaşım “bu yazı beni anlatıyor” dedi. Ama beni anlatmıyor. Çünkü benim ilk aşık olma duygum olmayacak. Benim olsa olsa 5.-6. olur:)
Sayın anne ve babalar eğer oğlunuz ya da kızınız ergen ise veya ergenlik dönemine girmekte ise ona destek olun. Ona saygı gösterin. Çünkü o da zor bir durumda. Yani, sanırım.
Benim haberimi okuduğunuz için teşekkür ederim.
Sizce ergenlik nasıl bir duygu?
Bence ergenlik tam bir kaos duygusu. Yeni heyecanlarla dolu ama bir yandan da korkutucu. Vücutları değişiyor, duyguları, ilgi alanları değişiyor. Bambaşka meraklar başlıyor. Sosyalleşme şekilleri değişiyor. Cinsel ilgiler başlıyor. Bazı çocuklar bu süreçle nasıl başa çıkacaklarını bilemediklerinden de bir yandan panik başlayabiliyor. Çok tatlı, korku dolu bir heyecan olarak tanımlayabilirim.
Ergenlikte vücudumuzdaki değişiklikler nelerdir?
Ergenlik sürecinde kadınların da erkeklerin de vücutlarında pek çok değişiklik olur. Kadınların göğüslerinde ve kalça bölgesinde büyüme, koltuk altı, genital bölge ve bacaklarda tüylenme, bel bölgesinde incelme, yumurta oluşumu, regl olma ve genel olarak da vücutta büyüme gerçekleşir. Erkeklerde ise testislerde büyüme, genital bölgede, bacaklarda ve yüz bölgesinde tüylenme, seste kalınlaşma, sperm oluşumu ve genel olarak vücutta büyüme gerçekleşir.
Ergenler nasıl aşık olur?
Ergenler de yetişkinler gibi aşık olur ancak ilk kez yaşandığı için aşk duygusu da bittiğinde yaşanan acı da çok daha yoğun hissedilir. Partnere karşı yoğun bir heyecan ve heves vardır. Fiziksel olarak da ergen, kalp atışlarında hızlanma, avuç içlerinde terleme, kızarma gibi belirtiler gösterebilir. Ergenler, aşklarını hiç bitmeyecekmiş gibi yaşarlar. İlk kez bu heyecanı yaşadıkları için de onlar için hayattaki en önemli şey aşklarıdır. İlk kez göz göze gelme, ilk kez sarılma, ilk öpücük… Bunların hepsi çok kıymetli deneyimlerdir. Bunları ilk kez yaşamanın dezavantajı da bunların yarattığı duygularla nasıl başa çıkılacağının zaman zaman bilinmemesidir. Ergenler partnerleriyle bir ömür beraber olacakları gibi bir hisse kapılabilirler ve ayrıldıkları takdirde de ayrılıkları aynı oranda sarsıntılı geçer.
Neden ergenlik dönemi diye bir kavram vardır?
Ergenlik çocukluk ve yetişkinlik arasındaki bir geçiş dönemidir. Ergen ne çocuktur, ne de tam anlamıyla yetişkindir. Fiziksel olarak da duygusal olarak da çocuktan farklıdır ancak henüz bir yetişkinin özelliklerine de erişememiştir. Ergenlik döneminde kişi hem fiziksel, hem duygusal, hem de sosyal olarak yetişkinliğe hazırlanır. Ergenliğe tam anlamıyla yetişkinliğin provası diyebiliriz.
Ergenliğin bir yaş sınırı var mıdır?
Ergenliğin kabul edilen bitiş yaşı eski yıllarda 18 iken şimdilerde 21 kabul edilmektedir. Ancak son zamanlarda ergenlik yaşının daha da ileri gittiği söylenmektedir. Bunun nedeni de bireylerin iş hayatına daha geç atılmasıdır. Ergenlik, kişinin sorumluluk almaya başlaması ve sorumluluk miktarının giderek artmasıyla beraber sonlanmaya geçmektedir. Şimdilerde liseyi bitiren bireyler üniversite, bazıları yüksek lisans, hatta doktora yapmaktalardır ve ailelerine maddi-manevi bağımlı olmaya devam edebilmektedirler. Bu nedenle de bu bireyler tam anlamıyla yetişkinlik dönemine geçiş yapamayabiliyorlar. Kişisel fikrim olarak şunu söyleyebilirim; ne zaman ki kişi ailesinden maddi manevi kopuşu yaşamaya başlar, o zaman yetişkinliğe geçiş dönemi de başlar. 18 yaşında bir yetişkin görebileceğimiz gibi 25 yaşında, ergenliği sonlanamamış bireyler de görebiliriz diye düşünüyorum.
Ergenler için aşk acısı nasıl bir duygudur?
Ergenler için aşk acısı, yaşanabilecek en büyük acılardan biridir. Ergenlikte kişi ilk kez aşkı, yetişkinlikte yaşanan aşka benzer bir şekilde yaşamaya başlar. İlk kez deneyimlenen bu heyecan, çoğu zaman kontrolden çıkar. Hiç bitmeyecekmiş gibi yaşanan aşkta iki taraf da çoğunlukla deneyimsiz olur. Karşılıklı hatalar yapılabilir. İlişkiler bazen uzun süre devam etse de ergenlikte yaşanan ilişkiler çoğunlukla kısa solukludur. Ergenlerin ilişkisi bittiği zaman da kalp kırıklıkları ve aşk acısı başlar. Hayal kırıklığı ile birlikte gelen yoğun hisler de bireyi mutsuzluğa ve umutsuzluğa iter. Ergenlikteki bireylerin bu hisleri oldukça yoğun bir şekilde yaşadığının bilinmesi çok önemlidir. Yetişkinlikte de aşk acısı çok yaralayıcı, hatta zaman zaman depresyonu tetikleyicidir; ergenlikte de bu durum çok farklı değildir. Bir yetişkinin aşk acısına dayanabilme gücü bir ergene göre kat be kat fazladır. “Daha neler yaşayacaksın, bu daha ne ki!” yaklaşımı, aşk acısı yaşayan bir ergende işe yaramayacaktır. Bu noktada duyguyu anlamaya çalışmak çok daha faydalı olacaktır.
Anneler ve babalar ergen çocuklarına ne yapmalılar/yapmamalılar?
Anne-babalar ergen çocuklarına karşı anlayışlı olmalıdırlar. Aradaki yaş farkı nedeniyle de tam olarak çocuklarını anlayamayacaklarını göz önünde bulundurmalıdırlar. Nitekim; bir bireyin bir diğerini tam olarak anlayamayacağı unutulmamalıdır. Ergenliğe giren çocuklar, ailelerinden uzaklaşıp arkadaşlarına yakınlaşmaktadırlar. Ebeveynlerin bu noktada bu değişimi kişisel algılamayıp bunun normal bir süreç olduğunu kabullenmeleri gerekir. Artık çocuk, her yaptığını ailesiyle paylaşmayacak, bazı durumlarda arkadaşları için ailesini bile karşısına alacaktır. Bir ortama kabul edilme ve sosyallik, ergenlik döneminin en önemli gündemidir. Bu düşünülürse, ailenin öneminin azalıp arkadaşların öneminin artması da doğal bir değişimdir. Ergen bir bireyin yaşadığı zorluklar hafife alınmamalı, küçümsenmemeli, her zaman duygu anlaşılmaya çalışılmalıdır. Unutulmamalıdır ki bir yetişkine önemsiz gelen bir konu, ergenin hayatındaki en önemli konulardan biri olabilir. Ergenlere karşı ebeveynlerinin açık ve dürüst olmak bir diğer önemli noktadır. Aynı cinsiyetteki ebeveyn, çocuğuyla cinsellik konusunda konuşmalı, bu konularla ilgili çocuğu sorular sorduğunda da yaş gelişim özellikleri de göz önünde bulundurularak uygun cevaplar vermelidir. Yine unutulmaması gereken bir nokta ergenin aileden almasa bile bilgiye bu çağda her türlü ulaşabileceğidir. Burada önemli olan doğru bilgiye erişmesine yardımcı olmak ve çocuğu utandırmamaktır. Sağlıklı cinsel gelişimin başlangıcının aileyle açık iletişimden geçtiğini bilmekte fayda vardır. Ergenin duygusunu anlamak, yaşanan değişimlere karşı anlayışlı olmak ve yanında olduğunu bildirmek, ancak kişisel alanına da saygı duymak, onu ufak ufak yetişkinliğe hazırlamak, takınılabilecek en doğru tutumdur. Bu tutum, ergenlikten yetişkinliğe geçiş sürecini kolaylaştıracaktır.