Bir ismi taşımanın, isimlendirilme şekliyle ilgili ve bilinçaltıyla bağlı olduğunu düşünen Károly Aliotti ile söyleştik.
“Sana verdikleri ismi biliyorsun,
sahip olduğun ismi bilmiyorsun.”
Jose Saramago
‘Károly’ adının anlamı ne?
Kraliyet. Bu isim Türkiye’de bir tek bende olsa da, Budapeşte’de, Türkiye’deki Ahmet, Mehmet gibi bir şey. ‘Charlie’nin Macarcası. Soyadım ‘Aliotti’ ise İtalya’dan, İtalyancadan geliyor. Dedemler Floransa’dan gelmişler. İsmim ‘Karolin’i çağrıştırdığı için beni kadın sananlar oluyor. “İsmim Károly” diyorum, “Kız ismi değil mi o?” diyorlar. “Değil” diyorum, “Aaa!” diyorlar. Ya, belli ki değil işte! Ömür törpüsü hikâyeler... Fakat ismimin anlamı beni askerlikte çok iyi kurtardı.
Neden?
Bana askere gitmeden önce dediler ki, “Askerde biri sana ‘Adın neden Károly?’ dediğinde, sakın bunun bir yabancı isim filan olduğunu söyleme, göze batma. ‘Sinop’un bir ilçesi’ de, geç.” “Tamam” dedim, yattı kafama ama bana “Károly ne demek?” diye soran ilk kişi Sinoplu çıkınca, Károly’nin Sinop’un bir ilçesi olduğunu söyleyemedim haliyle. Aklıma o an başka bir şey gelmedi, sesimi kalınlaştırarak “Hüküüümdar!” dedim. Kral yerine, Türkçe bir kelime olan ‘hükümdar’ı biraz vurguyla söylemek, o anda gerçekten işe yaradı. Fakat sonra... Bir komutan vardı ki... Bu adam, ‘Karoletti Angelatti Martini’ diye bir şey uydurdu ve altı ay boyunca, beni her gördüğünde, sonuna, o anda aklına gelen ve İtalyanca olduğunu düşündüğü herhangi bir kelimeyi ekledi: “Karoletti Angelatti Martini Milano”, “Karoletti Angelatti Martini Papardelle”, “Karoletti Angelatti Martini”... Altı bin kişi, gece 4’te, nöbetteyiz, adam uyanıyor; “Karoletti Angelatti Martini”... Denetleme oluyor, albay geliyor, herkes hazırlıkta, bu adam beni çağıracak; Karoletti Angelatti Martini... Kafayı bozdu. Gülsem mi, ağlasam mı şaşırmıştım. Fakat diğer yandan, kabul etmeliyim ki, ismim benim için bir avantaj da oldu. Károly bir tane var, yani sen teksin. “Hangi Károly?” diye sorulmaz hiçbir zaman. Bir kere tanıştın mı unutmuyorlar. Bu durum ile benim söndürülmez egom arasında bir bağlantı olduğunu düşünüyorum.
İsimlerin kişilik gibi, kimliklerimizi ortaya koymakla da bağlantılı olduğunu düşünüyor musunuz?
Tabii. İsim, kimlikle ilgili bir muhabbet konusu. Mesela dün akşam sekiz-on kişilik bir iş yemeğindeydik; biri “Károly Macar ismi değil mi?” diye sordu. “Evet” dedim ve sohbet başladı. Anneannem Macaristan’dan gelmiş Türkiye’ye; bu konu üzerine konuştuk. Sonra Türkiye tarihine geçtik ve konular birbirine bağlandı. Ben sanat tarihçisiyim, bu sohbetler mesleğim açısından benim için hoş bir avantaj. Bir de tabii, şu var: Evet benim ismim Macarca ama kökenim de Macar. Sadece şekil olsun diye bana bir yabancı isim verilmiş olsaydı, bu ismi taşımak aynı durumu yaratmazdı. Gökten düşme bir isim değil bu sonuçta. Levanten kültürü açısından işin şu yanı da var: İtalyanlar da, Fransızlar da, Hollandalılar da, İngilizler de, Levanten. Elbette Avrupa ile ilgili olarak bir kültürel tat var ortada, ama Levanten olmak bir cemaat üyesi olmak demek değil. Bu daha çok bir tanımlama biçimi; cemaat aidiyeti gibi bir şey değil. Ermenilik, Yahudilik bir kimlikle, Levantenlik ise pasaportla ilgili. Bu yüzden de Levantenlerin, Türkiye’deki diğer gayrimüslimlere göre daha kolay asimile olduklarını düşünüyorum. Asimile olunuyor, insanlar Levanten olmayan kişilerle evleniyor ve bu isimlere yansıyor.
Size Macarca bir isim vermeye nasıl karar vermişler?
Anneannemin abisinin ismi bu. Ressamdı, sanata çok düşkündü ve acayip yetenekli bir adamdı. Boğazın donduğu sene, donan bir boğazda yüzmenin çok havalı olacağını düşünüp yüzmeye karar vermiş. Yüzmüş ve iki hafta sonra zatürreden ölmüş. Aklıselim sahibi bir insanın yapmayacağı bir hareket bu tabii, ama bizim aile için çok dokunaklı bir hikâyeye dönüşmüş. Ben doğacağım zaman da anneannem tutturmuş, “İsmi Károly olsun” diye. Bu yüzden, anneannemin, bana her baktığında, bilinçaltıyla ağabeyini düşündüğüne inanırım. Ona olan düşkünlüğünü bana taşımış. Benim hayatımda da, büyük dayıyla bağlantılı olarak bazı koşullanmalar olduğuna inanıyorum. Yani onun bir ressam olması ve benim mesleğimin sanat danışmanlığı olması bir tesadüfse, tesadüfün bu kadarı olur! Bu durumu geçen gün bir psikolog arkadaşımla konuşuyordum. O da dedi ki “İsimlendirilme şeklin bilinçaltında yer ediyor ve seni, sana isim vereni, aileni ve akrabalarını etkiliyor.”