Hrant Dink Vakfı ve Agos’un bulunduğu Anarad Hığutyun binası, 14. İstanbul Bienali’nin 36 durağından biri. Binanın giriş katı Kasım ayına kadar, Vietnamlı sanatçı Nguyen Huy An’ın yerleştirmesine ev sahipliği yapıyor.
Agos’un sigara içen çalışanları, bir gün avluda, sigaralarından çıkan külleri toplamaya çalışan gençlerle karşılaştı. Onlara bu küllerin, 5 Eylül’de binanın giriş katında açılan sergi için olduğu söylendi. Bir sanat yapıtına dolaylı da olsa katkıda bulunmanın gururunu yaşayan gazetecileri, 1 Kasım’a kadar işe geldikleri her gün, Nguyen Huy An’ın üç bölümden oluşan yerleştirmesi karşılıyor.
An’ın çalışmalarında, doğduğu ve yaşadığı yer olan Vietnam’ın izlerine sıkça rastlanıyor. Sanatçı, ülkede yaşanan savaş sonrası döneme odaklanan işlerini, resim, desen, heykel, yerleştirme ve kitap gibi farklı mecralarda eserler üretiyor. Savaşla ilgili doğrudan anlatılarla pek ilgilenmiyor gibi görünse de, kalıntılar, yıkımlar, yok oluşlar ve gölgelerle ilişkisi, sanatçının savaşın travmatik etkilerinin de peşinde olduğuna işaret ediyor.
Nguyen Huy An’ın 14. İstanbul Bienali kapsamında sergilediği eserler arasında, 2008’den beri kâğıt ve ipek üzerine guaş ve suluboyayla yaptığı ‘Gölet Serisi’ ile, insan saçından ürettiği yumağı, gerçeküstü boyutlardaki bir tokaya iliştirdiği ‘Masa Üzerinde Saç’ isimli yerleştirmesi bulunuyor.
Mekânın bir odası, ‘Muong Müzesi’nin Gölgeleri’ başlıklı çalışmaya ayrılmış. 1 milyonu aşan bir nüfusla Vietnam’ın en büyük azınlık topluluklarından birini oluşturan ve hâlâ kendi dillerini konuşan Muongların hem tarihsel ve kültürel birikimini, hem de günlük yaşantısını tanıtmak üzere, 2007’de kurulan Muong Müzesi, An’ın projesine de konu olmuş. Burada sergilenen eserlerin bir tür taklitlerini üreten sanatçı, bunu yaparken sıradan reprodüksiyon yöntemlerini kullanmamış; nesnelerin kendilerini değil, gölgelerini yeniden üretmiş. Külün hikâyesine gelince; bu müzenin önemli bir bölümü, An burayı ziyaret ederek gölgelerini üreteceği eserlerin ölçülerini aldıktan kısa bir süre sonra yanıp kül oldu. Yani oradaki eserlerin artık kendileri yok, sadece gölgeleri var. Agos çalışanlarının sigaralarından çıkan küller, bu olaya gönderme yapıyor.
Sergiye gölgesi düşen bir diğer figür, Hanoi’deki Lenin heykeli. Bir köşede, sakince duran ve ilk bakışta ahşap bir kutu içindeki tozdan ibaret olan ‘Thuan Chau Elbisesi’ başlıklı işin ise, hüzünlü bir hikâyesi var. İsmini, çoğunlukla siyah giyen kadınların yaşadığı köyden alan iş, siyah bir eteğin unufak edilmiş tozlaştırılmış halini barındırıyor; bu da, yok olmuş bedenlere ve kaybolan hatıralara gönderme yapıyor.
An’ın dolaylı ve sakin bir dille, farklı türlerde yok oluşlar üzerine kurguladığı yapıtları, bienal bitimine kadar, her gün 10:00-18:00 saatleri arasında Anarad Hığutyun Binası’nda ziyaretçilerini bekliyor.