Diyarbakır’daki Hıristiyan mezarlığının 110 yıldır babadan oğula bekçiliğini yaptıklarını söyleyen Kılıçer, “Mezarlıkta yatanların akrabaları burada değil şimdi. Mezarlarını Allah’a bırakmışlar, bana bırakmışlar. Yarın öbür gün geldiklerinde, ben nasıl hesap vereceğim onlara?” diyor.
Fotoğraf: BERGE ARABIAN
MARAL DİNK
maral@agos.com.tr
Diyarbakır’daki Hıristiyan mezarlığının bekçisi Özgüner Kılıçer, son iki yıldır, mezarlığın yanında yer alan düğün salonundaki çalışanların çöpleri mezarlığın bahçesine atmalarından şikâyetçi. Agos’a konuşan Kılıçer, zabıtanın uyarılarına rağmen, işyeri çalışanlarının çöp atmaya devam ettiklerini ve zaman zaman da kendisini tehdit ettiklerini söylüyor: “Ben bu durumu Mezarlıklar Müdürlüğü’ne bildirdim. Onlar da zabıtaya haber verdi. Zabıta geldi, fotoğraf çekti. Duvarlar harabe olmuştu; boyattılar, mezarlığı temizlettiler. Düğün salonu sahiplerini de ikaz ettiler. Ancak onlar ikazlara uymuyor, tüm pisliği buraya atmaya devam ediyorlar. Yapma dediğin zaman da tehdit ediyorlar.”
‘Allah’a ve bana’
Kılıçer, 110 yıldır babadan oğula mezarlığın bekçiliğini yaptıklarını söylüyor: “Biz, bir asırdır buraya bakıyoruz, koruyoruz. Mezarlıkta yatanların akrabaları burada değil şimdi. Mezarlarını Allah’a bırakmışlar, bana bırakmışlar. Sorumlusu benim. Yarın öbür gün geldiklerinde, ben nasıl hesap vereceğim onlara?”
Aram Tigran’ın vefatından sonra, belediye işçisi olarak çalışmaya başlayan Kılıçer, zabıtanın da birkaç kez gelip uyarmasına rağmen, düğün salonu sahibi ve çalışanlarının, uyarıyı dikkate almadıklarını söylüyor: “Düğün salonunun mutfağının pencereleri mezarlığa bakıyor. Mutfağın çöpünü olduğu gibi camdan buraya atıyorlar. ‘Çöp teneken yoksa, çöp tenekesi vereyim’ diyorum. ‘Gelen atıyor giden atıyor, biz ne yapalım?’ diyorlar. Lavabo da buraya bakıyor, adam çocuk bezini mezarlığın bahçesine atıyor. Diğer tarafta da mezbaha var. Onlar da olduğu gibi bizim tarafa atıyorlar çöplerini. Bir hafta hiç karışmadım. İki gazeteci arkadaş geldi. Çekim yaptılar. Her yer temiz, bir o taraf çöp dolu. O zaman bile kafamıza pislik attılar.” Diyarbakır Sur Belediyesi’ne her telefon açışında belediyeden gelenlerin burayı temizlediğini, ancak nihai çözümün halen bulunamadığını belirten Kılıçer, “En son, çare kalmayınca, gazetecilere söyledim, o zaman da düğün salonu sahipleri beni tehdit etti. Kimse mezarına çöp atılmasını kabul etmez. Bir an önce bunun çözülmesini istiyorum” diyor