BMAR Araştırma ve Yayınevi tarafından yakında yayımlanacak olan ‘Kur’an-ı Kerim’in Batı ve Doğu Ermenice meali, akıllara birtakım sorular getirdi: Bu meal kimin için hazırlandı? Son zamanlarda medyada karşılaştığımız Hıristiyanlıktan Müslümanlığa geçen Ermeniler için mi, yoksa bir kelime dahi Ermenice konuşamayan Müslümanlaştırılmış Ermeniler için mi? Cevap: Dünyanın bütün Ermenilerine!
LORA SARI
lorasari@agos.com.tr
‘Kur’an-ı Kerim’in Batı ve Doğu Ermenice meali çalışmalarını, iki buçuk yıl önce başlattıklarını söyleyen BMAR Araştırma ve Yayınevi’nden Murat Rumevleklioğlu, sözlerine bu çalışmanın ne kadar özenle yürütüldüğünü anlatarak başladı: “Hem Doğu, hem Batı Ermenicesine oldukça hâkim olan Yavuz Aydın, bu mealin çevirmenliğini yaptı. Kendisi Türkiye’de bu çeviriyi yapabilecek en yetkin kişidir, tabii Ermeni olmayanlar içinde.”
Ankara Üniversitesi’nde Ermenice dili ve edebiyatı alanında doktorasını yapan, emekli yarbay Yavuz Aydın, Elmalılı Hamdi Yazır Hoca’nın Osmanlıca ve Arapça kelimelere de yer verdiği Türkçe mealini önce tamamen Türkçeye, sonra da Ermeniceye çevirmiş. Rumevleklioğlu’nun dediği gibi, epey hassasiyet gösterilmiş gerçekten de; bir kelimenin çevirisi için beş altı saat harcanmış, çevirinin ilmi kriterlere uygun olup olmadığı Ankara Üniversitesi Tefsir uzmanı Prof. Salih Akdemir tarafından kontrol edilmiş. Hatta ‘Kur’an-ı Kerim’in şiirsel özelliği de Ermenice meale aktarılırken gözetilmiş. En sonunda da düzeltiler için Pakrat Estukyan’a gönderilmiş. Estukyan, bazı cümlelerin devrik olmasıyla beraber çeviriyi beğendiğini söylemiş. Estukyan’a soruyorum, beğenmiş.
İbranice sırada
Ankara’da bulunan BMAR, dört sene önce kurulan bir yayınevi. BMAR, “Kütüphanesiz Köy Kalmasın” projesiyle, 40 köye kütüphane kurmuş ve cezaevlerindeki kütüphanelerin iyileştirilmesi için de ayrı bir proje yürütüyor. Yayınevi’nin ilk yayımlayacağı kitap, ‘Kur’an-ı Kerim’in Ermenice meali. Bir sonraki projeyse, ‘Kur’an-ı Kerim’in İbranice mealini yayımlamak. BMAR’ın hiçbir siyasi parti veya cemaatle alakasının olmadığının altını çizen Rumevleklioğlu, 16 yıldır yayınevi sektöründe olduğunu ve BMAR’ı kendi birikimiyle kurduğunu belirtti.
Bu haber, medyada “dünyada bir ilk” olarak yansıtılmış olsa da, 1911’de Levon Larentz Kirişçiyan ‘Kur’an-ı Kerim’i Fransızca mealinden Batı Ermenicesine çevirmişti. Ayrıca, 2007’de Ermenistan’daki İran Konsolosluğu’nun öncülük ettiği, Tahran Kur’an Araştırma Merkezi’nin yürüttüğü ve Yertvart Hadvertyan’ın Farsçadan Doğu Ermeniceye çevirdiği bir meal de mevcut. Rumevleklioğlu bu çevirilerden haberdar: “Bana o çevirinin nerede olduğunu biri söylesin. Hangi kütüphanede, üniversitede veya hangi Ermeni kardeşimizin evinde var? Ermenistan’daki bir müzede bu mealin olduğu söyleniyor, fakat benim çevirmenim o müzeye gitti; yok, göremedi… 2007’de yapılan çeviriden de yalnızca bir tane var. Batı Ermenicesi, UNESCO’nun kaybolmakta olan diller listesinde ve böyle bir çalışma sunmak, dilin yaşaması için de önemli olacaktır.”
“Neden Ermenice bir meal yayımlıyorsunuz? Sizce var mı böyle bir talep?” diye soruyorum. Rumevleklioğlu herkesin merak ettiği bu soruyu şöyle yanıtlıyor: “Amacımız kimseyi Müslüman yapmak değil. Fakat tanıdığım Ermeni gençler var, ailelerine söylemiyorlar ama Müslüman olmuşlar. Aileleriyse onları Hıristiyan kızlarla evlendirmek istiyor.” Anlıyoruz ki Ermeni toplumu içinde kripto Hıristiyanlar var. Anlamadığım, elbette konuyu neden evliliğe getirdiği: “Eskiden Ermeniler çevre baskısı yüzünden Türkleri hep kötü bilmiş. Kız vermemiş, almamış. Ermeni toplumu bu konuda hata etmiş. Hâlbuki biz tarih boyunca hep beraber yaşadık, çocuk oyunlarımız bile aynı. Ben Ermenilere diyorum ki, bizim dinimiz hoşgörü dini, kardeşlik dini. Size hurafelerle Türklerin, Müslümanların düşman olduğunu göstermişler. Senin dinin sana, benim dinim bana. Ama bu meal sayesinde Kur’an okuyabilir, dinimiz hakkında doğruları öğrenebilirsiniz.”