Türkiye Barış Meclisi’nin düzenlediği Orhan Doğan Barış Ödülü’ne bu sene insan hakları savunucusu ve avukat Eren Keskin layık görüldü. Keskin ödülünü iki kadına, Soykırım mağduru bir halkın yazarı Zabel Yesayan ve Kürt halkının barışa ulaşması için çalışmış olan Sakine Cansız’a adadı.
Eren Keskin'e ödülünü Prof. İonna Kuçuradi verdi.
Türkiye Barış Meclisi’nin (Meclisa Aşitîye) 2013 yılından beri düzenlediği 'Orhan Doğan Barış Ödülü', bu akşam (Pazar) Lütfü Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşen bir törenle sahibini buldu. Barış mücadelesi verenleri cesaretlendirmek ve umutlarını güçlendirmek amacıyla verilen ödüle bu sene, devletin insan hak ihlallerinin tespiti için yıllardır hem hukuki alanda hem de sahada çalışan, İHD Genel Başkan Yardımcısı, hukukçu Eren Keskin layık görüldü. Ödülünü Dünya Felsefe Federasyonu eski Başkanı Prof. İoanna Kuçuradi’nin elinden alan Eren Keskin, siyasi hayatını barış mücadelesine adamış olan Orhan Doğan adına verilen bir ödülü almanın anlamlı olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Bize bu coğrafyada çok yalanlar söylendi. 1915 Soykırımının üzerinde kurulmuş bir devlete ‘devrim’ dendi. Ve solcusuyla, sağcısıyla egemenimize benzedik. Bunu aşmaya çalışanlar da oldu; bunlardan biri olan Orhan Doğan bu yolda büyük bedeller ödedi. Bu ödülü iki kadına adıyorum: biri, Soykırım mağduru bir halkın yazarı Zabel Yesayan. Diğeriyse Kürt halkının barışa ulaşması için çalışmış olan Sakine Cansız. Coğrafyamızda bize dayatılan savaş halen devam ediyor. Mücadeleye devam.”
Tahmaz: Çözüm süreci için somut adımlar atılmalı
Törende Barış Meclisi adına konuşan meclis sözcüsü Hakan Tahmaz ise, 21 ay önce başlayan çözüm sürecinin tıkandığını hatırlatarak, barış için somut adımlar atılması gerektiğini vurguladı. Kürtçe okulların mühürlenmesi, bölgede okulların yakılması ve Kobane’de yaşananların barış önünde engel olduğunu belirten Tahmaz, Barış Meclisi’ne göre atılması gereken adımları şöyle sıraladı: “Çözüm Süreci için çıkarılan ‘Demokratik Adımları Güçlendirme Yasa’nın gerekleri yerine getirilmeli. Öcalan’ın müzakere koşulları iyileştirilmeli. ‘Üçüncü göz’ dediğimiz, çözüm sürecini izleyecek bir komisyon oluşturulmalı.” IŞİD saldırılarını ve hükümetin bu saldırılar karşısındaki tutumunu eleştiren Tahmaz, “Bölgenin esas tehdidi Kürtlerin oluşturduğu öz yönetim değil, IŞİD’dir” ifadelerini kullandı.
Puhovski: Kürt halk hareketi barışa yakın
Bu sene ikincisi düzenlenen Orhan Doğsn Barış Ödülleri’ne ilk defa yurtdışından bir konuk çağrıldı. 1990’ların başından itibaren savaş karşıtı hareketin içinde yer alan, Hırvatistan başta olmak üzere Balkan halkları için bir barış figürü olan Profesör Zarko Puhovski, konuşmasında toplumların barış için, savaşa nazaran çok daha karmaşık bir mücadele vermesi gerektiğine vurgu yaptı:
“Süpergüçlerin ya da galip tarafın dışında kalan uluslar veya Kürtler gibi kendi devletlerini kurma şansı verilmemiş olanlar çağdaş dünyada bugün belki yeni bir başlangıç için daha az imtiyazlı olan barışı kullanmaya başlayabilir. Ve gerçekçi olmak gerekirse, devleti olmayan bir ulus içinde bir yurttaşlık hareketinden daha zor bir mücadele yok. Bu nedenle Kürt halk hareketi, yeni sonuçlar elde etmek için çıktığı bu yeni yolda siyasal olarak ırak gibi görünse de, ahlaki olarak oldukça yakın bir şans ile karşı karşıya. Bugünkü tören de böylesi sembolik bir fırsata işaret ediyor. Savaşın sembolizmini barışınkiyle değiştirerek ahlakı, savai, şiddet, kavga ile ilişkilendiren geleneği değiştirmiş oluyoruz.”
2007'de hayatını kaybeden siyasetçi Orhan Doğan'ın anısına verilen Barış Ödülü'nü geçen sene Kardeş Türküler grubu almıştı. (GK)