Hazır havalar ısınmışken, sangria ve roze şaraplardan bahsettik. Bunlara dalıp, eski dostumuz beyaz şarapları anlatmamak ayıp olurdu.
Yeni alternatiflerden bahsediyoruz ama, bu sıcaklarda ferahlamak için herkesin aklına buz gibi bira geliyor galiba. Ben yine de, bira yerine, iyice soğutulmuş, asitli ve canlı bir beyaz şarabı tercih ederim.
Alkol oranı biradan yüksek olsa da, bazı üzüm cinsleri, yüksek asitleriyle, hem ferahlatıcı, hem de lezzetli bir alternatif olacaktır. Bir de, benim gibi, deniz kenarına inmişken denizden çıkan bir şeyler yiyeyim diyorsanız, güzel bir meyhane sofrasında bizim mezelerin yanında beyaz şarap için derim. O sofradaki hemen her şeyle, asitli bir beyaz şarap çok iyi uyum sağlayacaktır.
Yemek-şarap uyumu konusunda çok basit bir kural var: Birbirine benzer özellikleri olan yemekleri beraber tüketmek, yemekten de, şaraptan da aldığınız keyfi artırır. Bu sıcaklarda bizi ferahlatacak şarapların asitli olduğunu düşünürsek, yanında yemek için asitli yemekler seçmek gerekir. Peki, asitli yemek ne demek? İçinde limon olan yemekleri bu kategoriye sokabiliriz ama bununla kısıtlamamak lazım. Aslına bakarsanız, zeytinyağlı bütün mezelerin, zeytinyağından dolayı asitli olduklarını kabul edebiliriz. Bu nedenle, zeytinyağlılar, asitli şaraplarla çok iyi gider.
Bu arada, asitli şarabın, dışarıdan asit eklenmiş şarap olmadığını belirtmeliyim. Nasıl, bazı meyvelerde (örneğin yeşil elmada) diğerlerinden daha fazla asit varsa, bazı üzüm cinsleri de, asit bakımından, diğerlerinden daha zengindir. Örneğin, Kapadokya’nın yerel üzümü ‘Emir’, hem yetiştiği toprak bakımından, hem de Kapadokya’nın soğuk ikliminden dolayı çok asitli bir yapıya sahiptir. Bir üzümün asitli olması için, yetiştiği bağda soğuk hava görmesi gerekir ama bu soğuk sorun da yaratabilir. Çünkü üzüm, olgunlaşmak, şekerlenmek için güneşe de ihtiyaç duyar. Yani hem sıcak, hem soğuk hava ister, ki ikisini beraber bulmak çok zordur. Emir şanslı bir üzüm cinsi, çünkü yetiştiği Kapadokya’da, gece ile gündüz arasındaki ısı farkı sayesinde, hem güneşten, hem de soğuktan faydalanabiliyor.
Asitten bahsederken, adını anmadan geçemeyeceğimiz bir de Fransız üzümü var: Sauvignon Blanc. Fransa’nın Bordeaux ve Loire bölgesinin beyaz üzümü... Adı ‘savage’ (vahşi) kelimesinden alıyor; Sauvignon Blanc’a ‘beyazların en vahşisi’ denmesinin nedeni de bu. Ülkemizde Kapadokya, Trakya ve Denizli -Güney’de çok iyi örneklerine rastlıyoruz. Diri asidiyle, çivi gibi bir beyaz şarap istiyorsanız mutlaka deneyin. Yanına bir de çiroz ya da lakerda denk getirebilirseniz, çok mutlu olacağınız garanti.
Afiyet olsun.