Kürtaj yasağına karşı erkekler, 'İnsanlığa değil erkekliğe ihanet et' pankartları ve “Erkekler korunun, kadınlara ahkam kesmeyin” sloganları eşliğinde eylem yaptı. Grup adına basın açıklamasını okuyan Levent Pişkin, 'Kendini modern, muhafazakâr, ateist ya da dindar olarak tanımlayan tüm erkekleri sorumluluk almaya, kendi üzerlerine düşen korunma sorumluluğundan kaçmamaya çağırıyoruz' dedi.
Kürtaj yasağına karşı çıkan bir grup erkek Tünel Meydanı’nda toplandı. İstiklal Caddesi’nde 10 Haziran Pazar günü yürüyüş düzenleyen erkeklere kadınlar da destek verdi.
Ellerinde “Kürtaj yasağı kadına şiddettir”, “İş cinayetleri varken katil kim” yazılı pankartlar taşıyan erkekler, “Kürtaj haktır, Uludere katliam”, “Sessiz kalma, suça ortak olma”, “Çocukta yaparım kürtajda sana ne”, “Çocukları sana vermeyeceğiz” şeklinde slogan attı.
Grup, “Spermine sahip çık kadınları suçlama”, “İnsanlığa değil erkekliğe ihanet et”, “İş gücü değil çocuk, sermaye değil kadın” yazılı dövizler taşıyarak, Taksim Meydanı’na yürüdü. Yürüyüş sırasında sık sık, “Sana ne Tayyip”, “Erkekler korunun, kadınlara ahkam kesmeyin”, Kürtaj haktır Uludere cinayet” şeklinde sloganlar attı.
Çok sayıda kadın da alkış tutarak, erkeklerin yürüyüşüne destek verdi. Erkeklerin yürüyüşüne çevrede bulunan vatandaşlar meraklı gözlerle izlerken, turistler de fotoğraf çekti.(Demokrathaber.net)
'Erkeklerin kendilerini karar mercii olarak görmesi haddini bilmezliktir'
Taksim Meydanı’nda son bulan yürüyüşün ardından grup adına basın açıklaması yapan Levent Pişkin, kürtaj yasağına karşı çıktıklarını belirterek, “Erkekler olarak biz de kürtaj yasağına karşı çıkıyoruz. Çünkü bu yasağın cinsel özgürlüklerin kısıtlanmasına yönelik olduğunu, kadını toplumsal yaşamdan çekme politikasının sonucu olduğunu biliyoruz. Kadınları çocuk makinesi, biz erkekleri de damızlık olarak gören zihniyetin dayattığı bu rolleri reddediyoruz. Kadınlar tam olarak özgürleşmeden hiçbirimizin özgürleşmeyeceğini biliyoruz. Zorunlu görünen bir durumda kürtaj seçeneğini kullanmak, kadınların kendi nihai kararlarıdır. Bu kararın alınması üzerine erkeklerin olumsuz konuşması, kendilerini karar mercii görmesi haddini bilmezliktir. Bu, kadınların bedenini meta olarak görmektir. Çocuklar ve yetişkinler devletin mülkü değildir. Devlet haddini bilmelidir” dedi.
Levent Pişkin, “AKP ve destekçileri daha fazla zorunlu hamilelik, daha fazla ucuz emek gücü istiyor. Vasıfsız genç çalışanların sayısının artmasını ve emeklilik hakkını elde edenlerin sayısının azalmasını istiyor. Sömürü düzenini çocuk ve genç işçi emeği üzerinden tekrar inşa etmek istiyor. Devlet cinsiyet eşitliği istemiyor. Sistematik bir şekilde durmaksızın artan kadın cinayetleri konusunda, devlet, en küçük bir politika geliştirmiyor. Tecavüzcülerin sırtını sıvazlıyor. Yargı makamları tecavüz ve cinsel şiddet suçlarına her gün yeni bir gerekçe uyduruyor. Kürtaj yasağı, kadına yönelik erkek ve devlet şiddetidir. Bu şiddete, bu suça ortak olmuyoruz” dedi.
Kadınların kendi yaşamları üzerindeki iradeleri
Erkeklerin, kadınları yok sayarak onlar adına konuşmasının 'kadınların sadece kürtaj konusundaki iradelerini değil, genel olarak kendi yaşamları üzerindeki iradelerini, kamu nezdinde gözden düşürmeye çalışmak' anlamına geldiğinin belirtildiği basın açıklamasında, 'Bu tutum, mevcut siyasal iktidara güç kattığı kadar erkek egemen mantığın da pekişmesine yol açıyor. İşte bu yüzden erkeklerin oturup bir kez daha düşünmesi gerekiyor: İktidarın dayattığı politikaya aleti mi olacağız? Ataerkil düzeni yeniden pekiştirecek miyiz' soruları yöneltildi.(rahatsizerkekler.blogspot.com)
Basın açıklaması şöyle devam etti:
Kürtajdan önce erkeklerin sorumlulukları var
'Ayrıca soruyoruz: Neden erkekler bu konuda kendi sorumluluklarıyla yüzleşmiyor? Hâlbuki asıl konuşulması gereken şey kürtajdan da önce erkekler değil mi? Bir kadın neden kürtaj seçeneğine başvurmak durumunda kalır?
Her şeyden önce biz erkeklerin kendi keyfimiz için korunma yöntemlerini üstlenmeyişimiz, kadınların bedenlerini kendimize ait görmemiz yüzünden değil mi? Kürtaj; kadının, sorumsuz bir erkek yüzünden, yaşamını baskı altına sokabilecek zorunlu annelik durumu karşısında başvurduğu bir çözümdür. Kadınların kendi yaşamları üzerindeki kontrollerini korumak için başvurdukları bir yoldur. Bu yüzden kürtajı yasaklamaya çalışmak, erkeklerin bu vurdumduymazlığa prim vermektir.
Kürtaj yasağı, Erkeklerin spermlerini sorumsuzca sağa sola saçabilecekleri, bunun sonuçlarıyla da sadece kadınların uğraşmak zorunda kaldığı zihniyetinin güçlenerek devam etmesidir. İktidarın istediği tam da bu değil mi? Kadınların daha fazla çocuk yaparak, zorunlu askerlik yaparcasına, zorunlu annelik yaparak evde oturması ve çocuk büyütmesi değil mi?'
Erkeklerin üzerine düşen sorumluluktan kaçmaması gerektiğine dikkat çekilen basın açıklamasında şöyle dendi: