Yeniköy Panayia Rum Ortodoks Kilisesi ve Mektebi Vakfı tarafından Sosyal Medya ve Azınlıklar Projesi kapsamında 'İfade Özgürlüğü ve Nefret Söylemi İkliminde Sosyal Medya ve Azınlıklar' konferansı düzenlendi. Konferansa katılan Twitter ve Facebook temsilcileri, nefret söylemi konusunda geri bildirimlerin önemine dikkat çekerek, nefret söylemine karşı söylem geliştirmenin sosyal medyada oldukça önemli olduğuna vurgu yaptı.
Yeniköy Panayia Rum Ortodoks Kilisesi ve Mektebi Vakfı tarafından Sosyal Medya ve Azınlıklar Projesi kapsamında 'İfade Özgürlüğü ve Nefret Söylemi İkliminde Sosyal Medya ve Azınlıklar' ismi altında bir günlük bir konferans düzenlendi. Bilgi Üniversitesi’ndeki konferansta sosyal medyada nefret söylemine karşı mücadele yöntemleri tartışıldı.
Azınlıkların hikâyelerini yeniden okumak gerekir
Konferansın açılışında konuşan Yeniköy Panayia Rum Ortodoks Kilisesi ve Mektebi Vakfı Başkanı ve projenin yürütücüsü Laki Vingas, projenin cemaat vakıfları için çok önemli bir adım olduğunu söyleyerek, "Bu proje, vakıfların geleneksel yapısının ötesinde farklı sosyal alanlarda faaliyet gösterebileceğinin göstergesidir. İbadethane ve okul etrafında bir geleneğe sahip olsa da olanakları değerlendirerek günümüz koşullarında yeni perspektifler oluşturabilir" dedi.
Vingas, şunları söyledi: "Azınlık topluluklarının hikâyelerini yeniden okumak ve güncellemek gerekiyor. Sosyal medya buna büyük bir katkı sağlayacaktır. Geniş toplumun ötekileştirilen sesleri, inandığı değerleri ifade edebilmek için büyük bedeller ödemiştir. Bunun en büyük bedeli de yönetime ortak olamamaktır. Sosyal medya seslerini duyurmalarının yanı sıra dikkate alınmalarını da sağlamaktadır. Kamp Armen bu konuda önemli bir örnektir. Kampın iadesi sürecinde gençlerin en büyük destekçisi sosyal medya oldu."
Hukuki olarak mücadele edilmeli
Bilgi Üniversitesi’nden Yard. Doç. Ulaş Karan da ifade özgürlüğünün korunması ve gayrimüslim azınlıkların, nefret söylemine karşı korunması arasında ince bir çizgi olduğunu belirterek ifade özgürlüğünün Türkiye’de ciddi bir problem olduğunu söyledi. Karan, problemin bazen mevzuattan bazen de uygulamadan kaynaklandığını belirtti.
İnternet ve sosyal medya alanını kısıtlayan kanuni düzenlemelerle ilgili bilgi veren Karan, şunları kaydetti: "Türkiye’de çok sayıda internet sitesi veya sosyal medya hesabı engelleniyor. Ancak nefret söylemi kaynaklı engelleme çok az. Sosyal medya kullanımında, ilk 5'teyiz ama kullanım arttıkça nefret söylemi de yayılıyor. Kanuni düzenlemeler yeteriz kalıyor. Sosyal medya platformlarının iç denetim mekanizması da kullanıcı dostu değil. İnternetteki idari ve yargı bürokrasisi oldukça zorlu."
Nefret söylemine karşı hukuki mücadele yürütmek gerektiğini belirten Karan, "Dink cinayeti karşımızda. Bir nefret iklimi olmadan bir genç Trabzon'dan kalkıp İstanbul'a gelemezdi. Nefret söylemini hukuken mücadele edilmesi ve kategorik olarak ifade özgürlüğünün dışında tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Bu tabii ki başka sorunları da beraberinde getiriyor. Müslümanlara dönük uygulamadaki hassasiyet Hıristiyan ve Yahudiler için gösterilmiyor. Bu nedenle iyi tanımlanması gerekiyor" diye konuştu.
Twitter temsilcisi: Geri bildirimler çok önemli
Konferansta konuşan Twitter Türkiye Kamu Politikaları Sorumlusu Emine Etili, kullanım mekanizmalarını anlatarak kullanıcılar tarafından yapılacak olan geri bildirimlerin çok önemli olduğunu söyledi.
"Twitter, canlı, açık ve söyleşsel olması dolayısıyla diğer sosyal medya platformlarından ayırt ediliyor. Herkese temas ediyor. Medyada yer bulabiliyor. 320 milyon kullanıcısı var, bir milyar kişiye ulaşabiliyor. İki gün içinde bir milyar tweet atılıyor ve kullanımların çoğu ABD dışından. Türkiye’de 11 milyon kullanıcı var.”
"Tweetleri günlük olarak izleyen ekiplerimiz var. Hem hukuki olarak hem de kendi kurallarımıza göre takip ediliyor. Hem genel politikalarımızda hem de güvenlik politikalarımızda değişiklikler olabiliyor. Kendi kurallarımıza uygunlukları değerlendiriliyor. Hem de ülke bazında hukuki değerlendirmeler yapılıyor. Her yerde troller var. Bunlara ilgi göstermeyin. Rapor edin, sessize alın. İçerikler oldukça hızlı yayılıyor. Olumlu içeriklerin, olumlu haberlerin etkileri daha hızlı yayılabiliyor.” Ayrıca Etili, “Türkiye’de bir ortağımız yok. Bizimle çalışmak isteyen sivil toplum kuruluşlarına ihtiyacımız var” diye konuştu.
Facebook Temsilcisi: Nefret söylemi içeriğini kaldırıyoruz
Facebook Türkiye Kamu Politikaları Sorumlusu Nilay Erdem de nefret söylemi taşıyan içerikleri kaldırdıklarını söyleyerek geri bildirimin Facebook için de önemli olduğunu belirtti.
"Facebook, dünyayı daha açık ve bağlantılı hale getirmek amacındaki bir platform. 1.55 milyar kullanıcı var. 1 milyarı günlük paylaşım yapıyor. Türkiye’de 39 milyon kullanıcı var. Her gün milyarlarca paylaşım yapılıyor. Günlük 300 milyondan fazla fotoğraf paylaşılıyor. Bu kadar çok olunca olumsuz olarak nitelendirdiğimiz paylaşımlar da oluyor. Biz ne kadar güvenli hale getirebilirsek kullanıcı o kadar rahat olur. Nefret söylemi de bu kapsamda. Topluluk standartlarımız var. Güvenlik ekiplerimiz var. Nefretle mücadele eden kurumlarla birlikte çalışıyoruz. Kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Şikayet mekanizması üzerinden ilerliyoruz ve her bir içeriği tek tek şikayet edebilirsiniz. Şikayetleri değerlendiren ekiplerimiz var. Hızlı olmak zorunda kalıyoruz.”
Karşı söylem önemli
"Nefret söyleminin uluslararası geçerli bir tanımı yok ve ifade özgürlüğü dengesi kurmak gerekiyor. Nefret söylemiyle ilgili topluluk standartlarında bir bölüm açtık. Biz mümkün olduğu kadar geniş bir tanım yapmaya çalışıyoruz. Kişileri hedef alan söylemler, paylaşım kurallarına aykırı. Nefret grupları da standartlarımıza aykırı. Nefret söylemi kapsamında değerlendirdiğimiz içerikleri kaldırıyoruz. Bu yeterli değil. Karşı söylem önemli. Nasıl etkili karşı söylem gelişir bunun için çalışıyoruz. Nefret söylemi içerikli sayfalar, nefret söylemine karşı sayfalardan daha fazla. Ancak karşı söylemin etkileşimi daha fazla. Daha dikkat çeken içerik kullanılması gerekiyor. Video ve fotoğraf kullanılarak yapılan paylaşımlar, söylemin tonu, önemli ve etkili kişilerin söyleme dahil olması karşı söylemin daha etkili olmasını sağlıyor.”
Sosyal Medya ve Azınlıklar Projesi, Türkiye'de gayrimüslim azınlıkların sosyal medyayı ne kadar ve nasıl kullandığını, böylece sosyal medyanın azınlık toplumların entegrasyonunda nasıl bir rolü olduğunu araştırmaya çalışıyor. Karşılaştıkları hak ihlalleri, ayrımcılık ve nefret söylemi de inceleniyor.