Musul Operasyonu’na katılan Süryaniler ‘otonom bölge’ istiyor

Süryanilerin Musul Operasyonu’nda aldığı rolü, güncel durumu ve bildiride yer alan eleştirileri, bölgeyle sürekli irtibat halinde olan ve gelişmeleri yakından takip eden Avukat Erkan Metin’le konuştuk.

Dünyanın gözü IŞİD’e karşı Musul’da yürütülen operasyonda olduğu bir dönemde, IŞİD’in 2014 yılındaki Musul işgalinden sonra bölgeden göç etmek zorunda kalan Süryaniler, kurdukları savaşçı birlikleriyle peşmerge güçleri ve Irak ordusuyla işbirliği halinde operasyondaki yerlerini aldılar. Süryani birlikleri pek çok bölgenin IŞİD’den kurtarılmasında öncü rol oynarken, Süryani aydınların ve aktivistlerin oluşturduğu ‘Platform Turabdin’, ‘Ninova Ninova’nın evlatlarınındır’ başlıklı bir bildiri yayımlayarak, Türkiye’de Musul’un tek taraflı tartışılmasına karşı itirazlarını dile getirdiler.

“Hıristiyanların Ortadoğu’dan çıkarılmasının ve izlerinin yok edilmesinin amaçlandığı görülüyor” denilen bildiride, peşmerge güçlerinin ve Irak ordusunun bölgedeki Hıristiyan azınlıkların güvenliğini sağlamadığı vurgulanıyor ve “Bölgede tek din tek mezhep projesini hayata geçirmek isteyenler, Musul’un bir tek Sünnilerin kenti olduğu masalını ortaya atanlardır. IŞİD bu anlayışı üreten karanlık güçlerin bir aracıdır” deniyor.

Süryanilerin Musul Operasyonu’nda aldığı rolü, güncel durumu ve bildiride yer alan eleştirileri, bölgeyle sürekli irtibat halinde olan ve gelişmeleri yakından takip eden Avukat Erkan Metin’le konuştuk.        

Musul Operasyonu’na katılan Süryani savaşçı birliklerinden bahsedebilir misiniz?

Musul Operasyonu’nda yerel Süryani savaşçılar da katılıyor. Bu güçlerden Ninova Ovası Koruma Birlikleri (NPU), IŞİD işgalinden birkaç ay sonra Aralık 2014’te kuruldu.  Siyasal olarak da Irak Asur Demokratik Hareketi’nin çizgisindeler. Diğer bir Süryani gücü de Ninova Ovası Güçleri (NPF) 2015 yılında kuruldu. Bethnahrin Demokratik Partisi’nin siyasi öncülüğünde IŞİD’e karşı yerel savunma amacıyla hareket ediyor. Bu her iki savunma gücü de Musul Operasyonu’na Peşmerge ve Irak ordusu ile işbirliği halinde dâhil oldular. Ayrıca doğrudan Irak ordusunda da görev yapan Süryani askerler, başkaca küçük Süryani milis güçleri de var. Bu savunma güçleri büyük oranda Ninova’lı Süryanilerden oluşuyor. Yani kendi topraklarına, evlerine dönebilmek, Musul’da esir kalan yakınlarını kurtarabilmek için yürekten savaşıyorlar, paralı askerlik gibi bir yaklaşımları yok. O nedenle olsa gerek operasyonda cesaretleri ile adları gün geçtikçe daha fazla duyulmaya başladı.

Operasyonda Süryanilerin elde ettiği başarılar var mı?

Musul operasyonunun başlaması ile Bağdade yerleşimi kurtarıldı. Yine kurtarılan Bartella’da kilise çanının tekrar çalınması ile tarihi ve duygusal bir an yaşandı. Başika da neredeyse temizlendi. Tel Keyf de yoğun bir çatışma sürüyor. Batnaya da henüz yeni kurtarıldı. Keza Karamaliş Köyü de kurtarıldı. Irak’ta Süryanilerin yoğun bir şekilde yaşadığı Karakuş’da da kontrol ele geçti.

Erkan Metin

Platform Turabdin bir bildiri yayınladı. Öncelikle bu platform hakkında bilgi alabilir miyim? Kimlerden oluşur, bu bildiriyle ne yapmak istiyorlar?

Bildiri, Süryani aydın ve aktivistlerinin oluşturduğu bir düşünce platformu olan Platform Turabdin tarafından yayınlandı. Bildiride özellikle Musul’un Sünnilerin kenti olduğu söylemi reddediliyor. Musul’un kurtarılmasına mezhepçilik söylemiyle itiraz edilmesini de iyi niyetli bulmuyor. Ninova Ovası binlerce yıldan beri Asuri-Süryanilerin anavatanı sayılıyor. Halkımız Moğol saldırılarında bile oradan tamamen çıkmamıştı. Ama IŞİD’in işgaliyle 200 bine yaklaşan bir nüfus bölgeyi terk etmek zorunda kaldı. Öyle hızlı bir göç yaşandı ki, geride yaşlılar, engelli ve hastalar bırakılmak zorunda kaldı. Musul’da geride kalan yaşlı ve hastaların IŞİD tarafından cezaevi diyebileceğimiz yerlerde tutulduğuna dair bilgiler var. Mevcut durumları hakkında bilgimiz yok henüz. Operasyonun en zor kısmı zaten genel anlamda sivillerin kalkan olarak kullanılıp kullanılmayacağı ya da daha önce Şengal’de IŞİD’in yaptığı gibi toplu katliamlar yapma olasılığı…

Bildiride peşmerge güçleri ve Bağdat yönetimi hakkında önemli eleştiriler var. Bu konuyu açabilir misiniz?

Musul’un peşmerge güçleri tarafından IŞİD’e adeta hediye edildiğini düşünüyoruz. Bölgeden anlatılanlar hiç de iyi değil. İşgalden kısa bir süre önce Musul’daki halkımızın silahlarının toplandığı bilgisi geldi bize. Aynı anlatımlar Ezidiler tarafından da aktarıldı, pek çok rapor var bu konuda. Keza Irak Parlamentosu da bu minvalde bir araştırma raporu düzenleyip yayınladı. Musul’un işgali ile de başlamıyor her şey. Mesela 2007-2008 yıllarında Süryanilere ve Ezidilere yönelik katliam boyutunda saldırılar yapılıyor. Daha o yıllarda bile Musul’dan Süryanilerin boşaltılmasına yönelik bir plan olduğu halkımızca düşünülüyordu. Bu planın unsurlarından birinin de peşmerge güçleri olduğu görülüyordu.

Peki, Bağdat yönetimi?

Bağdat yönetimi ise en azından tüm bunlara göz yumduğu için sorumludur. Bakın cephede IŞİD’le canla başla mücadele verirken Irak Parlamentosu’nda ‘içkinin yasaklanması’ yasalaşıyor. Bu pratikte ne anlam taşıyor, zamanla Irak Anayasası’na adım adım yerleştirilen İslam hukukunun dayatılması ve Hıristiyan halkın ekonomik kaynaklarının tüketilmesi, yaşam tarzının dayatılması yani kısaca ülkeden göç etmelerinin ya da kalırlarsa asimile olmalarının temini… Geçen yıl Irak Parlamentosu Nüfus Kanunu’nda değişiklik yapmıştı. Bir Irak yurttaşı Müslümanken din değiştiremiyor ancak bir Hıristiyan, Müslüman olabiliyor. Ya da anne-babası Hıristiyan olan bir çocuğun mesela babası Müslüman olursa çocuk da otomatikman Müslüman oluyor, ama bunun tersi söz konusu olmuyor. Yani Müslüman anne-babadan biri Hıristiyan olursa çocuğun da Hıristiyan sayılması gibi bir durum yok. Zaten Müslümanlıktan Hıristiyanlığa geçiş kanuna aykırı. Bu ve benzeri yasalar, politikalar açıkça farklı inançtaki azınlıkları hedef alıp İslam’ı devletin resmi dini haline getiriyor.

Bildiride Hıristiyanların bu sorunlarıyla ilgili bir çözüm önerisi de getirilmiş, nedir bu?

Süryani birlikleri her ne kadar Irak ordusu ve peşmerge ile birlikte operasyonda yer alıyor olsa bile, Musul kurtarıldığında her şeyin çözüleceğine hiçbirimiz inanmıyoruz. Irak’ta yönetimlere güven çoktan kaybedildi. Musul kurtarıldıktan sonra evlerine dönen insanlarımız için otonom bir yönetim kurulması gerektiğini düşünüyoruz. Bu sadece Süryaniler için değil Ezidiler, Şabekler, Mandeanlar gibi tüm azınlıklar için gereklidir. Birleşmiş Milletler’in güvenliğinde ve gözetiminde oluşturulacak ‘Ninova Otonom Bölgesi’ varlıkları için tek güvencedir. Bu bölgenin de kontrolünün sağlanabilmesi için Avrupa Birliği tarafından kurulacak bir azınlıklar komisyonuna gerek olduğunu düşünüyoruz. Aksi takdirde etnik kökene dayalı ve İslami mezhep çatışmalarının, sınır ve demografik değişiklik planlarının tam ortasında yok olup gidecek bu kadim halklar. Bu önerilerimiz yapılmazsa, insanlar British Museum’da spot altında atalarımızın tüm insanlığa hediye ettiği eserleri hayranlıkla izlerken, o eser sahiplerinin torunları yani Ninova’nın bugünkü Süryanileri sessizce yok olmuş olacak.



Yazar Hakkında