Maral Müzik ve Dans Topluluğu Derneği bünyesinde iki yılı aşkın süredir çalışmalarını sürdürdüğümüz teatral dans gösterisi ‘Ara ve Şamiram’ı Diaspora Bakanlığı’nın davetiyle Yerevan’da sahnelemek üzere 11 Eylül Pazar gecesi yola düştük.
32’si dansçı olmak üzere toplam 55 kişi olarak, üzerlerimizde birbirimizi kaybetmememiz için bizim için özel olarak hazırlanan tişörtlerle havaalanına girdiğimizde, dış hatlar bölümünde epey ilgi gördük. Derneği merak edenler, gösteriyi bir dahaki sefere izlemeye söz verenler derken, Başrahip Tatul Anuşyan’ın bulunduğu uçağımız, 12 Eylül sabahı Yerevan’a indi.
Tüm ekibi saran tatlı heyecan, kahvaltının ardından yaptığımız küçük Yerevan gezisiyle az da olsa hafiflemişti. Karni-Keğart ziyaretiyle başlayan turda rotamız tabii ki, Yerevan’ın olmazsa olmazlarından Vernisaj’a çevrildi. Günün yorgunluğunu atmaya hiç niyeti olmayan grubumuz, şavurma ziyafeti, Yerevan’ın gecesi derken, gösteriyi sahneleyeceğimiz gün olan 13 Eylül sabahına uyandı. Kostümler ve aksesuarların yer aldığı bavullara, sahne alacağımız Hagop Baronyan Tiyatrosu’na gitmek üzere otobüse yerleşince, ışık, makyaj ve sahne düzenlemesiyle dolu bir güne merhaba demiş olduk. Saatler süren hummalı hazırlıkların ardından perdenin açılmasına dakikalar kala, proje direktörümüz Lerna Papazyan’ın kuliste grubumuza yaptığı konuşma tüylerimizi bir anda diken diken etti: “Bu işte hepimizin emeği var, beni bu yolda yalnız bırakmadığınız için size teşekkür ederim. Muhteşem bir gösteri daha bizi bekliyor! Bir, iki, üç, Ara Şamiram!”
Ve perde...
Başrahip Tatul Anuşyan’ın bizler adına yaptığı gurur verici konuşmayla başlayan, “bravo”lar ve alkışların hiç kesilmediği gecede, grup sahneye en çok Ermenistan’da olmanın gururunu taşıdı. İnsanın, içinde kendisinin de bulunduğu bir etkinlikten bahsetmesi elbette kolay değil. Ama kendim ve arkadaşlarım adına bu gösterinin en unutulmaz yanının, Ermeni tarihinin kıymetli efsanesi ‘Ara Keğetsig’i, yaratıldığı topraklarda sergilemek olduğunu söyleyebilirim.
Nitekim, gecenin sonunda söz alan Ermenistan Diaspora Bakanı Hranuş Hagopyan da bu noktaya vurgu yapıyordu. Konuşmasına “Khorenatsi’nin efsanesi bu gece bu sahnede âdeta canlandı” diyerek başlayan Hagopyan, salonun büyülendiğini ifade ederek, bu gösteri için gönüllü olarak emek veren tüm ekibi kutladı. Hagopyan, sözlerine şöyle devam etti: “Onlar, işlerinden döndükten sonra geceleri çalıştılar ve böyle başarılı sonuçlara imza attılar. Köklerine sadık kalarak bizi büyülediler. Geçmişte bizi köklerimizden koparmak isteyenler bunu başaramadı; anka kuşları gibi tekrar küllerimizden doğduk. Ermeniler ebediyete kadar var olacaklardır. Yaşasın İstanbul Ermeni cemaati...”
Bu duygu yüklü konuşmasını Artin Can Baharoğlu’na (Ara Keğetsig), Talar Köseoğlu’na (Şamiram), Karen Emirgeloğlu’na (Nıvart), Alida Divanyan’a (Koruyucu Tanrıça), Aras Rüstemoğlu’na (Ninus), müzik montaj ve uygulamada emeği geçen Aras Manukyan’a, proje ve koreografi direktörü Lerna Papazyan’a ve kostüm uygulamada Jaklin Beyleryan’a birer teşekkür belgesi, projemizin genel koordinatörü Selma Melekyan’a ise derneğimiz adına altın madalya vererek taçlandıran Hagopyan, grubumuza unutulmaz bir gece yaşattı. Gecenin sonunda perde kapanırken, gözlerimin aradığı ilk isim sevgili Lerna ve Talin Papazyan oldu, çünkü hepimize sarılırken onların gözlerinden akan yaşlarda, gösteri sabahları pencerelerine gelen kumrular ve Maral Derneği’nin kurucularından, çok sevgili merhum Arsen Papazyan vardır daima. Her koşulda gönülden destek veren ellerin, tebrik için kulise gelen o gözü yaşlı insanların değerini en çok onun bildiğine inandığım, Arsen Papazyan...