Şu taraftar olmasa, futbolu ne güzel idare ederdik

Maç biletinin yerine kullanılmaya başlanan PASSOLİG kartı, taraftarlar şiddetle eleştirmeye devam ediyor. Fişlenme için kullanıldığı düşünülen uygulamayı taraftarlara sorduk

'Tribünümüzde olmayan şiddeti bitirme iddiasıyla bizden para istenmesi, banka kartı satılmaya çalışılması, çok gücümüze gidiyor. Geçen sene Bursa maçında açtığımız pankart, bu anlamda her şeyi anlatıyor: 'Cezasız takıma en büyük ceza e-bilet'. 19 Mayıs Stadı'nın her yeri yüksek çözünürlüklü kamera ve pahalı LED ekranlarla donatılmış, tüm giriş kapıları yenilenmiş durumda. Harcanan para muazzam. Ama statta doğru düzgün bir tuvalet dahi bulamazsınız, her yer toz toprak içinde, engelli tribünü yok, büfeden bir şey alıp yemek büyük cesaret ister.'

FATİH GÖKHAN DİLER
fgdiler@agos.com.tr

“PASSOLİG Kart, taraftarların sevdikleriyle birlikte güven içinde stadyumlara gidebilmelerini ve istedikleri karşılaşmayı her türlü olumsuzluktan uzak, huzurla izlemelerini sağlıyor!” Taraftarlar, 14 Nisan 2014 itibariyle uygulanmaya başlayan yeni düzenlemeyle kâğıt biletlere veda ederken, Türkiye Futbol Federasyonu, bileti ikâme eden PASSOLİG Kart için işte böyle güzel bir vaatte bulunuyordu.

Takımını stadyumda izlemek isteyen taraftar bu karta, en hafif tabirle, şüpheyle yaklaştı. Ne yazık ki başlayan uygulamayla beraber düşen seyirci ortalaması, düşünülenin aksine yaşanan güvenlik zaafiyeti, stadyum kapılarında sıkı kimlik kontrolleri, henüz daha ligin ilk haftası geçmiş olmasına rağmen çoğu kişinin futboldan soğumasına neden oldu.

Öte yandan, PASSOLİG kart almak isteyenlerin, kişisel bilgilerini hiçbir banka sözleşmesinde olmadığı kadar ayrıntılı bir şekilde vermek zorunda olmaları, insanların kafasında “Fişleniyor muyum?” sorusunun doğmasına neden oldu. Gelinen noktada, rakamlar, aşağı yukarı durumu ortaya koyuyor: Sezon başında 1 milyon kart hedefi koyan PASSOLİG, Nisan ayından beri ancak 200 bin adet satış yapabilmiş. Toplam seyirci kapasitesi 750 bin olan Süper Lig ve PTT 1. Lig'in ilk hafta maçlarına yaklaşık olarak toplam 50 bin seyirci gitmiş; bu rakam, Almanya liginde oynayan herhangi bir takımın bir maçta topladığı seyirci sayısına denk. Görünen o ki, taraftar bu uygulamayla ilgili düşüncesini açıkça ortaya koymuş.

Konuyu Taraf-Der kurucularından, Gençlerbirliği KaraKızıl grubundan ve Avrupa Taraftar Kongresi'nde UEFA'nın taraftar ortağı Football Supporters Europe'un yönetim kurulu üyesi Başar Yarımoğlu ve Taraf-Der Başkanı Avukat Kemal Ulusoy'la konuştuk. Karşıyaka Çarşı ve Galatasaray Tekyumruk gruplarının da görüşlerine başvurduk.

“En büyük ceza, PASSOLİG”
Gençlerbirliği KaraKızıl'dan Başar Yarımoğlu

  • PASSOLİG Kart'a somut olarak neden karşı çıkılıyor?

En temel rahatsızlığımız, PASSOLİG Kart'ın bir banka/kredi kartı olmasıdır. Zaten satın aldığımız bilet ya da kombine kartın üstüne, bir de para ödeyip banka/kredi kartı almaya zorlanıyoruz ve bunu da sadece belirlenmiş bir bankadan yapmaya zorlanıyoruz. Gençlerbirliği'ni seviyorum diye, gidip bir bankanın müşterisi olmak istemiyorum. PASSOLİG sözleşmesinin de uzun vadeli olduğu düşünülürse, şimdilik '25 lira yahu, ödeyiver' diyen bankanın seneye ne kadar isteyeceği hiç belli değil. Ayrıca karşı argümanlar da son derece sevimsiz. Mesela bu uygulama karaborsayı bitirecek diyorlar ama tüm biletlere el koyup sonra üzerine kâr ekleyip satanlar, yine kendileri. Kaldı ki, bazı kulüplerin bedava PASSOLİG Kart dağıttığını, kartlara bedava kombine işlediğini duyuyoruz. Ayrıca futbolda şiddet bitecek diyorlar ama daha ilk hafta TFF, en çok PASSOLİG satılan Galatasaray tribününü şiddet nedeniyle kapattı.

  • İlk hafta maçlarında gözlemleriniz neler?

Henüz Gençlerbirliği Ankara'da maç yapmadı ama TFF'nin verilerine göre, geçen sene 9.000'in üzerinde bir ortalama seyirci sayısına sahip olan kulübümüz, bu sene anca 1.500 kadar kombine satabilmiş. Yani bu şu demek; bu hafta sonu Bursa maçında İlhan Cavcav'ı boş tribünler bekliyor. Öte yandan, TV'den ve sosyal medyadan gördüğüm kadarıyla hemen hemen her yerde tribünler boş. Mesela Teksas olduğu gibi boşalttı tribünleri, Karşıyaka taraftarı takımına stadın dışından destek verdi. Karşıyaka demişken, herkes Süper Lig'i görüyor ama PTT 1. Lig'de durum içler acısı. Şaka değil, birçok takımın sattığı kombine sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.

Boykotun yanı sıra, PASSOLİG kart alanlar dahi mağdur durumda. Başvuru yapıp kartını aylar boyunca teslim alamayanlar bir yana, ligin ilk haftası ve Avrupa kupaları maçlarında gördüğümüz üzere, stat kapılarındaki detaylı kimlik taraması yüzünden kapı geçişleri ya çok ağır ve geç oldu ya da sistem iflas edip insanlar statlara giremedi. Bu da kapılarda yığılmalara neden olarak taraftarların tepkisini çekti. Birçok taraftarın kartını kesip attığını ya da iade etmek ve parasını geri almak için hukuki yollara başvurduğunu duyuyoruz. 

  • Taraftar kendini fişlenmiş hissediyor mu?

Genel olarak böyle bir farkındalık var mıdır tam olarak bilmiyorum ama, hiçbir banka sözleşmesinde olmadığı kadar ayrıntılı kişisel bilgiler isteniyor taraftarlardan ve bu bilgilerin kaybolması durumunda da sorumluluk almaktan kaçınılıyor. Bunlar da doğal olarak, insanlarda fişleniyor muyum ya da kimlik bilgilerim acaba başka şirketlere mi satılacak sorusunu sorduruyor. Kaldı ki daha önce bahsettiğim gibi statlar, insani şartlar göz ardı edilerek çok yoğun bir güvenlik çemberine alınmış durumda. Statlar âdeta açık hava hapishanelerine dönüştürüldü.

Kişisel verilerin kullanımı ve saklanmasıyla ilgili ciddi hukuksuzlar söz konusu. 6222 sayılı yasada, kişisel verilerin TFF bünyesinde saklanacağı belirtilmişse de, PASSOLİG Kart sahiplerinin kişisel verilerinin ilgili bankanın merkezinde tutulduğu ortaya çıktı.

“Umarım geç olmamıştır”

“İlk hafta maçlarında gördüğümüz açıktır: PASSOLİG uygulaması büyük bir kangrene yol açmıştır ve bunun tek bir çözümü vardır: Diyalog. Çünkü PASSOLİG uygulamasında TFF'nin tek bir muhatabı vardır: Taraftar. Kulüpler aslında bu konuda TFF'nin muhatabı değildir. Eğer TFF gerçekten futbolda şiddetten ve karaborsadan şikâyetçiyse, bunu ancak bu konunun muhatabı olan taraftarla diyalog halinde çözebilir. Dayatmalarla bir çözüme ulaşılamadığını gayet net bir şekilde görüyoruz. Hem taraftarın iyiliğini düşündüğünü iddia ediyorsun, hem de bu konuda taraftarın hiç bir şekilde fikrini almadan kendi kendine verdiğin bir kararı uygulatmaya çalışıyorsun. Bugün Türkiye'de Taraf-Der ve Taraftar Hakları Derneği gibi taraftar dernekleri var. Gerçekten bu sorunlara bir çözüm aransaydı, bu derneklerden pekâlâ yardım istenebilirdi. Umarım, bu uygulamadan bir an önce vazgeçmek ve taraftarın da sorunlarını dinleyip futbol adına ortak bir çözüm bulmak için çok geç değildir.”

“Bir rant projesi şiddetin ve düzensizliğin önüne geçebilir mi?”
Taraf-Der Başkanı Avukat Kemal Ulusoy

“E-bilet” ve “e-kart” terimleri, 6222 Sayılı Yasa'yla 2011 yılında hayatımıza girdi. Bu yasa, meclisteki dört partinin anlaşarak çıkardığı tek yasa olma özelliğini de taşıyor. Ama ne taraftarlara danışıldı, ne eleştiriler dikkate alındı.

En basit anlatımıyla PASSOLİG bir banka kartı, elektronik bilet değil, yani ilgili bankanın müşteri portföyüne katkıda bulunma derdi taşıyor. Taraftarlar tribüne girmek istiyorlarsa, ilgili bankanın müşterisi olmak zorundalar. Bu nedenle PASSOLİG, her şeyden önce büyük bir rant projesi.

PASSOLİG uygulamasına gerekçe olarak, futbolda şiddet ve düzensizliğin önlenmesi ve karaborsanın bitirilmesi gösteriliyor. Gerçek taraftarların tamamı bu uygulamayla şiddetin ve düzensizliğin önlenemeyeceğini, karaborsanın da bitmeyeceğini, sadece el değiştireceğini söylüyor. Taraftarlar olarak haklı olarak soruyoruz: Banka kartı almakla şiddetin ve düzensizliğin önüne geçilebilir mi? Karaborsa, PASSOLİG sistemiyle, başkaları adına kart başvurusu yapılabilirken, kombine yahut bilet aktarımı yapılırken nasıl bitebilir? Bazı kulüplerin taraftarlarına, yine eski sistemdeki gibi kartınızı getirin kombine yükleyelim demesi, bu sistemin baştan çöktüğüne delil değil midir?

Taraf-Der olarak, 6222 sayılı yasanın uygulanması hakkındaki yönetmeliğin ve e-bilete ilişkin bazı maddelerinin iptali için Danıştay’a ve PASSOLİG kullanımında yaratılan hukuk ihlallerinin giderilmesi, tespiti ve ileride doğabilecek zararlara karşı önlem alınması için de Ankara Tüketici Mahkemesi’nde iki dava açmış durumdayız. 25 Eylül’de TFF ve Aktif Yatırım Bankası AŞ aleyhine, Ankara 16. Tüketici Mahkemesi’nde açtığımız davanın esastan ilk duruşması görülecek.

“300 taraftar vardı”
Karşıyaka Çarşı'dan Burkal Efe

Karşıyaka sezonun açılış maçında İzmir Buca Stadı'nda Antalyaspor'la karşılaştı. Takımı taşıyan otobüse, Karşıyaka'nın kamp yaptıkları otelden itibaren yaklaşık 150 araçlık konvoyla, meşaleler eşliğinde stada kadar refakat ettik. Maç başladığında PASSOLİG Kart alıp stada girmiş olan yaklaşık 300 taraftar vardı. Stad dışındaysa yaklaşık 1000 kişi vardı ve maç boyunca stad dışından takımlarını desteklediler. Tezahuratlar yapıldı ve meşaleler yakıldı. Maç bitince de takımı yine konvoy eşliğinde tesislere kadar uğurladık. Sezon ortalaması olarak maç başına yaklaşık 10 bin taraftara oynayan bir futbol takımı için rakamlar her şeyi ortaya koyuyor sanırım. Verilen tepki ortada, Süper Lig ve PTT 1. Lig' in toplam stadyum kapasitesi 750 bin civarında, bu rakamın üçte biri oranında kart satışı olduğu iddia edilse de, ilk hafta rakamlarına göre bu iki ligde toplam 50 bin civarında taraftar vardı tribünlerde. Aynı rakamları uluslararası arenada rakibimiz olan ülkeler bir maçta topluyor.

“Taraftar oyunu iktidarın sahasına yıktı”
Tekyumruk'tan Ahmet Arslan

Futbol izlemeyenlerin ülkesinde PASSOLİG ölü doğmuş bir proje, ülke futbolunu üç İstanbul takımına daha bağımlı hale getirip bitkisel hayata sokacak bir uygulamadır. Artı-zahmete katlanmak zorunda kalan Anadolu’daki taraftarı tribünlerden daha da uzaklaşacaktır.

Bir taraftar grubu en çok bu nedenle PASSOLİG'e karşı çıkmalıdır. Taraftar oyunun bir parçasıdır. Endüstriyalizmin oyunu gösteriye, taraftarı tüketici-seyirciye dönüştürme çabaları E-bilet hamlesinden bağımsız düşünülemez. Ama futbolun sevilmediği, takım tutmanın sevildiği bir ülkede bu çabalar nafiledir ve hali hazırdaki bir avuç futbolseveri de oyuna küstürecektir. Bu ülkenin -uslu ya da yaramaz- seyircilere değil, 'futbol dilencilerine' ihtiyacı vardır.

Bir 'seçkinleştirme' projesi olarak E-bilet'le - yeni statların inşası ile birlikte değerlendirildiğinde - yaramaz seyirciler  ve 'holiganlar' tribünlerden uzaklaştırılmak isteniyor. Passolig Şirketi’nin kelimesi kelimesine “Tribünlere medeniyet getirdiğini” iddia etmesi bunun en büyük kanıtı. Bu projeyi seyirci sıkıntısı olmayan İstanbul kulüplerinde başarabilirsiniz. Yeni mabetlerinde İstanbul takımları seyirci bulmakta zorlanmayacaktır. Ancak tek boyutlu bir futbol zevk vermekten uzaklaşacak ve futbol zevksizleştikçe gerileyecektir.

Futbolu futbol yapan en önemli şeylerin başında gelen taraftar kültürü bu 'seçkinleştirme' projesiyle yok olma tehlikesiyle karşılaşacak. Tribünlerde olması istenmeyen ‘eskinin artıkları’ kale arkalarına sıkıştırılacak, direniş gösterilmezse stat kapısına bile yaklaştırılmayacaklar.

Stat güvenliği, kamera sistemi ve fişlenme konuları 'seçkinleştirme' projesinin parçaları. Gösterinin aksamasına neden olan kişiler derhal tespit edilip cezalarla tribünlerden men edilmeli. Fişlenmek açık bir insan hakları ihlali olsa da 'Biri Bizi Gözetliyor' evine dönen dünyada fişlenme korkusu taraftarı tribünlerden alıkoyamaz. Fakat bu, potansiyel suçlu görülen taraftarı öfkelendirecek, sistemle sorun yaşamasına neden olacak. Taraftarların öyle takım sevdasıyla afyonlanmış insanlar olmadığı Gezi'de görüldü. Taraftar grupları statlar, marşlar, sloganlarla oyunu iktidarın yarı sahasına yıkınca, iktidar saha dışı oyunlara başvurdu. E-bilet sürecini hızlandırdı. Ülkenin yarısının kendilerine oy verdiği bir ülkede, ülkenin aynası olan tribünlerden kontratak gelince panikledi. ‘Boş insanlar’ olarak görülen taraftarların canlı yayınlarda, milyonların gözü önünde ‘düşünen varlıklar’ olduklarını anlaşıldı. Teoride “Taşkınlık yapan taraftar seyirden men edilirken” pratikte 'hükümet karşıtlığı' da taşkınlık kapsamına alındı. Bizim gibi gruplar PASSOLİG'i protesto edip tribünlere girmese dahi, kartı alıp tribünlerde yer alan binlerce taraftar toplumsal muhalefetin yükselmesine kayıtsız kalmayacaktır.

 

Kategoriler

Genel