İsviçreli iki milletvekilinin, AİHM davasına konu olan ülkedeki ‘inkâr yasası’ hakkında yazılı basına verdiği görüşler, Türkiye medyasına, “2 vekil, yasanın kaldırılması talebinde bulundu” şeklinde yansıtıldı. Ancak tablo farklı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Daire’de yeniden görülen Perinçek – İsviçre davasında ilk ve son duruşma, 28 Ocak’ta yapıldı. Gerekçeli kararın açıklanmasıysa bir seneyi bulabilir. Türkiye’de davayla ilgili tartışmalar devam ederken, İsviçreli iki milletvekilinin, AİHM davasına konu olan ülkedeki ‘inkâr yasası’ hakkında yazılı basına verdiği görüşler, Türkiye medyasına, “2 vekil, yasanın kaldırılması talebinde bulundu” şeklinde yansıtıldı. Ancak tablo farklı. İsviçre’de ‘ırkçılıkla mücadele’ için hazırlanan yasanın kaldırılmasıyla ilgili, hâlihazırda bir tartışma bulunmuyor. Yasanın kaldırılması talebini veren tek milletvekiliyse, Celal Bayar’ın başkanlığını yaptığı, Batı İsviçre Türk Dernekleri Federasyonu’na hukuk danışmanlığı yapan Yves Nidegger. Nidegger, aynı zamanda, Perinçek – İsviçre davasında taraf olan Batı İsviçre Türk Dernekleri Federasyonu’nu temsil eden avukat.
Merkezin Demokratik Birliği (UDC) üyesi Milletvekili Yves Nidegger, AİHM’deki duruşmadan hemen önce, ülkesinde Le Temps gazetesine konuşup, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in görüşleriyle aynı çizgide açıklamalarda bulunmuştu. Le Temps gazetesinin, “Avukat ve Milletvekili Yves Nidegger, İsviçre’deki 130 bin Türk’ün sesini duyup, Batı İsviçre Türk Dernekleri Federasyonu’nun görüşlerini savunuyor” sözleriyle sunduğu röportajda, İsviçreli milletvekili, sırasıyla 1915 olaylarının tarihçilere bırakılması ve Perinçek’in “Ermeni Soykırımı uluslararası bir yalandır” sözlerinin ifade özgürlüğü kapsamında ele alınması gerektiğini ve kendisinin Ermenilere karşı bir düşmanlığı olmadığını dile getiriyordu. Nidegger, duruşmadan sonra da, İsviçre’de ırkçılıkla mücadele için çıkarılan 261bis başlıklı kanunun kaldırılması gerektiğini söyledi.
Batı İsviçre Türk Dernekleri Federasyonu danışmanı Nidegger’in görüşlerini desteklemek için Türkiye basınında ismi kullanılan bir diğer milletvekiliyse, Hıristiyan Demokrat Halk Partisi üyesi Elisabeth Schneider-Schneiter. Kendisinin İsviçre’deki yasanın kaldırılması teklifinde bulunduğu bilgisi verilse de, Schneider-Schneiter’in, Basler Zeitung gazetesine, AİHM duruşmasının ertesi günü 29 Ocak’ta yazdığı yazı aksini söylüyor. Hıristiyan Demokrat Milletvekili, İsviçrelilerin, 1994’te, üzerinde çok tartışılan bu ceza kanunu maddesini kabul ettiğini ve bu kararın soykırımın inkârını suç saydığını söylerken, İsviçre’deki içtihadın böyle bir kanuna dönüşmüş olmasının, anayasa hukukunun parçası olduğunu ifade ediyor. İsviçre’nin, AİHM 2. Daire’nin aldığı kararı Büyük Daire’ye götürmesini doğru bulduğunu ve İsviçre kanunlarının ırkçılığa karşı meşru bir mücadele yürüttüğünü belirten milletvekili, “100 yıl önce yaşanan katliamın bir soykırım olmadığı ve bunun ‘uluslararası bir yalan’ olduğu görüşünde olan Perinçek’in bu görüşleri İsviçre’de kabul edilmiyor. İsviçre, bu insanlık suçunu yıllar önce soykırım olarak tanıdı ve ülkenin 21 eyaleti de aynı görüşte” diye yazıyor.