Ermenistanlı bir grup gönüllü, insan kaçakçılığı sorununa dikkat çekmek amacıyla yazılı ve görsel haberler hazırlıyor. Görsel – İşitsel Muhabirler Ağı adlı grup, soruna dikkat çekmek için İstanbul’daydı.
Hrant Dink Vakfı’nın ‘Türkiye - Ermenistan Seyahat Fonu’ kapsamında Ermenistan’dan Türkiye’ye gelen Görsel – İşitsel Muhabirler Ağı, iki ülke arasında insan kaçakçılığı konusunda diyalog kurmak ve ortak çözüm yollarını konuşmak için bir yuvarlak masa toplantısı düzenledi.
Proje yöneticisi Arzuman Harutyunyan ve proje koordinatörü Anahit Arakelyan’ın yaptığı sunumda, birliğin insan kaçakçılığına karşı mücadele etmek için sürdürdüğü çalışmalar hakkında bilgi verildi.
Görsel – İşitsel Muhabirler Ağı’nın verdiği resmî rakamlara göre, 2008 – 2015 yılları arasında Ermenistan’da 164 kişi, insan kaçakçılığı yapan grupların eline düştü. Bu kişilerin sadece 66’sı dava açtı. Ermenistan’dan Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye, Rusya ve Sri Lanka gibi ülkelere giden Ermenistan vatandaşları ya da Ermenistan’a Rusya, Tayland ve Çin gibi ülkelerden gelen göçmenler, insan kaçakçılığının cinsel istismar, işgücü istismarı, organ kaçakçılığı ve zorla dilendirme gibi pek çok farklı yüzüyle karşı karşıya kalıyorlar.
Aynı verilere göre, Ermenistan’dan Türkiye’ye gitmiş ve ülkesine döndükten sonra tespit edilmiş insan kaçakçılığı kurbanı sayısı on. Gerçek sayının ise, hepsi cinsel istismar kurbanı olan bu kişilerden çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor. Proje direktörü Arzuman Harutyunyan, insan kaçakçılığının uluslararası bir sorun olduğunu, Türkiye ve Ermenistan arasında yaşanan diplomatik sorunların bu krize karşı ortak çözüm arayışını da engellediğini belirtiyor: “Türkiye’deki Ermenistanlı insan kaçakçılarının bir kısmı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçiyor; bu da Ermenistan açısından teşhis edilmelerini zorlaştırıyor. Kaçakçıları bulmak, kurbanları bulmaktan her zaman daha zor oluyor. Hem diplomatik sorunlar, hem de iki ülkenin yasalarının da farklı olması, süreci yavaşlatıyor. Bilgi paylaşımına ihtiyaç var.”
Yerevan – İstanbul hattının özellikle ucuz işgücü açısından önemli bir insan kaçakçılığı güzergahı olduğunu belirten Arakelyan ise, insan kaçakçılığına karşı hazırladıkları kamu spotlarının özellikle Türkiye’deki kayıtsız Ermenistanlılara ulaşabilmesinin, çözüme doğru bir adım olacağını belirtiyor.