Cizre’de yaşayan da ölen de sır

Cizre’de sokağa çıkma yasağı hala devam ederken, sona eren operasyonun ardından çıkarılan cenazeler yaşananların boyutunu ortaya koyuyor. İlk belirlemelere göre ilçeden çıkarılan 145 cenazenin otopsi işlemlerine avukatlar sokulmuyor, ailelerse kimlik eşleşmesi için DNA örneği veremiyor. Devlet yetkilileriyse çıkarılan cenazelerle ilgili sessizliğini koruyor.

Şırnak’ın Cizre ilçesindeki operasyonun sona erdiği açıklansa da sokağa çıkma yasağı halen devam ediyor. Çatışmalarda hayatını kaybedenlere ilişkin bölgeden hala sağlıklı bilgi alınamazken, Demokratik Bölgeler partisi (DBP), Mezopotamya Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma ve Kültür Derneği (MEYA-DER) ve Mezopotamya Hukukçular Derneği'nin (MHD) oluşturduğu kriz masası, hayatını kaybedenlerle ilgili bir açıklama yayımladı. 

Kriz Masası bileşenlerinin 15 Şubat’ta Diyarbakır’da yaptığı açıklamaya göre, Cizre’den bugüne kadar toplam 145 cenaze çıkarıldı. 

Kriz Masası’nın verilerine göre, Mardin, Şırnak, Urfa, Van gibi illere gönderilen cenazelerden toplam 13’u aileler tarafından alındı; 16 Şubat itibariyle 114 cenazenin otopsisi tamamlanmış durumda. 

Olay yeri tutanakları ortada yok

Bazı cenazelerin vücut bütünlüğü bozulduğu veya yandığı için teşhisinin mümkün olmadığı belirtiliyor. Bir başka sorun da avukatların ve doktorların otopsiye alınmaması. Kriz Masası bileşenlerinden Mezapotamya Hukuçular Derneği Başkanı avukat Gülşen Özbek, Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre avukatın ya da avukatın belirleyeceği gözlemci bir hekimin otopside bulunması hakkı olduğunu, fakat bu haklarının engellendiğini belirtiyor. Öte yandan, otopsi işlemine başlamadan önce sevk edilmesi gereken olay yeri inceleme tutanaklarına da ulaşılamıyor. Yani hangi cenazenin nereden çıkarıldığı bilinmediği gibi, otopsinin tarafsız yapılıp yapılmadığı konusunda da soru işaretleri var. 

Aileler DNA örneği veremiyor 

Cenazelerle ilgili yaşanan sorunlardan biri de ailelerin teşhis için DNA örneği verememesi. Agos’a konuşan MEYA-DER Başkanı Ayşe Dicle, sokağa çıkma yasağının devam ettiği Cizre’de, cenazelerini teşhis için farklı il ve ilçelerden gelen ailelerin ilçeden sokulmadığını, DNA örneklerinin verilemediğini belirtiyor. Avukat Özbek, öncelikli taleplerinin DNA eşleşmelerinin sonuçlarının beklenmesi ve bu sürecin hızlı bir şekilde yapılması olduğunu söylüyor. Bununla ilgili Bakanlık nezdinde yapılan talebe cevap bekleniyor. 

Habur’da otopsi 

Cizre’den çıkan cenazelerin bir kısmı da Habur sınır kapısında bekletiliyor. Ayşe Dicle’nin aktardığına göre yaklaşık 50 cenazenin bekletildiği sınır kapısındaki bir konteynırda otopsi işlemleri devam ediyor. Avukat Özbek, bunun ‘dünyada görülmemiş bir işlem olduğunu’ söylüyor: “Hijyen yok, teknik imkan yok. Otopsi işlemi için uygun hastane koşullarının olması gerekiyor. Otopsinin orada sağlıklı yapılabildiğinden şüpheliyiz. ilk gün 14 otopsiye avukat ve hekim arkadaş alındı, sonra o da engellendi.” 

Kriz Masası’na ulaşan aile sayısı 200’ü geçmiş durumda. Dicle, “korkarım ki abluka kalktıktan sonra çok cenazeler çıkacak”diyor. Ailelerin yakınlarını teşhis edememesinin yanında defin işlemleri konusunda da baskılara maruz kaldıklarını söylüyor Dicle; “Defin için aldığımızda dört tarafımız polislerle sarılı oluyor. O yoldan değil burada, slogan yok, siren yok diye sürekli baskı altındayız.” Medyaya ‘Cizre’deki 3. bodrum’ olarak yansıyan binadan yanmış bir şekilde çıkarılan Sinan Kaya’nın Mersin’de yapılan cenaze töreninde, aile çocuklarının resmini cenaze aracına koydu diye polisler tarafından saldırıya uğramış ve resimleri parçalanmış. Ailelerin acısı büyük, bekleyişleri sürüyor. Avukatlarsa şeffaflık ilkesinin yitirilmesinden, kendilerinin katılamadığı otopsi işlemlerinde delillerin karartılma ihtimalinden endişe ediyor.  

Kategoriler

Güncel Türkiye Gündem



Yazar Hakkında

1987 İstanbul doğumlu. Agos web sitesinin editörü; insan hakları, ifade özgürlüğü, çevre hareketleri, güncel politika ve yaşam haberleri yapıyor.