Yeni çıkan ya da bundan yıllar önce çıkmış ama bizim yeni keşfettiğimiz birbirinden güzel, elimizden bırakmak istemeyip başucumuzda konaklatacağımız çocuk kitaplarından bir demet hazırladık sizler için.
Başlangıçta ne vardı?
Sıradan Bir Hikâye”nin yaşadığımız toplumu anlatan son derece ‘sıradan’ ama bizim üzerine düşünmeyi çoktan unuttuğumuz bir konusu var. Onu, diğer ‘sıradan’lardan ayıran yanı ise kanıksadığımız ve bilinmeyen bir zamandan beri süregeldiğine inandığımız durumların başlangıç noktasına odaklanıyor oluşu. Hayatta ilk defa karşılaştığımız, annelerimizden, anneannelerimizden bize aktarılanlardan farklı, gündelik yaşamımızı olumsuz etkileyen bir olayla karşılaştığımızda ne yaparız? Hali hazırda süregiden yaşantımıza çomak sokan bir olay karşısında ne tepki veririz? Eser, nicedir kendimize sormayı unuttuğumuz bu soruyla bizi yüzleştiren yazarı, çocuklara mutlu, korkmuş ve kötü yüzlerin ayrıntılı betimlendiği desenlerle duyguyu aktaran çizeriyle birlikte âdeta insanlığımıza ilişkin bir sorgulamanın içine çekiyor bizleri. Düşünen, merak eden ve soru sormaktan korkmasın diye tüm çocukların içine sorular filizlendirecek kitap, büyüklere de belleğimizin derinlerine ittiğimiz eski bir hikâyeyi yeniden anımsatıyor.
‘Köklerim Nerede?’
Tohumun Rüyası’, doğasına uygun olarak geri dönüştürülmüş kâğıda basılmış bir resimli çocuk kitabı. Küçük bir çocuk gibi doğaya doğan tohumun, bitmek tükenmek bilmez sorularına her sayfada doğanın bir parçasının verdiği cevaplarla ilerleyen kitap, soruya göre form değiştiren yazılarla rengârenk sayfaları daha eğlenceli kılıyor. ‘Tohumun Rüyası’ Sarıgaga Yayınları’nın az ve öz kitaplarında görmeye alışık olduğumuz derin düşünceler dünyasına balıklama dalış yaptırıyor bize, ilerledikçe kendimizi daha derinlerde küçüle küçüle minnacık bir tohum tanesi olarak buluyoruz.
Hoş geldin Memo!
Fatih Erdoğan’ın kitaplarıyla büyüyen ben, onun yazdığı ama küçük bir çocuk ağzından aktardığı tekerlemelerini bu yaşımda hâlâ ezbere bilirim. Bu yüzdendir ki yazdığı kitapların ve Mavibulut Yayınları’nın bende ayrı bir yeri vardır. Peki ‘Memo’nun Hayatı ve Eserleri’ alt başlığıyla bize, yeni başlayan bir serinin ipucunu veren kitap, nelerden mi bahsediyor? Daha kitap kapağında, en üstte ‘havalı, yakışıklı (öhhö!), süper kahraman’ sıfatlarıyla Memo’nun hemen kendi hayatını anlatan bir zıpır olduğu bilgisini ediniyoruz. Ama dikkat dikkat! ‘Böyle de Ödev mi Olur’, yüksek dozda bağımlılık yapıp sizi gülmekten yerlere yatırabilir! Çocukların kendi yaş dönemlerine göre okulda, evde, aileleriyle, arkadaşlarıyla yaşadığı problemler konuşma diliyle anlatılıyor Memo tarafından. Böylece yetişkinler dünyasında her gün birbirinden ‘büyük’ sorunlarla uğraşırken göz ardı ettiğimiz çocuk dünyasının sorunlarına eğiliyoruz, hem de uzun zamandır atmadığımız kadar neşeli kahkahalarla…
‘A-VE-ME’ye gitmem işte!
Gündelik hayatta karşılaştığımız durumlara verdiğimiz tuhaf tepkileri, aceleden farkına bile varmadığımız çelişkilerimizi dokuz öyküyle bir araya getiren Aytül Akal, hem okumaya yeni başlayan çocuklara hem de sobelenmek istemeyen ebeveynlere hitap ediyor. Peki daha neler var ‘Gökyüzünde Balonlar’ın içinde? ‘A-VE-ME’ye gitmek istemeyen dede, süslü püslü ve playstation oynayan nine, evin bahçesindeki sırrı çözmeye çalışırken sevdiği kızın başkasını sevdiğini öğrenen Tarık, kırılan arkadaşlık ilişkileri, Facebook ve Twitter’la aile büyüklerinin imtihanı… Bir yandan da yaşamın acımasızlıklarıyla daha küçük yaşta karşılaşanlar var. Keyifle okuyup bazen de kafamızı kaşıyarak düşüncelere dalacağımız sımsıcak öyküler, yağmurlu sonbahar günleriyle uyum içinde.
Çılgın Koyun Russell!
Alışık olduğumuz koyunlara hiç benzemeyen, kural tanımaz, ponponlu uzun bereli Koyun Russell, Kurbağapoposu Çayırı’nda yaşamaktadır. Bir önceki macerasında bütün gece uyuyamayan Russell, bu defa bir hazinenin peşinde. Atölyesinde ‘Süper-Hüper Hazine Arayıcısı’ yaparak Kurbağapoposu Çayırı’nda hazine arayan Russell, içinde işe yaramaz bir sürü ıvır zıvırın olduğu bir sandık bulunca hevesi kırılıyor. Fakat o da ne? Sandıktan çıkan fotoğraf makinesini kullanmaya çalışırken yanından hiç ayrılmayan kurbağa dostu Frankie’yle birlikte yanlışlıkla bir ‘selfie’ çekilince neşesi yerine geliyor Russell’ın. Gün boyu geniş ailesinin komik fotoğraflarını çeken Russell, günün sonunda en değerli hazinesinin ailesi ve arkadaşları olduğunu keşfediyor. Kitabın her sayfası ayrı bir tablo güzelliğinde. Okuma yazma bilmeyen minikler, tombul parmaklarıyla resmin ayrıntılarını takip ederken Russell’in anneannesinin takma dişleriyle, kardeşlerinin oyuncak koyunlarıyla ve daha pek çok cin fikirlerle karşılacak, serinin devamını iple çekecekler!
Düşkurdu’nun Serüvenleri
Bu defa elimizde, ilk kez 2006’da yayımlanmış bir hikâye kitabı var: “Düşkurdu Bir Düş Kurdu”. Yazarı ise aslen doktor olup şimdilerde çocuk edebiyatı için kalem oynatan, her biri birbirinden güzel kitaplar yazmış Şiirsel Taş. ‘Düş Kurdu Bir Düş Kurdu’, ‘Yaprak ile Kırmızı Şapkalı Mantar’ın tanışıp birlikte masaldan masala gezmelerini anlatıyor. Bu masallardan biri de oyuncak tamircisi Ardıç Dede’nin dükkânını anlatıyor. Artık oyuncakların bozulur bozulmaz çöpe atılıp yenilerinin alındığı dünyada çocukları tekrar dükkânına çağırmak için ne mi yapıyor? Tabii ki yeni oyuncaklar!
Bir başka Kaptan Nemo!
Domingo Yayınları’nın ‘Save The Story’ adlı bir serisi var. Türkçeye ‘Hepsi Sana Miras’ olarak, anlamı gayet güzel karşılayan bir çeviri yapmışlar. Peki, nedir hepsi bize miras olan şeyler? Elbette klasikler! Dünya edebiyatında yer etmiş, meşhur kitapları ilköğretim çağındaki çocuklara, hatta bir yetişkin yardımıyla okulöncesi dönemindeki miniklere sunuyorlar. Ama nasıl, yıllar yıllar önce yaşamış yazarlar kitabı yeniden yazamaz ki! O halde çağımızın meşhur hikâye anlatıcıları girmiş devreye. Her bir klasiği bir başka çağdaş yazar kendi yorumuyla yeniden yazmış kısacık. Resimlerle de süsleyip çocukların, ileride hevesle orijinalini okumak isteyecekleri güzellikte iş çıkarmışlar ortaya. Kitabın en son sayfasından ‘Kim Kimdir’ başlığı altında hikâyeyi tekrar yorumlayan yazar, çizer ve seri hakkında bilgi de edinebiliyoruz. Serinin son kitabı ‘Denizler Altında Yirmi Bin Fersah’. Bize düşen tek şey ise arkamıza yaslanıp Kaptan Nemo’nun heyecanlı maceralarını, resimleriyle, başka bir yazardan, yeni bir yorumla okumak!
Mülteci Çocuk Salif
Yazarı tarafından Berkin Elvan’a adanan ‘Kömür Karası Çocuk’ bizi toplumsal bir sorunla, sokağa çıktığımızda gördüğümüz ama görmezden geldiğimiz o sorunla karşılaştırıyor: Mültecilik. Mali’deki güzel günlerini savaş yüzünden arkalarında bırakıp koca bir bilinmezlikle İstanbul’a gelen Salif ve annesinin yaşamından bir kesite tanıklık ediyoruz. Hem de tesadüfen okul korosuna katılan nispeten şanslı Salif üzerinden arkadaşlığın, gönlü sevgiyle dolu çocukların geleceğe sorunlar taşımamak için nasıl da basitçe anlaşmazlıkları çözdüğünü görüyoruz. Kitabı kapadığımızda ise bu kadar şanslı olmayan mültecilerin hayatlarını düşünürken buluyoruz kendimizi…