Paskalya’yla ilgili kısa kesitler

Anna Maria Dipgil
Dença Silahlı 

Dença:

Biz kiliseye gitmiştik. O kilisede de bir şamdan vardı. O şamdanda 13 tane mum vardı. İnce olan mumlar beyazdı. Ama bir tanesi siyahtı. Ortadaki de büyüktü. Neden diye sordum babaanneme, o da bana dedi ki: ‘’En ortadaki büyük olan Hz. İsa, etrafındakiler de öğrencileri’’ dedi. Siyah olan niye siyah dedim. O da: ‘’Söyleyen’’ diyor.

Anna:

Huta diye bir öğrencisi var. Benim bildiğim kadarıyla, doğru mu yanlış mı bilmiyorum. Dença düzeltebilir. İsa bir gün, bir kadeh alıyor eline. Bu kadehi kimin önüne koyarsa, o gidecek ve beni söyleyecek diyor. Huta’nın önüne koyuyor. Huta’da bir gün askerlere İsa’yı söylüyor, askerler de onu götürüyor.

Bir başkası da şöyle; durup dururken Huta gidiyor askerlere, “sırf altın için İsa’nın yerini söyleyeceğim” diyor. Askerlere diyor ki: Ben birini öpeceğim, siz de anlayacaksınız ki o İsa. Huta da İsa’yı yanağından öpüyor. İsa’da onlara diyor ki “sen beni onlara anlatacaksın”. 

Dença:

Feriköy Ermeni Kilisesi’ndeydim. Anna, Vakıflı Köyü Ermeni Kilisesi’ndeydi. Ben bir kere de babaanneme, “neden yumurta boyanır?” diye sormuştum. O da bana yumurtanın dünyaya, Hz. İsa’nın dirilişinin yumurtadan çıkan civcive benzediğini ve Hz. İsa’nın yumurtanın kırmızıya boyanmasının da kanını simgelediğini düşündükleri için olduğunu söyledi.  

Anna:

Paskalya’da Ermeniler zeytin dalı topluyorlar. Çünkü İsa Kudüs’e girdiğinde zeytin dallarıyla karşılanmış, biz de bunun için öyle zeytin dalları topluyoruz. Süryanilerde ise çiçekli ve zeytin dallı bir buketle bütün kiliseyi dolaşıyorsun. Zadik Paskalya’nın Ermenicesi.