ABD’nin önde gelen Yahudi kuruluşu İftira ve İnkârla Mücadele Derneği (ADL) 1915’te Osmanlı topraklarında yaşanan tehcir ve katliamları resmen ‘soykırım’ olarak adlandırdı.
ADL Ulusal Direktörü Jonathan Greenblatt, 1915 ve sonrasında Ermenilere yapılan tehcir ve katliamları “Şüpheye yer vermeyecek şekilde soykırım” sözleri ile tarif etti ve soykırımın inkâr ediliyor olmasını kınadı. İsrail’e yakınlığıyla bilinen ve ABD’nin en güçlü Yahudi örgütü olan ADL, uzun süredir Ermeni Soykırımı ifadesini kullanmaktan kaçınıyordu ve bunun yanı sıra Ermeni Soykırımı’nın ABD Kongresi tarafından tanınmaması için Türkiye lehine aktif bir şekilde lobi faaliyetleri yürütüyordu. ADL tarafından 2005’te, o dönem başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan’a ‘Üstün Cesaret Ödülü’ takdim edilmiş, Erdoğan ise Şubat 2016’da ADL’den temsilcileri, İsrail’le ilişkilerin düzeltilmesi bağlamında Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda ağırlamıştı.
ADL CEO’su ve Ulusal Direktörü Jonathan Greenblatt’in, örgütün kendi internet sitesinde 13 Mayıs’ta kaleme aldığı açıklamada şu ifadelere yer veriliyor: “1915’te başlayarak Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Ermenilere yapılanlar soykırımdı. Bu soykırım, iktidardakilerin yüzlerce Ermeni aydını tutuklayıp infaz etmesiyle başladı. Bu olaydan sonra Ermeni aileler yerlerinden edilip ölüm yürüyüşlerine gönderildi. Ermeni halkı tehcire, gaspa, kaçırmalara, işkence, katliam ve açlığa maruz kalmıştır.” Greenblatt ayrıca, ABD Kongresi’nin Ermeni Soykırımı’nı tanıması konusunda destek vereceklerini belirtip bu konuda, “Sessiz kalmak bir seçenek değildir. Tarihte yaşanmış tüm soykırımlar konusunda gençleri eğitmek en büyük sorumluluğumuzdur. 1915, II. Dünya Savaşı ve diğerleri, anlatılmalı ve öğretilmelidir” diye yazdı.
Minassian’ın yorumu
ABD’nin önde gelen Ermeni avukatlarından ve eski Ermeni Avukatlar Birliği Başkanı Edvin Minassian ise Agos’a konuyla ilgili şöyle konuştu: “Gerek kurumsal, gerekse birbiriyle çok benzeşen mesleki alanlarda yakın ilişkiler içinde olan Yahudilerle Ermenilerin diyaloğu, sonunda kurumsal alana da yansıdı. Bundan sonra Kongre’de görüşülen soykırım ile ilgili tasarılara ve tazminat taleplerine ADL ve benzeri kurumların artık köstek olmayı bırakarak, destek sağlaması gerekir.”
