PEGİDA hareketi göç ve islam tartışmalarını alevlendirdi

Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar” (PEGİDA) hareketi, ortaya çıktığı Dresden’de binlerce kişilik destek bulurken, Almanya’nın diğer kentlerinde varlık gösteremedi. Harekete karşı protestolar da artarak devam ediyor.

Geçen yıl Ekim ayında kendini “Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar” (PEGİDA) diye niteleyen ve 200-300 aşırı sağcının desteği ile Almanya’nın Dresden kentinde başlayan harekete karşı tepkiler artarak büyüyor. Son olarak 5 Ocak’ta Köln’de binlerce insan meydandan ara sokaklara kadar toplanarak göçmen ve İslam karşıtı hareketi protesto etti. Sanatçılardan, politikacılardan, sendikalardan, STK’lar, kiliseler ile antifaşist gruplardan oluşan inisiyatifin çağrısına kulak veren 5 binden fazla Köln’lü eksi 4 dereceye rağmen meydanda Köln şarkıları ve davul sesleri eşliğinde toplanırken, saat 18.30’u gösterdiğinde, başta Köln’ün sembolü olan Dom Katedrali olmak üzere kentte birçok kurum ve kuruluş, Twitter‘da #Lichtausfuerkoeln ve #Nopegida hashtagleri uyarınca aşırı sağcıların gösterisini protesto amacıyla ışıklarını söndürdü. 

Neonazilere büyük tepki

Aşırı sağcı PEGİDA’nın Köln kolu KÖGİDA’nın eylem yapacağı haberi üzerine düzenlenen protesto sonrası polis, KÖGİDA’cıların sadece 150 kişi olduğunu bildirdi. Güvenlik güçleri, başını Neonazilerin çektiği bu grupla, aralarında anarşistlerin ve solcuların da olduğu karşıt grubun karşılaşmaması için geniş güvenlik önlemleri aldı. Saat 20.30 civarında 50 kadar Neonazi, Deutz tren garına girerek İslam ve göçmen karşıtı sloganlar atınca polis etten duvar oluşturdu. İki polis kameralarla göstericileri tespit ederken, garın giriş ve çıkışlarında polisin engellediği binlerce gösterici ise “Nazis raus” “Naziler defolun” diye bağırdı. Neonazileri kovalamak üzere gara giren bir grup anarşist ise polisin engellemesi üzerine  “Polis de Nazi” sloganları attı.

Dresden, hareketin kalesi

Dresden’de ortaya çıkan ve hızla örgütlenen PEGİDA’ya karşı bu ve benzeri sahneler son haftalarda Köln dışında Berlin, Hamburg, Stuttgart, Münster ve daha birçok kentte hemen her Pazartesi yaşanıyor. 12 kişilik bir yönetim kadrosu olan PEGİDA’nın lideri ise Lutz Bachmann adlı, uyuşturucu, hırsızlık ve gasp suçlarından polisin yakından tanıdığı, hatta aldığı hapis cezasından kurtulmak amacıyla bir ara Güney Afrika’ya kaçmış biri. Hareketin lider kadroları arasında böylesi kişilerin sayısı bir hayli fazla.

Yıllardır solcuların toplumsal adaletsizliğe dikkat çekmek için gösteri yaptığı pazartesi gününü kendisine eylem günü olarak seçen PEGİDA, Dresden kentinde her pazartesi katılımcı sayısını daha da arttırarak meydanlara çıkıyor. Katılımcı sayısı bir ay önce 15 bin, üç hafta önce 17 bin 500, Noel tatilinden sonra geçen pazartesi de 18 bine ulaştı. Dresden’deki Kreuzkirche kilisesinde ise bu harekete karşı barış ayini düzenleniyor. Sanatçılar da sembolik olarak da olsa kirlerinden temizlemek amacıyla PEGİDA’cıların toplandığı meydanı her eylem sonrası süpürüyor.

Yeni bir ‘Biz Almanlar’ kavramı

Almanya Göç Konseyi ise bu hafta yaptığı açıklamada, politikacıları ve toplumu yeni bir “Biz” kavramı üretmeye davet etti. Konseyin Başkanı Werner Schiffauer, göç alan ülkelerde toplumun bütün kesimlerinin kucaklanmasının kolay olmadığına işaret ederek diğer göç alan ülkelere bakıp, bütün vatandaşların ihtiyaç ve beklentilerini karşılayacak yeni bir “Biz Almanlar” kavramı geliştirmek gerektiğini savundu.

Öte yandan Almanya’nın etnik ve dini çeşitliliğine yönelik araştırmalar bunun pek de kolay olmayacağına işaret ediyor, zira Berlin Enstitüsü’nün son araştırmasına göre Almanların %70’i göçe ve göçmenlere açık olsa da konular somutlaştığında Müslüman göçmenlere sınır çizilmesinden yana. Mesela toplumun %70’i sünnete izin verilmemesi gerektiğini savunuyor, cami inşaatlarına ve öğretmenlerin başörtüsü takabilmesine karşı olanların oranı %55.

PEGİDA neyi gösteriyor?

“Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar”  hareketi PEGİDA, Dresden dışında pek destek bulmasa da göç ve İslam konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. İslam’ı bahane edip, yeni ırkçı söylemlerle öne çıkan parti Almanya için nasıl bir tehlike arz ediyor? Gördüğü desteğe, yani niceliğe mi bakmalı, yoksa 60 yıldır bilinçli göç alan Almanya’da böylesi bir hareketin ortaya çıkmış olmasına, yani niteliğine mi bakmalı? Aşırı sağcı Nasyonal Demokrat Parti NPD’nin 2009’daki seçimlerde %1,5, 2013’te yapılan Federal Parlamento seçimlerinde %1,3 oranında oy aldığı göz önünde bulundurulursa, büyük bir tehdit veya tehlike yok. Saksonya merkezli popülist, Avrupa ve göç karşıtı söylemlerle öne çıkan Almanya için Alternatif, AfD partisi de 2013 seçimlerinde %4,7’de kaldı ve %5 barajını geçemediği için meclise giremedi. Genellikle lokal olan bu aşırı sağcı hareketlerin çıkış noktaları çoğunlukla göçmenlerin olmadığı eyaletler. O halde homojenlik tehlikeli, zira toplumu sağcı yapıyor demek yanlış olmaz.

‘Dresden Almanya demek değil’

PEGİDA, nüfusu 530 bin olan Dresden’de gösterdiği başarıyı diğer kentlerde gösteremedi. Her kentte, o kentin baş harfini ve harflerini alarak, mesela Bonn’da Bogida, Braunschweig’da Bragida, Düsseldorf’da Dügida, Münster’de Mügida ve benzeri isimler altında eylemler düzenlemeye kalkıştıysa da ya birkaç yüz eylemci dışında ciddi bir güç gösteremedi, ya da Bonn, Münih ve Köln’de olduğu gibi ırkçılık karşıtı gösterilere katılım binleri bulunca eylem bile yapamadı. Göçmen oranının %2,2, Müslüman ülkelerden gelen göçmen oranının %0,1’den az olduğu 530 bin nüfuslu Dresden’de katılım 18 binlere ulaşırken, diğer bütün kentlerde aşırı sağcı PEGİDA’nin kolu olan hareketlere katılım birkaç yüz gösterici ile sınırlı kaldı.

Yeşiller Eş Başkanı Cem Özdemir, bu duruma işaret ederek “Dresden Almanya demek değil” derken, PEGİDA hareketini sert biçimde eleştiren Hristiyan Demokrat Birlik, CDU’lu Armin Laschet de “Almanya toplumu kendini Hristiyanlık değerleri ile değil, evrensel demokratik değerler ile tanımlıyor” ifadesini kullandı. Laschet ayrıca, göçmenlerin oranının yüksek olduğu büyük kentlerde, mesela Ruhr Bölgesi’nde PEGİDA gibi hareketlerin destek görmediğine de dikkat çekti.

Bild gazetesine demeç veren 80’den fazla bakan, politikacı, sporcu, yazar ve sanatçı da PEGİDA hareketini kınayarak etnik ve dini açıdan çok kültürlü bir toplumun kendileri için neden önemli olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Noel konuşmasında, Başbakan Angela Merkel de yeni yıl konuşmasında, PEGİDA hareketine karşı açık ve net duruş sergilediler. İkisi de düşünce ve ifade özgürlüğünün Almanya için en önemli değerlerden biri olduğunu vurguladı, ancak PEGİDA gibi hareketlerin bu kapsamda görülmemesi gerektiğine işaret edip, vatandaşlara “İnsanları dışlayan, nefret söylemlerinin peşine takılmayın” çağrısında bulundu. 

Kategoriler

Güncel Dünya Dünya



Yazar Hakkında