Demirtaş: Bu durumdan tek çıkış yolu müzakere

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, son dönemde yaşananlarla ilgili olarak önümüzdeki hafta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’yla bir araya geleceklerini söyledi.

Farklı illerden meslek odaları ve birliklerinin başkanlarıyla bir araya gelen Demirtaş, toplantı öncesi bir açıklama yaparak gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, “Kılıçdaroğlu ile görüşebileceğinizi söylemiştiniz bu konuda bir gelişme var mı” sorusu üzerine Demirtaş, “Evet, kısmet olursa önümüzdeki hafta görüşeceğiz. Siyasiler böyle zamanlarda görüşüp konuşmayacaksa hiçbir zaman görüşmesin. Sayın Davutoğlu, Sayın Bahçeli de dahil; bizi yok sayanlar ve hiçleştirenler de dahil olmak üzere herkese kapımız açıktır. Biz de barış için her kapıya gideriz” dedi.

Demirtaş’ın değerlendirmelerinden satırbaşları şöyle:

“Dokunulmazlık tartışmaları siyaset kanallarını tıkar” 

Geçici hükümetin bir an evvel koalisyon kurabiliyorsa bunu gerçekleştirmesi lazım. Eğer bir erken seçime gidilecekse derhal çatışmasızlık ortamının yaratılıp seçimlere gidilmesini talep ediyoruz.

Ellerin tetikten çekilerek masaya geçilmesi lazım. Konuşmak küçültücü bir şey değildir. "Teslim ol" yerine masaya davet gerekir. Parti kapatma, dokunulmazlık gibi tartışmalar siyaset kanallarını tıkar. Bunu yaparsanız kendi elinizle şiddete izin vermiş olursunuz. Koalisyon toplumsal kaynaşmanının önü açılabilir

"Binbir zahmetle kurulan müzakere masasına yeniden dönülmeli. Çözüm süreci yeniden başlatılmalı. İçinde bulunduğumuz durumdan tek çıkış yolu müzakeredir" dedi.

Barış sözümüz var, halklara karşı mahcup olmamak istiyoruz. ‘Her şeye rağmen siyaset kanalları açıktır’ mesajı verilmesi gerekir.

‘Tek başıma iktidar olana kadar ülkeyi seçimden seçime götürürüm’ demekle olmaz. 7 Haziran sonuçlarının tanınmasını istiyoruz.

“Silaha dönüş seçenek değil”

Silaha dönüş bir seçenek olarak düşünülmemelidir. Demokratik yollardan direneceğiz, ülkemizi barışa ulaştıracağız.

“Araç yakmayı tasvip etmiyoruz”

Bölgedeki araç yakma olaylarını kesinlikle tasvip etmiyoruz. Derhal, mazeretsiz bir şekilde durdurulması gerekir.

Barış önünde engel olduğumuza inansak, biz çekilelim. Biz barış için canımızı vermeye hazırız, ne koltuğu?"

HDK, DTK ve DBP’den çağrı: Geleceğimiz savaş değil barış 

Öte yandan, HDK, DTK ve DBP eş genel başkanları bir açıklama yayımlayarak, Hükümetin HDP’ye savaş açtığını söyledi, “Halklarımızın geleceği savaş değil, barıştır” dedi. 

'Eş Genel Başkanlarımızla omuz omuza' başlıklı açıklama şöyle:

Tayyip Erdoğan ve “ara rejim” kabinesi, Halkların Demokratik Partisi'ne (HDP) savaş açtı. Savaş, bu aşamada HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'ın şahsiyetlerine yönelik bir linç kampanyası üzerinden yürütülüyor. Bu linç esasen halklarımızın 7 Haziran'da Erdoğan ve AKP 'ye karşı kazandığı siyasi zaferin rövanşını alma hırsının büyüklüğünün göstergesidir.

Figen Yüksekdağ'a, Selahattin Demirtaş'a ve HDP vekillerine yönelik lincin başlıca cephanesi yalandır. Mücadelemize, halklarımıza, değerlerimize, onurumuza ve hakikatimize yönelik yalanlar bayağı çıkarlardan besleniyor ve her söylenene inanma düşkünlüğüyle şımartılıyor. Her bir organı bir yalan fabrikası gibi çalışan, Erdoğan'ın örtülü ödenekten ve devlet ihalelerinden fonladığı patronların yandaş medyası, istihbarat örgütlerinin beslediği fısıltı gazeteleri ve sosyal medya trollerinin hesapları Eş Genel Başkanlarımıza yönelik kampanyaların üssü olarak iş görüyor. Savcılar, AKP yöneticilerine yönelik eleştirileri dokunulmazlıkları hedefleyen uyduruk fezlekelere dayanak yapmaktan kaçınmıyor.

Eş Genel Başkanlarımız bu saldırılar karşısında asla yalnız değildir.

Onların şahsında ortak mücadelemize açılan savaşın nedeni HDP'nin “Seni başkan yaptırmayacağız” sloganıyla girdiği 7 Haziran seçimlerinde dünyanın en antidemokratik seçim barajını yıkması, AKP'nin tek parti hükümeti ve Erdoğan'ın “Başkanlık” umudunu seçim sandıklarına gömerken halklarımızı kendi kaderinin sahibi kılmasıdır. “Ara rejim” sözcüleri bunları savaş sebebi saydıklarını lafı eğip bükmeksizin ifade etmekten kaçınmamışlardır.

7 Haziran seçimlerini bir “Başkanlık” referandumuna dönüştüren bizzat Erdoğan'dı. Türkiye 'ye meydan okuyan Erdoğan'a “Seni başkan yaptırmayacağız” sloganıyla verilen yanıt HDP'yi yakın tarihimizin en geniş demokrasi, emek ve barış blokunun ortak arzusunun tercümanı konumuna yükseltti. Selahattin Demirtaş, Türkiye'yi yeni bir çağın eşiğine taşıyan bu süreç boyunca Figen Yüksekdağ ile birlikte HDP'nin yüzü, sözü, iradesinin taşıyıcısı oldu. Eş Genel Başkanlarımızın bugün , Erdoğan özel örgütünün yürüttüğü psikolojik harekatın hedefi haline gelmelerinin biricik nedeni budur.

DBP, DTK ve HDK, 7 Haziran seçimlerinde bütün güçlerini HDP'nin gücüne katarak mücadele etmiş, kurumlarımız seçim zemininde HDP Eş Genel Başkanları üzerinden temsil edilmiştir. Dolayısıyla Yüksekdağ ve Demirtaş'ın kişiliklerine yönelik her saldırıyı halklarımıza, HDP'ye oy veren 6 milyonu aşkın seçmene, aileleriyle birlikte en az 12 milyon insana ve kurumlarımıza yönelik sayacağımızı ve bu çerçevede değerlendireceğimizi ifade ediyoruz. Halklarımızı da partimizin ve Eş Genel Başkanlarımızın çevresinde toplanmaya ve tarihsel yürüyüşümüzü hep birlikte savunmaya çağırıyoruz.

Bizler seçimimizi çoktan yaptık ve bir kez daha yüksek sesle ifade etmekte yarar görüyoruz: Halklarımızın geleceği savaşta değil barıştadır.

Halklarımızı savaşa davet eden Erdoğan ve “ara rejim” kabinesine sesleniyoruz: Kişisel iktidarınız ve zümre çıkarlarınız uğruna toplumu sonu gelmez bir savaşa sürüklemeyin. Bir kez olsun sözünüzde durun, gerekirse “baldıran zehiri” içme pahasına gençlerimizin hayatlarını ve geleceklerini güvenceye alacak adil ve demokratik bir barışın yolunu açmaktan kaçınmayın.

Halkların Demokratik Kongresi Eşsözcüleri

Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanları

Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanları

Kategoriler

Güncel Türkiye Gündem



Yazar Hakkında