Vartan Estukyan Yerevan'dan bildiriyor: Anıta ulaştığımızda yanan ateşin etrafında binlerce çiçekle karşılaşıyoruz. Bir yandan halk kayıplar için dua etmek isterken diğer yandan polisler acele etmelerini soyluyor, ardından duraksayıp duanın kim için oldugunu hatırlıyor, dualarını bitirmelerine izin veriyor.
“Size kim dedi bizi böyle darmadağın, tarumar edin diye? Şimdi her gökyüzüne baktıgınızda yıldız yıldız bizi göreceksiniz.”
Şair Kevork Emin`in bu dizeleri, günümüzde yedi kıtanın neredeyse her ülkesine dağılmış olan Ermenileri betimlemenin en güzel hali.
Bu dönemde her zaman aynı yoğunluk hakim olurmuş Yerevan'da, ancak bu yıl durum biraz farklı. Her sokakta Talat ve Hitler`in yer aldıgı reklam panolari, her dükkanın camında beni unutma çiçeğinin sembolu, adım başı soykırıma dair tişört giyen insanlar. Ermeni soykırımının yüzüncü yılında Yerevan'da bir burukluk var. Şehre sessizlik hakim. Kuruluşundan bu yana en büyük kalabalığa ev sahipligi yapan Yerevan`da çıt çıkmıyor, herkesin acısı içinde. Yolların büyük kısmı kapalı, Soykırım Anıtı`na giden yalnızca bir yol var. Yuzbinler, ellerindeki çiceklerle yolun kapalı olan bölümüne kadar arabalarıyla geliyor, anıta doğru giden 3 kilometrelik yolu sessizce yürüyor. Sabah gerçekleşen protokolun ardından Soykirim Anıtı, saat 13.00 itibariyle halka açılıyor. Bir yanda Fransızca konuşan Ermeniler, diğer yanda Gümrü`den kalkıp gelenler. Hepsinin ortak paydası, yüz yıl önce Anadolu`da öldürülen, sürgün edilen akrabalarını anmak, onları hatırlamak.
Anıta doğru yaklaştıkça yağmur hızını arttırıyor. Bana bu zorlu yürüyüşte eşlik eden Hovig Khoshoyan`a göre `gökyüzü ağlıyor` bugün. Sağanağa bakılacak olursa, hüzün değil, kızgınlık gozyaşlarıydı bunlar. Kitleyle birlikte ağır ağır Anıt`a dogru yol alıyoruz. Birkaç metrede bir hoparlörlerle Gomidas`in eserleri dinletiliyor kitleye. Saat 14.00 gibi kalabalığın 100 bin civarinda oldugunu soyluyor Hovig. Akşam saatlerine dek bu sayı 700 bini bulurmuş. Okullar tatil, dükkanlar kapalı, adres belli: Soykirim Aniti.
Anıta ulaştığımızda yanan ateşin etrafında binlerce çiçekle karşılaşıyoruz. Bir yandan halk kayıplar için dua etmek isterken diğer yandan polisler sıradakilerin içeri girmesini sağlayabilmek için dua edenlere acele etmelerini soyluyor, ardından duraksayıp duanın kim için oldugunu hatırlıyor, engel olmayarak dualarını bitirmelerine izin veriyor.
Anma 3 gün sürüyor
Hovig`in soylediğine göre anma 23, 24 ve 25 Nisan tarihlerinde düzenlenirmiş. En geniş katilim elbette 24`ünde olurmuş. 23 ve 25 ise, 24`ündeki kalabalığa girmek istemeyenler içinmiş. Yaşlılar ve şehir dışından gelenler, soykırım kurbanlarını o tarihlerde anarlarmış.
Önceki gece düzenlenen System of a Down konseri vesilesiyle yurtdışından gelenlerin sayısı da dikkat çekiyor. Gerek Ermeni gerek Ermeni olmayan pek çok sayıda insan, konser vesilesiyle bugunkü soykırım anmasında yerini de aldı.
System of a Down ilk kez Yerevan'da
Dünyaca ünlü rock grubu System of a Down, uzun süre ara verdikten sonra ilk kez bu yıl soykırımın 100. yılı vesilesiyle `Wake up the Souls` adı altında bir turneye çıktı. Daha önce Almanya, Fransa ve Rusya gibi ülkelerde konser veren grubun son adresiyse 23 Nisan tarihinde Yerevan`dı. İlk kez Yerevan`da konser vermeye hazirlanan grup, `Welcome home` (Evinize hoşgeldiniz) yazılı pankartlarla karsiıandı. Saat 20.00`de başlayan konsere 50 bini aşkın kişi katıldı. Üç bölümden oluşan konserin ilk etabı Ermeni soykırımını, ikinci bölümü Yahudi soykırımını, üçüncü bölumüyse başta Afrika olmak üzere tüm dünyadaki soykırımları konu alan kısa belgesel filmleriyle izleyiciyle buluştu. Konser sırasında bir konuşma yapan grubun vokalisti Serj Tankian, büyükannesini bir Türk`un kurtardığını hatırlatarak, Ermenistan hükümetine eşitlikçi bir hayat ve Ermenistan’ı yaşatmasi çağrısında bulundu.