Venedik Bienali 56. Uluslararası Sanat Sergisi Türkiye Pavyonu’nu ‘Respiro’ başlıklı sergisiyle temsil eden Sarkis, 23 Temmuz’da, Anarad Hığutyun Binası’nda ‘Respiro’nun küratörü Defne Ayas ve sanatçı Ali Kazma’yla bir araya geldi. Ali Kazma’nın ‘Atölye Sarkis’ adlı videosunun gösterildiği ve sergiye eşlik eden ‘Respiro’ kitabının tanıtıldığı akşamda ‘Respiro’nun nefesi Havak Salonu’na taşındı, salondan âdeta taştı.
Mart ayının sonundan beri Agos gazetesi ve Hrant Dink Vakfı’nın çalışma mekânı olan Anarad Hığutyun Binası, açıldığı günden bu yana en kalabalık gününü geçen hafta yaşadı. 23 Temmuz Perşembe akşamı, 56. Venedik Bienali Türkiye Pavyonu’nu ‘Respiro’ adlı işiyle temsil eden Sarkis’i, ‘Respiro’nun küratörü Defne Ayas’ı ve Sarkis’in atölyesinden ‘Atölye Sarkis’ adlı bir video çalışması üreten sanatçı Ali Kazma’yı dinlemek üzere, Anarad Hığutyun Binası’ndaki Havak Salonu’nda toplanıldı. Sarkis Paris’te, Defne Ayas Rotterdam'da yaşadığı için bu üçlüyü bir araya getirmek hayli zor. Hal böyle olunca, ‘Respiro’ya nefes aldıran Sarkis’i ve Ayas’ı, ve bu nefesten bambaşka bir nefes üreten Kazma’yı bir arada görmek isteyenler, Havak’ı tıka basa doldurdu.
Etkinlik, Defne Ayas’ın ‘Respiro’yu anlatmasıyla başladı. Ayas, Sarkis’le bu projedeki ortaklıkları, ‘Respiro’da yer alan işler ve Türkiye Pavyonu’nun kurgusundan bahsettikten sonra, ‘Respiro’nun istasyonlarından biri olan Anarad Hığutyun Binası’ndan ve ‘Respiro’nun bir parçası olan ‘Altın İkona’ yerleştirmesinin projedeki yerinden söz etti. Türkiye Pavyonu’yla eşzamanlı olarak 7 Mayıs’ta ziyaretçilere açılan ‘Altın İkona’, binanın giriş katında kalıcı olarak sergileniyor.
‘Respiro’nun doğum aşamaları
Sarkis’in Paris’teki 50 yıllık atölyesini kendine özgü bir estetik yaklaşımla filme alan Ali Kazma’nın, ‘Rezistans’ serisine ait ‘Atölye Sarkis’ adlı videosu da ilk kez Havak’ta, 7 Mayıs’ta gösterilmişti. 23 Temmuz akşamı yapılan gösterimden önce, Ali Kazma kısaca, Sarkis’le ve onun atölyesiyle kurduğu ilişkiden bahsetti. Atölyesinin anahtarlarını Kazma’ya veren, istediği zaman girip çıkabileceğini söyleyen Sarkis, Kazma’ya duyduğu bu güvenin, onun, tanıştıkları andan itibaren, kendisini anladığına kani olmasından kaynaklandığını belirtti. Kazma ise, bu güveni bir “ayrıcalık” olarak nitelendirdi.
‘Respiro’nun, Sarkis’in deyimiyle “doğum” aşamalarını kaydeden ‘Atölye Sarkis’in arkasının geleceğini öğreniyoruz Sarkis’ten: “Burada nasıl bir haletiruhiye içinde olduğumu görüyorum. ‘Respiro’ burada henüz doğmamış. ‘Respiro’, sesiyle, ışığıyla, gece gündüz, 24 saat yaşıyor. Onu yerinde deneyimleyemeyenler için, Ali, 24 Nisan’da pavyona girdi, üç gün içerde kaldı, ‘Respiro’nun içinde yaşadı. Ne yaptığını bilmiyoruz. Şimdi onun montajıyla uğraşıyor. İsterim ki o filmle ‘Atölye Sarkis’ birleşsin ve bu mekânda gösterilsin.”
“Kendimi aileden hissediyorum”
Film gösteriminden sonra sözü bir daha kimseye bırakmayan Sarkis, sanatını etkileyen, ona yardımcı olan iki ismin Hrant Dink ve Sergey Paracanov olduğunu söyledi. ‘Altın İkona’nın üstündeki el izinin Rakel Dink’e ait olduğunu belirten Defne Ayas’a da hafifçe sitem ederek, aslında bu elin kime ait olduğunun bilinmesini istemediğini belirten sanatçı, bunu saklamak isteyişinin nedenini şu sözlerle açıkladı: “Çünkü birtakım gizler, bir efsaneye dönüşebilir.”
Sarkis’in, Hrant Dink’in İran’da, nar suyu satan bir dükkânın önünde, narlarla çekilmiş fotoğrafından yaptığı vitray da ‘Respiro’nun parçalarından biri. Sarkis, vitrayın iki kopyasından birinin İstanbul Bienali’nde İstanbul Modern’de sergileneceğini, diğer kopyasını ise Hrant Dink Vakfı’na “göndereceğini” söyledi. “Göndermek” vurgusu önemli, çünkü Sarkis bu vitrayın da, ‘Altın İkona’nın da kesinlikle bir hediye olmadığını belirtti: “Bunları hediye olarak görmeyin. Ben kendimi aileden hissediyorum. Ailede hediye yoktur.”
Mucize parşömen emin ellerde
Sarkis etkinlikte, ailesine, hediye olmayan başka bir şey daha verdi. 20 yıl önce, Kapalıçarşı’daki bir bedestenden aldığı, Louvre Müzesi’nin bir restoratörü tarafından restore edilen bir parşömeni Rakel Dink’e sundu. Sarkis, parşömenin hikâyesini şöyle anlattı: “Bu parşömen aslında bir muska. İçinde dualar yazılı. Vakti zamanında Ermeni tüccarların üzerlerinde taşıdıkları bir nazarlık. Parşömenin üstündeki minyatürler Tanrı’yı, Adem ile Havva’yı, beşareti yani İsa’nın doğumunun melek Cebrail tarafından Meryem’e müjdelenmesini, bebek İsa’yı taşıyan Meryem Ana’yı, İbrahim’in kurbanını, Aziz Nerses veya Aziz Nareg olduğunu düşündüğümüz kutsal bir kişiyi betimliyor. Muskanın sahibi veya muskayı yaptıran kişi, Erzincanlı Harutyun. Büyük ihtimalle Konstantiniye’de yazılmış, tarih 1786.”
Rakel Dink, konuşmasına başlamadan önce, Suruç Katliamı’nda hayatını kaybedenler için, izleyicileri sessizliğe davet etti. ‘Respiro’nun geçmişle kurulması gereken bağı simgelediğini söyleyen Dink şunları söyledi: “İlk andan beri çok etkilendim ‘Respiro’dan. ‘Respiro’ hafızanızı yenileyin diyor, görüşünüzü yenileyin diyor. Eskiyi unutmayın, ona göre geleceğe adım atın diyor. İkinci evinize, hediye demeyeyim, teslim ettiğiniz parşömen için teşekkür ederim. Bu parşömen bir mucize, bu vakıf da... Onu emin ellere bıraktığınızı düşünüyorum.”
Soru-cevap seansında Sarkis’e yöneltilen “Bu sergi nasıl kapanacak?” sorusunu duyduğunda ağzından dökülen “Bu soruyla benim canımı almak mı istiyorsun?” sözleri, Sarkis’in ‘Respiro’ya duyduğu aşkı gözler önüne serdi. Sarkis, üzerine şimdilik düşünmek istemediği soruya şöyle yanıt verdi: “Birkaç hafta önce ekipten bir haber geldi. O yörenin (Venedik) bir tamir işi varmış, ışıklar kesilecekmiş. Dolayısıyla bir gün kalbi durdu ‘Respiro’nun. Benim için çok zor oldu. Bir şeyler düşünüyoruz. Respiro’nun başka bir yere gitme arzuları da başladı bir parça. 20 Kasım’a kadar vaktimiz var.”
Sarkis’ten Paracanov sergisi
Sarkis, 23 Eylül’de Brüksel’de ‘Sarkis Paracanov’la’ başlıklı bir sergi açacağının müjdesini de verdi. Paracanov’un 50’ye yakın işinin Yerevan’dan Brüksel’e götürüleceğini söyleyen Sarkis, bütün yerleştirmeleri ve sunuşu yapacağını, ayrıca Paracanov’un filmlerinden birtakım görüntüler kesip kocaman bir yerleştirme hazırladığını anlattı. Sarkis, Paracanov’un kolajlarıyla kendi ikonları veya mekânları kullanış biçimleri arasında bir bağ olduğunu; onunla kurduğu yakınlığın bir diğer kaynağının, ikisinin de zorlukları sanata dönüştürmeleri olduğunu ifade etti. ‘Respiro’nun dağıtımının son anda engellenmiş olmasının ona çok acı verdiğini ve bu acıya bir yapıtla cevap verdiğini belirten Sarkis, gecenin sonunda, ‘Respiro’ için hazırlanan kitabı, okurları için imzaladı.