Güney Kafkasya'nın kadınları konuşuyor

Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan’ın kadın örgütleri geçen haftasonu İstanbul’da bir araya gelip Güney Kafkasya’da kadınların durumunu tartıştı. Öne çıkan konu başlıkları karar alma süreçlerinde kadınların rolü, cinsiyet eşitsizliği ve bölgedeki barış inşası sürecinde yapılması gerekenler oldu. Toplantının bölge için önemini ‘Women’s Resource Center’dan Gohar Şahnazaryan’la konuştuk.

GÖZDE KAZAZ
gozdekazaz@agos.com.tr    

İlki Tiflis’te, ikincisi İstanbul’da yapılan Güney Kafkasya Kadın Kongresi, 7 seneden fazladır birlikte çalışan üç ülkeden üç kadın örgütünün ortak çabasıyla şekillenmiş bir tartışma platformu. Ermenistan’dan Women's Resource Center (WRCA), Azerbaycan’dan ‘Association for Women's Rights Protection’ ve Gürcistan’dan ‘Women's Political Resource Center’ın (WPRC) başını çektiği bu platform, ülkelerde farklı şiddette ortaya çıksa da ortak olarak yaşanan sorunların nasıl çözülebileceğine dair bölgesel bir bakış sunuyor.

Kadın örgütlerine yönelik nefret söylemi yayılıyor

“Son dönemde her bölgede görülen ortak bir sorun var” diye anlatıyor Şahnazaryan, “İnsan hakları için çalışan örgütler susturulmaya çalışılıyor. Özellikle barış inşa süreciyle ilgili çalışanlar.” İnsan hakkı savunucularının yaşadığı zorluklar Azerbaycan’da en şiddetli haliyle karşımıza çıkarken, anlaşılan o ki Ermenistan ve Gürcistan’da da durum pek parlak değil. Kadın hakları için çalışan örgütlerin de bu baskıdan pay aldığını aktarıyor Gohar Şahnazaryan; “Ermenistan’da kadın örgütlerine yönelik nefret söylemi hızla yayılıyor. Benim içinde yer aldığım WRCA’yla  ilgili hem ana akım hem de sosyal medyada ‘cinsel sapkınlığı yaydığımız’ türünden şeyler söylüyorlar. Ahlak, aile gibi kavramlar Ermenistanlı kimliği için önemlidir, eşcinsellik tabudur; bundan üzerinden şekillenen nefret söylemi bir linç kampanyasına da dönüşebilir.  Daha ziyade Rusya destekli milliyetçi radikal grupların başını çektiği bir linç kampanyası bu, devletten herhangi bir baskı görmüyoruz. “ Fakat şu an halen parlamentoda yer alan bir iktidar partisi milletvekili olan ve bir gazetede yazan Hayk Babuhanyan ülkedeki kadın örgütleriyle ilgili nefret söylemi içeren yazıyor. Kadın örgütleri milletvekiline açtıkları davayı kazandı, fakat yazılar halen devam ediyor.

Gohar Şahnazaryan

Karabağlı kadın katılımcılar için 'henüz' erken

Abhazya, Osetya ve Karabağ bölgeleriyle sıcak çatışma noktalarının var olduğu ve barış inşa sürecinin büyük bir önem teşkil ettiği Güney Kafkasya’da kadınların barıştan söz etmeleri mümkün mü? “Yapmak istediğimiz şey çatışma bölgelerinde yaşayan kadınlara söz vermek” diyor Şahnazaryan. Özellikle Karabağ’da yaşayan kadınların Azerbaycanlı kadınlarla buluşup kendi dertlerini anlatıp kadınların müzakere süreçlerine bakışı nedir paylaşmak isteseler de şimdilik kimse buna hazır değil gibi; “ Şu anda Karabağ’dan kadın katılımcı yok. Bu, uzun ve hassas bir süreç; konferansta bazı katılımcılar arasında yanlış anlaşmalar olduğunu düşünüyorum. Karabağ’dan kadınları buraya getirmek çok kolay değil, çünkü bu resmi olarak Karabağ’ı tanımak anlamına geliyor ve Azerbaycan tarafı da bu konuya pek sıcak bakmıyor. Ama bunun üzerine çalışıyoruz. Daha fazla bölgesel konuşma yapıp bu konuyu gündeme getirmek istiyoruz. Bu sene ikincisini yaptığımız için hemen çatışma bölgeleriyle başlamak istemedik. Sadece çatışmanın insanlarla değil devlet politikalarıyla ilgili olduğunu görmek önemli. Eskiden insanlar korkardı ve konuşamazdı. Artık hepimiz daha açığız, hoşumuza gitmeyen şeyleri daha açık yüreklilikle söyleyebiliyoruz.”

Çatışma bölgelerinde barış inşası, kadınların müdahilliğiyle nasıl daha mümkün olabilir sorusunu Azerbaycanlı kadınlara da sormak istiyoruz, fakat ülkelerinde insan hakkı savunucularına yönelik baskı politikası o kadar korkutucu boyutlara ulaşmış ki, Türkiye’den bir gazeteciyle konuşmaya çekiniyorlar. Yine de bir katılımcının söylediği, “Kadınlar olarak bir arada olmak önemli. Karabağ sorunu bizim için ayrı bir yerde duruyor, o sorunu henüz çözmedik ama bir araya gelip konuşmaya devam etmeliyiz” cümlesi, kongrenin derdini ve geleceğe dair potansiyelini göz önüne seriyor.