Kimi restoranlar, barlar veya cafelerin ayrı birer hafızası var. Bu mekânlar birçok edebiyatçı, senarist, yazar, çizer için adeta bir üretim atölyesi işlevi de görmüştür yıllar boyunca. Muhtemelen başka bir ülkede, 1940’larda, 50’lerde müdavimleri arasında Sait Faik, Sabahattin Ali, Ahmet Hamdi Tanpınar, Orhan Kemal, Atilla İlhan, Erdal Öz gibi isimlerin bulunduğu özellikle Beyoğlu civarındaki Baylan gibi cafeler aynen korunurdu. Fakat Türkiye’de yıkıp, yok edip yenilerini yapmak adeta kural haline geldi, istisna olan ise bu özel mekânların korunması. Özellikle de Avrupa’da, Stephan Zweig’in veya Fernando Pessoa’nın kahvelerini yudumlayıp kelimelerini kağıtlara döktüğü birçok cafe veya restoran aradaki asırlık zaman farkına rağmen okurla yazarını ruhen buluşturabiliyor halen...
Hollywood’da 1919’da açılıp, Hollywood’un en eski restoranı olarak bilinen Musso&Frank Grill restoranınını Eric Nazarian sayesinde keşfediyorum. Kimler müdavimi değilmiş ki oranın! William Saroyan, William Faulkner, Ernest Hemingway, John Steinbeck, Dorothy Parker, and F. Scott Fitzgerald bu mekâna düzenli gelip, burada üreten isimlerden sadece birkaçı. Orada olmasalar da zamanda yolculuk edip adeta onlarla orada buluşmuş gibi hissediyorum, sanki Saroyan az ilerde martinisini yudumluyor gibi hissediyorum. Charlie Chaplin neredeyse her gün camın önündeki hep aynı locada yemek yermiş, öyle ki artık o kısım Chaplin locası olarak biliniyor. Greta Garbo, Humphrey Bogart, Elizabeth Taylor, Frank Sinatra ve Marilyn Monroe gibi onlarca efsane isim bu mekânın müdavimlerinden sadece birkaçı.
Musso& Frank Grill’de 1919’dan bu yana neredeyse herşey aynı. Localar, tavan ve dekorasyon, ekibin giydiği kıyafetler hepsi aynen korunmuş. Menü fiyatlar değişse de 1919’dan bu yana aynı. Restoranda bulunan ve Hollywood’un ilk kamusal telefon kulübesi olma özelliğini taşıyan telefon kulübesi halen orada. Çalışanları adeta kendilerini işlerine adamışlar. 1957’den bu yana hizmet veren garson Louie de, 1972’den bu yana hizmet veren Sergio de halen Musso&Frank Grill’de çalışıyorlar. Bir kısmı Musso&Grill’i ‘ilk ve tek’ işleri olarak tanımlıyor. Atmosferin ve mekânın ruhu yediğiniz ve içtiğiniz nefis yemek ve kokteyllerin önüne geçiyor. Los Angeles’a yolu düşenler, Musso&Frank Grill’e uğramadan dönmesinler.