Rusya’da faaliyet gösteren Rus Adalet İnisiyatifi adlı STK’nın yayınladığı ‘Kuzey Kafkasya’da Kadın Sünneti’ raporu geniş tartışmaları da beraberinde getirdi. Rus Adalet İnisiyatifi raporuna göre, 1970’lerden beri Rusya’nın bünyesinde olan Dağıstan ve çevresinde on binlerce kız çocuğu üç yaşından önce ‘kadın sünneti’ adı verilen, genital organlarının zorunlu tahribatını tecrübe etmek zorunda kalıyor.
Rusya’da ‘Govorit Moskova’ adlı radyo kanalında konuşan Kuzey Kafkasya Müslüman Koordinasyon Merkezi Başkanı, müftü İsmail Berdiyev’in sünnetin sebeplerini sıralarken şöyle demişti: “Kadının aşırı cinsel arzularını birazcık terbiye etmek için yapılıyor. Sağlığa kesinlikle zarar vermiyor. Sünnetle cinsel sapkınlıklar da azalabilir” Bu sözleri üzerine sosyal medyada müftüye tepkiler çığ gibi artarken, daha sonra ‘Russia Today’ kanalına konuşan müftü Berdiyev, açıklamalarının yanlış anlaşıldığını savundu. “Elbette kadın sünneti Ortaçağ barbarlığıdır. Ama bence bu ailelerin kendi sorunu ve biz karışmamalıyız. Bunun büyük sorun olduğunu sanmıyorum.”
Aynı gün Rus Ortodoks Kilisesi’nden rahip Vsevolod Chaplin de Facebook hesabından yaptığı “müftüye destek” şeklindeki açıklamasında, tartışmalara rağmen müftüye tutumunu değiştirmemesi çağrısında bulundu ve Ortodoks Hristiyanlar olarak komşu halkların geleneklerine saygı duyduklarını ifade etti. Chaplin sosyal medya üzerinden yaptığı bu açıklamada feministlere saldırmayı da ihmal etmedi.
Dünyada ‘kadın sünneti’
Araştırmayı gerçekleştiren Rus Adalet İnisiyatifi STK Müdürü Vanessa Kogan ise Newsweek’e verdiği demeçte “İnsanlar şokta. Günümüz Rusya’sında böyle bir uygulama olabileceği konusunda kesinlikle hiçbir fikirleri yok” dedi. Nüfusunun %90’ı Müslümanlardan oluşan Dağıstan’daki uygulamanın varlığı bu araştırma ile gündeme geldi. Türkiye’de genellikle ‘kadın sünneti’ olarak adlandırılan bu uygulamaya Mısır, Somali, Etiyopya, Sudan, Nijerya gibi pek çok Afrika ülkesinin yanı sıra Irak, Suudi Arabistan gibi Arap ülkelerinde ayrıca Afrika dışında sınırlı olsa da Batı Asya’da Suriye, Irak ve İran’da rastlanıyor. 5 Mayıs 2015’de Nijerya’da yürürlüğe giren İnsanlara Karşı Şiddet Yasağı Yasası sayesinde, artık Nijerya’da kadınları sünnet etmek suç sayılıyor. Güneydoğu Asya ülkelerinden Hindistan, Endenozya ve Malezya’da ise ritüel amaçlı, genital organı çizerek kan akıtma şeklinde bir uygulama gündemde. Genellikle İslamiyet’le bağdaştırılsa da kadın sünnetinin aslında 2 bin 500 yıl kadar önce Mısır’da başladığı tahmin ediliyor.
UNICEF tarafından yapılan son tahminlerde, 29 ülkede en az 120 milyon kız çocuğunun ve kadının kadın sünnetine maruz kaldığı, 15 yaşından küçük 30 milyon kız çocuğunun halen risk altında olduğu belirtiliyor. İnsan hakları savunucuları ve aktivistler ‘sünnet’ (female circumcision) tabirinin bu pratiği hafif gösterdiği ve ‘genital sakatlama’ (female genital mutilation - FGM) demenin daha uygun olacağını söylüyor.
Yapılan söyleşilerde temel gerekçe; küçük çocukların ergenlik ve sonraki dönemde “kadınsal arzularından kurtulup, rahatlatılmaları”. Dünya’da yaklaşık 4 farklı yöntemle gerçekleştirilen “kadın genital sakatlaması” Dağıstan’da klitorisin tamamen alınması ya da tahrip edilmesi yöntemiyle yapılıyor.
Dağıstan
Nüfusu yaklaşık 3 milyon olan Dağıstan vatandaşlarının büyük kısmı Avarlar, Darginler, Kumuklar, Azeriler ve daha birçok farklı etnik gruptan oluşmaktadır. Türki halklar olan Kumuklar, Azeriler ve Nogaylar ülkenin yaklaşık %25’ni oluşturmakta. Şu anda Rusya Federasyonu’na bağlı özerk bir cumhuriyet olan Dağıstan, 1921’de SSCB’ne dahil oldu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, Rusya Federasyonu içinde Dağıstan Cumhuriyeti adını aldı. Dağıstan’ın %90’ı Müslüman.
Gelenek baskın
Dağıstan’da çalışan araştırmacıların en çok yakındığı nokta, görüştükleri kadınların bu uygulamayı bir sakatlama olarak görmemeleri ve bununla ilgili konuşmak istememeleri. 17-70 yaş arasındaki 25 kadınla yapılan söyleşiler durumun acilen müdahaleye muhtaç olduğunu ortaya koyuyor. Görüşülen kadınların büyük bir kısmı, bu uygulamayı ‘dinin bir gereği’ olarak gördüğünü söylerken, çocuklarına da bunu yaptıracaklarını aksi halde çocuklarının ‘kirlenmiş ve namusuz’ olacağını düşünüyor.
İnsan hakları savunucuları, hukukçular ve uzmanlar yeni fark edilen Dağıstan’daki uygulama konusunda ikiye bölünmüş durumda. Bunun bir insan hakları ihlali, barbarlık ve ölüm tehdidi olduğunu söyleyen çok sayıda kişi, Rusya’nın duruma müdahale etmesini isterken, sayıları çok daha az ve genellikle dini liderlerin oluşturduğu grupsa bunun kadınların ve ya ailelerinin rızası ile olduğunu, dolayısıyla müdahalenin inanç ve kültüre müdahale olacağı görüşündüler. Konu Rusya’da bu hafta oldukça ayrıntılı biçimde tartışıldıktan sonra, Rusya Sağlık Bakanlığı’nın meseleyle ilgilenmeye başladığı ve birçok insan hakları örgütünün konuyu yakından takip edeceği bildirildi.
Uzmanlar uygulamanın fiziksel etkileri kadar psikolojik etkileri de olduğunu, buna maruz bırakılan kadınların bilinç altında cezalandırıldıklarını ve ailelerinin ihanetine uğradıklarını düşünebildiklerini dile getiriyorlar. Araştırmalar bu işkencenin; bazen jilet, bazen kırık cam parçaları bazen de modern hastane ekipmanıyla yapıldığını ortaya koyuyor. Pek çok seferinde aletlerin tek kullanımlık olmaması AIDS ve sarılık gibi hastalıkların yayılmasına da sebep oluyor. İnsan hakları savunucuları “kadını kontrol altına almak ve cinsel açıdan etkisiz hale getirmek için” yapılan bu uygulamayı kadının kasten cezalandırılması olarak kabul ediyor.
Genital sakatlamanın türleri
Dünya Sağlık Örgütüne göre ‘genital Sakatlama’nın dört türü bulunmakta:
• Tip I: Prepusla birlikte klitorisin bir kısmının veya tamamının kesilmesi.
• Tip II: Klitoris, prepus ve çevredeki küçük (Labia minör) ve bir kısım büyük dudakların (Labia majör) kesilmesi.
• Tip III: Klitoris ve prepus ile birlikte küçük ve büyük dudakların neredeyse tümüyle kesilmesi, açık yaranın dış çeperlerinin bir araya getirilerek yaranın tümüyle dikilmesi, sadece idrar ve aybaşı kanamasının akabileceği ve ancak küçük parmak genişliğinde olan bir açıklık bırakılması.
• Tip IV: Diğer genital tahripler: Sembolik olarak klitorisi veya dudakları çizmek; klitorisi dağlamak; vajinayı genişletecek şekilde kesmek veya bazı ilaçlarla daraltmak.
DSÖ’ye göre kadın genitali kesimlerinin %85i Tip I ve Tip II, % 15’i ise Tip III’e dahildir. Tip III genelde Doğu Afrika’da uygulanmaktadır.