“Ve bilmiyordu kimse yüreklerimizden uçan üzgün güvercinin inanç olduğunu”
Furuğ Ferruhzad
Evinde kalarak, kendi çocuğuna kendi dilinde bir isim vermek, bazı zamanlarda, bazı diyarlarda sadece inançla ilgili olmuş. Ninve Özgün’le, inançlar, Mardin’deki Süryaniler ve isimler üzerine söyleştik.
İsminizin anlamıyla başlayalım mı söze?
‘Ninve’, Asur İmparatorluğu’nun başkenti Ninova’nın adının orijinal halidir. Yani Süryanicedir.
Sizin için neden bu ismi seçmişler?
Bu ismi bana dayım vermiş. Süryani halkının farklı bir kolu olan Asurilerin başkenti Ninve şehri, Süryani halkı arasında iyi bilinmektedir. Doğduğumda, annemin sorması üzerine, dayım bana bu ismi uygun görmüş.
Anneniz neden dayınıza sormuş?
Nedenini tam olarak bilmiyorum. Ama biz kalabalık bir aileyiz, herhalde isim bulmakta zorlanmış annem. Bizim ailede de, birçok ailede olduğu gibi, aile için değerli görülen kişilerin görüşleri sorulurdu. Annem de dayıma danışmış.
Ninve nasıl bir yer? Süryaniler için ne ifade ediyor?
Ninve, ihtişam ve güzelliklerin şehri olarak bilinir. Ninova (Ninve) Ovası, dünyanın en güzel yerlerinden biri. Bu şehir, Süryaniler için tarih, kök ve vatan anlamına gelir.
Siz Ninve’ye gittiniz mi, Ninova Ovası’nı gördünüz mü?
Hayır, maalesef gidemedim. Gitmeyi çok isterdim ama dünya gündemini takip edenlerin de bileceği gibi, bir yıldır Ninova Ovası boşaltılmış durumda; Süryaniler orayı boşalttı. Şimdi IŞİD’in kontrolü altında. Umarım en yakın zamanda, halkların ortak direnişi sayesinde IŞİD, Ninova Ovası’ndan ve bütün Ortadoğu’dan çıkar ve yok edilir.
IŞİD’in Ninova Ovası’ndaki saldırıları Mardin’deki Süryanileri nasıl etkiledi?
Ninova Ovası’nda yaşayan Süryaniler bizim kardeşlerimiz. Onların karşılaştığı bu insanlık dışı muameleler dünyanın farklı yerlerinde yaşayan bütün Süryanileri üzdü tabii ki; üzmenin de ötesinde, biraz gözlerimizi açtı. “Nerede olursak olalım, bizler kardeşiz” düşüncesiyle, dünyanın dört bir yanında, Ninova Ovası’na saldırıları kınayan protestolar yapıldı. Hiçbir Süryani bu durum karşısında suskun kalmadı. Midyat’ta da, bölgedeki hemen hemen bütün Süryanilerin katıldığı, geniş çaplı bir eylem yapıldı. Midyat ve Mardin’de Ninova Ovası’ndan gelen Süryaniler yok. Varsa da çok azlar; tam bir bilgim yok. Ninova Ovası’ndan göç edenler yine Irak’ın farklı yerlerine, genellikle Erbil etrafına gittiler. Takip ettiğim kadarıyla, onca zorluklara rağmen hâlâ umutlular. Evlerine ve topraklarına dönecekleri zamanı dört gözle bekliyorlar.
‘Ev’, ‘vatan’la yakından ilişkili. “Ninve şehri, Süryaniler için tarih, kök ve vatan anlamına gelir” dediniz.Süryaniler ile Ninve arasında nasıl bir bağ var?
İki bin yıldan uzun bir süre boyunca, Süryani halkı binlerce yıl hayat verdiği, dünyaya medeniyeti dağıttığı topraklarına yabancılaştırılmaya çalışıldı. Bir yere kadar da başarıldı bu. Fakat, Süryaniler tarihlerine ve vatanlarına bağlılıklarını isimleri ve hikâyeleri yaşatarak göstermeye çalışmışlardır. Evet, Süryaniler tarihte birçok defa kimlikleri ve vatanları yüzünden katledildi ve bu katliamlar, bu soykırımlar maalesef hala inkâr edilmekte. Bütün bu acılara ve zorlamalara rağmen, Süryaniler kendi topraklarında kalmak için mücadele verdiler. Ve birçok halktan farklı olarak, Süryanilerin eğitim verecekleri okulları olmadığı için, tarihlerini, gelenek ve görenekleri farklı yöntemlerle yaşatmaya çalıştılar. Çocuklarına tarihi isimler vermek de bu yöntemlerden biri.
Bugün bu yöntem kullanılıyor mu? Süryani toplumunda, daha çok Süryanice isimler mi kullanılıyor?
Aslında 20-30 yıl önce Süryanice isimleri kimliklere yazdırmak problemdi. Ben şanslıydım. Nüfus memuru, benden üç yaş büyük olan ablama Süryanice isim yazmayı reddetmiş, o isme çok benzeyen bir Türkçe isim yazmıştı. Ablamın ismi Nahrin, Bethnahrin’den (Mezopotamya) geliyor. Fakat kimlikteki adı Narin. ‘Nahrin’in anlamı ile ‘Narin’in anlamı arasında dağlar kadar fark var. Buna benzer olaylar çok yaşanırdı. Kendi istedikleri isimleri verebilmek için Türkçe isimler veren aileler de çoktu. Tabii bir de, başka kültürlerden sevilen isimler verilirdi çocuklara. Yine de, büyük bir çoğunluğun ismi Süryanicedir. Hatta, kimlikte Türkçe isim yazsa da, aile ve toplum içinde çocuk Süryanice bir isimle çağırılırdı. Günümüzde aileler, çocuklarına daha çok Süryanice isimler veriyorlar.
Çocuğa isim seçme veya gündelik yaşam bakımından, İstanbul’da Süryani olmak ile Mardin’de Süryani olmak arasında fark var mı?
İsim seçme bakımından evet, var. Son bir kaç yılda değişiklik olduysa haberim yok ama İstanbul’daki Süryaniler genellikle çocuklarına Türkçe isimler verirler. Bunun sebebi, yine, Süryanice isimlerin kimliklerde yazılması kabul edilmemesi ve farklılık yüzünden dışlanma korkusu. Gündelik yaşam bakımından ise, tabii ki bölgelere bağlı farklılıklar Süryaniler arasında da vardır. Bunların haricinde fazla bir farklılık göremiyorum. Ayrıca, yine bölgenin küçük olmasından dolayı Mardin, Midyat ve köylerdeki yani Turabdin dediğimiz bölgedeki Süryanilerin arasındaki iletişim, İstanbul’daki Süryaniler arasındaki iletişimden daha yoğun. Herkes birbirini tanıyor, bu da sosyalleşmeyi kolaylaştırıyor.
Bu sosyalleşme, sosyal düzen, kadınların hayatına, haklarına nasıl yansıyor?
Aslında kadınların sosyalleşme problemleri var. Herkes birbirini tanısa da, kadınlar genellikle evlerinde ve ailelerinin içinde kaldılar. Süryani kadınlara yönelik çalışmalarımızı bu nedenle başlattık. Sosyalleşmeden başlayarak, kadını cesaretlendirerek topluma kazandırmayı hedefliyoruz. Yani önce birbirlerine bağlanacak, sonra eğitim alarak toplum içerisinde aktif ve görünür hale gelecekler. Bu yöndeki çalışmalarımız devam ediyor; kısa süre içerisinde büyük gelişme kaydettik. Birkaç ay önce kurduğumuz Süryani Kadın Derneği’nin 60’a yakın üyesi var. Bölgenin genelinde yaptığımız çalışmalar sayesinde köyler ile merkez arasındaki kopukluğu bitirmeye çalışıyoruz; bunda da büyük ilerlemeler kaydettik. Çalışmalarımıza devam edeceğiz.