Başbakan Ahmet Davutoğlu, AKP grup toplantısındaki konuşmasında ‘Özgürlüklerin Korunması ve İç Güvenlik Reform Paketi’ni açıkladı. Pakette yer alan düzenlemelere göre, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıkları İçişleri Bakanlığı’na bağlanacak. Polise 24 saat, savcıya 48 saat gözaltı izni verilecek. Silah ve maske suç, 'bonzai' uyuşturucusu terör kabul edilecek.
Davutoğlu’nun konuşmalarından satır başları şöyle:
Jandarma
Çok önemli bir adım atıyoruz. Devrim mahiyetinde bir adım. O da Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıklarının atama ve sicil yetkilerinin doğrudan İçişleri Bakanlığına bağlanmasıdır. Askeri konular hariç bütün diğer konularda yetkiler İçişleri Bakanına ve İçişleri Bakanlığına veriliyor. Bundan sonra jandarmalarımız İçişleri Bakanlığımızın tayin edeceği özel bir kıyafet giyecek. Demokratik ve sivil hayatın daha yakın unsurları halinde çalışmaya devam edecekler.
Dinleme denetimi
Güvenlik birimlerinin çeşitli konularda yaptığı istihbarat teknik takip, dinleme gibi yetkilerin önce o birimlerde İçişleri Bakanlığında, Başbakanlık Teftiş Kurulunda ve Başbakanlıkta denetimi yapılacak. Ayrıca TBMM’de oluşturulan 17 kişilik bir komisyona da rapor sunulacak. Dinleme ilgili rahatsızlıkların hepimizi nasıl meşgul ettiğini son aylarda biliyoruz. Bu rahatsızlıkları gidermek için her türlü tedbiri alacağız ama eğer herhangi bir suçun önlenmesi için önleyici bir istihbarat dinlemesi yapılmışsa ya da mahkeme kararı ile asli bir istihbarat dinlemesi yapılmışsa bu yapılan dinlemelerin hepsi TBMM’de bütün partilerin katıldığı bir komisyonda değerlendirilecek ve denetim altına alınacak.
“Molotof kokteylinden mahkemeye takdir hakkı bırakmayız”
Davutoğlu, Toplantı ve gösteri yapma hakkı demokratik bir haktır, engellenmez. Eğer biri engelleyecek olursa önce ben önüne gider engellediği yerde toplantı ve gösteri yaparım. Her hak ve özgürlük gibi toplantı ve gösteri yapma hakkı da hukuk devleti kuralları içinde gerçekleşir. Ben bu alanda gösteri adı altında her türlü şiddeti yaparım kimse bana ses çıkaramaz denirse ses çıkarılır. Şiddete dönüştürülen her türlü eylem suç sayılacak. Elinize molotof kokteyli aldığınız anda toplantı ve gösteri hakkı biter, şiddet eylemi başlar. Maalesef molotof kokteyli konusunda öyle bir muğlaklık var ki hakimlerin takdir yetkisine kalıyor. Molotof kokteyli yakıcı bir madde mi yoksa değil mi? Son yaşanan olaylardan sonra kusura bakmasınlar hakimlere saygımız sonsuz ama bu konuda kimseye takdir hakkı bırakmayız. Molotof bir saldırı aracıdır. Şiddet işlemek amacıyla yüzünü kapatarak toplantı ve gösteri yapacağım iddiasında bulunanlar onlara da izin verilmeyecek. Maskeler takarak yüzlerine tümüyle kapatarak şiddet amaçlı şekilde sokağa çıkanlar potansiyel suçlu muamelesi görürler. Gösteriye silahlı katılanların cezaları arttırılacak. Eğer böyle bir suç işlenirse ki fark ettik bunu 6 aydan 3 yıla kadar olan ceza tutuklanmasını da teminen bu ceza 2,5 yıldan 4 yıla kadar arttırılacak.
Polise 24 saat gözaltı yetkisi
Polis molotof kokteyli atan birini alıp karakola götürdüğünde gözaltına alamıyor. Bu olaylara baktığınızda polis şiddet eylemini durdurmak istiyor. Molotof kokteyli kullananları gözaltına alıyor fakat bir müddet sonra onlar tekrar çıktığında yeni suç işleyenlere cesaret verecek bir tablo ortaya çıkıyor. Bu durumda polisimize biz 24 saat gözaltı yetkisi veriyoruz. Savcılığa müracaat etme şartıyla. Her polise vermiyoruz bu yetkiyi. Vali yardımcısı ya da üst bir amirin kararı ve denetimiyle. Bu çerçevede AB standartları da göz önüne alınarak bu gözaltı düzenlemeleri yeni bir düzene kavuşturulacak.
Bonzai’yle ilgili düzenleme
Bonzai ve diğer uyuşturucu işi yapanlar terör muamelesi görecekler. Her biri birer teröristtir. Çünkü gelecek nesilleri yok eden bir eylem içindeler. Bonzainin net olarak eroin ve uyuşturucu sayılacağı kanuni düzenleme yapılacak. Her türlü uyuşturucu faaliyetinin okul çevrelerine yaklaşması durumunda ağırlaştırılmış olan cezalar iki misline çıkarılacak.
Tweetlere tedbir
Sanal ortamda şiddete teröre nefrete çağrı dili anlamına gelecek uygulamalar ifadeler veya yapılan çalışmalar kesinlikle suç olarak telakki edilecek ve bunların durdurulması için gerekli tedbirler alınacak. Atılan tweetleri bana gönderdiler. ‘Silahlı ayaklanmaya başlıyoruz. Herkes silahını alsın. Şu sokakta silahlı direniş başlamıştır. Silahlarınızla oraya gidin’. Şimdi bu tweetleri atmak özgürlük müdür?
“Aramada güçlü suç delili aranacak”
Kolluğun üst ve araç arama yetkisi tamamı ile hukuki denetime açık bir şekilde gerekli izin prosedürleri işlenerek yenir düzenlemeye kavuşturulacak. Hiçbir vatandaşımızın üstü aracı ya da evi rastgele ve keyfi şekilde aranamaz. Ancak herhangi bir şekilde gelen bir istihbarat çok güçlü bir suç işleme delili oluşturacak hale dönüşmüşse bunun için de yine yargı süreçleri de paralelinde işletilmek suretiyle izin alındıktan sonra arama yapılabilecek araçta ve üst aramalarda.
Düzenlemeye göre ayrıca doğum, evlenme, boşanma ve ölüm gibi hallerde nüfus müdürlüklerine gitme zarureti ortadan kalkacak. Pasaport ve sürücü belgeleri çıkarmak gibi işlemler Emniyet Müdürlüğü’nden değil, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nden yapılacak.
Çözüm süreci
‘Akil İnsanlar Heyeti’ toplantısı ve çözüm süreciyle de ilgili olarak konuşan Başbakan Davutoğlu, süreci “taktiksel hedeflerle başlatmadıkları gibi konjonktürel olarak çıkartılan krizlerle de bitirmeyeceklerini’ savundu:
“Çözüm süreci, hiçbir dış etki olmadan bu milletin kendi dinamikleri içinde ve hükümetimizin katkıları ile oluşmuş milli, yerli ve özgün bir projedir. Ve sonuna kadar korunacaktır. Bu süreç başarılı olduğunda Türkiye’nin ayağındaki prangalardan kurtulmak mümkün olacağı gibi bütün vatandaşlarımız da sahip oldukları kültürel geçmiş, dil, lehçe dolayısıyla tam bir özgürlük alanına kavuşacaklar. Çözüm sürecini taktiksel hedeflerle başlatmadığımız gibi konjonktürel olarak çıkartılan krizlerle de bitirmeyiz. Stratejik bir proje olarak benimsediğimiz çözüm süreci konusundaki provokasyonlara boyun eğmeyeceğiz.” (GK)