VİCKEN CHETERİAN
‘Kuş Yuvası’ Yetimhane-Müzesi bize ne anlatıyor?
‘Kuş Yuvası’nın anlattığı o kadar çok inanılmaz hikâye var ki, burayı ziyaret etmek için harcanan çabaya değiyor. Size soykırımın ve hayatta kalışın hikâyesini anlatıyor bu mekân. İttihat ve Terakki yönetimindeki Osmanlı Devleti’nin, Birinci Dünya Savaşı’nın gölgesi altında, Ermeni vatandaşlarını tehcir etme kararı almasıyla yani Ermeni Soykırımı’nın hikâyesiyle başlıyor. Bu hikâye başka yerlerde anlatıldı ama sonuçları hakkında pek bir şey bilmiyoruz.
Suriye’nin Kürtleri ve Ortadoğu’nun demokrasisi
Suriye’nin kuzeydoğusundaki fiilî Kürt yönetimi, 4-6 Haziran’da, çeşitli ülkelerden davet ettiği yaklaşık 200 kişinin katılımıyla, Kamışlı’da ‘Uluslararası IŞİD Forumu’ başlıklı bir toplantı düzenledi. Asıl mesele, İslam Devleti’nin alt edilmesinden ziyade, Kürtlerin özerkliğinin geleceği.
Gorky Venedik’te
‘Gorky Venedik’te’, eşsiz bir sergi. Gorky’nin yaşadığı onca felaketin ardından eserlerinin yalnızca küçük bir kısmı bugüne ulaşabilmiş; bunlar arasından bu kadar çok parçayı bir arada görebilmek bile başlı başına büyük bir olay.
Ermenistan’ı memleket bilen Ezidiler
Jasem Mahmudyan’a, Irak’a gidip Ezidilerin kutsal mekânı Laleş’i ziyaret edip etmediğini sordum; etmediğini söyledi. Sincar’da yaşanan trajik olayların, Ezidi cemaatinin tamamı üzerinde sarsıcı etkileri olmuş; bazı aileler geçici olarak Ermenistan’a sığınmış ama sonrasında Avrupa’ya geçmişler. Alakyaz’dan Irak gerçekten de çok uzak görünüyordu.
Ermeni devrimcilerin tarihini yeniden keşfetmek
Halen Irak tarihine ilişkin en önemli çalışma olan bu kitapta, Iraklı gençleri sosyalist fikirlerle tanıştıran kişinin, muhtemelen, Hınçakyan Partisi üyesi genç bir Ermeni öğretmen olan ve Bağdat’a gönderilen Arsen Kidur olduğu belirtiliyor. 1960’larda Beyrut’ta Kidur’la uzun mülakatlar yapan Batatu, Hınçakların aynı zamanda “Suriye ve Lübnan Komünist Partisi’nin öncüleri” olduğunu yazıyor. Türkiye, Bulgaristan ve İran’daki Marksist ve komünist partiler için de aynı şey geçerli.
Doğu’da bitmeyen ‘Büyük Savaş’
Bana, 1915 yılının sıcak yazında Suriye çölünde güneye doğru yürüyen sürgünler ile 2012 yılında, varil bombalarından kaçmak için kuzeye doğru ilerleyen mülteciler arasında bir bağlantı olup olmadığını sorarsanız, sezgisel olarak “Evet, olması gerek” derim, ama bir tarihçi olarak yanıtım “Bilmiyoruz” olur. Biz tarihçiler bu soruyu sormadık.
Kamboçya: Soykırımın ardından adalet mümkün mü?
Agos yazarı Vicken Cheterian’ın Kamboçya’daki soykırımın izlerine dair tanıklıklarının ilk bölümünü iki hafta önce sunmuştuk. Cheterian, yazısının ikinci bölümde, adaleti sağlamanın zorluklarına dikkat çekiyor.