Söyleşi dizimize, moda dünyasına geçen yıl, ‘IN Clouet’ adlı markasıyla adım atan Natali Kolyozyan’la devam ediyoruz. Cesur ve güçlü kadın vurgusu taşıyan tasarımlarıyla tanınan ve televizyon dizileri için de kıyafetler tasarlayan genç tasarımcı Kolyozyan, çalışmalarını Agos’a anlattı.
Fotoğraf: BERGE ARABIAN
KARİN BAL
karinbal@gmail.com
-
Moda tasarımı yapmaya nasıl karar verdiniz?
Çocukluğumdan beri sanatla iç içeyim. Uzun yıllar resim eğitimi aldım. Yüksek lisansın ardından çalıştığım işleri sevemedim ve resim bilgimi kullanarak hayatımı idame ettirebileceğim bir şeyler aramaya başladım. Moda tasarımı tam bu noktada karşıma çıktı ve bu alanda eğitim aldım. Sonra bir modaevinde çalışmaya başladım, bir yandan da stil danışmanlığı eğitimi aldım. Kendi markamı kurma fikri en başından beri aklımda vardı. Modaevinde çalışırken, kişiye özel tasarımlar yaparak, aslında markamın ilk adımlarını attım. Mart 2013’te ‘IN Clouet’u kurdum, Rönesans döneminde yaşamış bir Fransız ressamın adından ilhamla. Kadıköy’de bir ofisim var. İstanbul, Bursa, Antalya, Adana, Ankara’daki tasarım butikleriyle de çalışıyorum.
-
Koleksiyonlarınızda nasıl parçalar yer alıyor?
Bugüne dek, her biri ortalama 15 parçadan oluşan üç koleksiyon hazırladım. Sezon ortalarında kapsül koleksiyonlar da yapıyorum. Çalıştığım şehirlerin yaşam tarzlarına göre, bu koleksiyonları çeşitlendiriyorum. Bir kadının giydiğinde kendini iyi, aynaya baktığında güzel hissedebileceği, cesur parçalar tasarlıyorum. Heykelsi formları ve transparan kumaşları seviyorum. Mesela kış koleksiyonumda deri ve ipeği bir arada kullanmayı tercih ettim; biri sert, diğeri yumuşak karakterde iki kumaşı bir araya getirdim. Tasarımlarımda dekolte hem var, hem yok. Bazen askıda fazla dekolte gibi duran parçalar giyildiğinde çok da göz korkutmuyor. Aslında hepsinin belli ölçüleri var, bunları hesaplayarak yapıyorum. Bunu, kış koleksiyonlarında transparan kumaşlarla, yaz koleksiyonlarında ise teni göstererek sağlıyorum. Dekolte olmayan parçalar da var tabii. Yeni koleksiyonumda deriden yine vazgeçemedim. Deri, tasarımın tamamında olmasa bile, mutlaka bir yerinde yer alsın istiyorum. İpek kumaşlar yine var. Önceki sezonlardan farklı olarak, kaşmir ve gabardin kumaşları koleksiyona ekledim. Ayrıca, kıyafetlerin üzerlerine aksesuar olabilecek parçalar tasarlayıp, el işçiliğini biraz daha fazla kullandım.
-
Koleksiyonlarınızı nasıl oluşturuyorsunuz?
Tasarıma başlamadan önce bir esinlenme süreci var. O sırada gözüme çarpan herhangi bir şey beni etkileyebiliyor. Kendimi herhangi bir temayla sınırlandırmıyorum, bu yüzden koleksiyonlarımın isimleri yok. Çizim süreci bitip hangi tasarımların koleksiyonda yer alacağına karar verdikten sonra üretim aşaması başlıyor benim için. Kalıpları hazırlıyoruz; malzeme, kumaş ve renk seçimi de tamamlandıktan sonra ürünlerin dikimine başlıyoruz. Benim için en heyecanlı kısmı bu sanırım – kâğıt üzerinde hayalini kurduğum tasarımların gerçekleştiğini görmek...
-
Başarılı bulduğunuz modacılar kimler?
Ricardo Tisci, Phoebe Philo, Balenciaga, Türk tasarımcılardan ise Zeynep Tosun ve Erdem Moralıoğlu.
-
Diziler için sponsorluk çalışmaları yapıyorsunuz. Bu süreç nasıl başladı?
Beraber çalıştığım kişiler dizilerin kostüm ekiplerinde yer almaya başlayınca, ben de bu kanalla sponsorluk çalışmalarına başladım. Şu anda ‘Güllerin Savaşı’ dizisindeki Gülfem karakterine tasarımlarımı veriyorum. Bu sezon başlayacak olan ‘Ah Neriman’ dizisinde Perran Kutman’ın kızlarını canlandıracak karakterlere kıyafetler vereceğim. Daha önce de ‘Pis Yedili’de tasarımlarım kullanılmıştı.
-
Tasarımlarınıza nasıl ulaşabiliriz?
Yakında online satışın başlayacağı www.365ist.com ve www.inclouet.com’dan, ayrıca Instagram, Twitter ve Facebook hesaplarımdan...
Natali Kolyozyan İstanbul’da doğdu. İlkokulu Aramyan Uncuyan’da, liseyi Getronagan’da okudu; Anadolu Üniversitesi İktisat Bölümü’nden lisans, Bahçeşehir Üniversitesi Pazarlama İletişimi ve Halkla İlişkiler Bölümü’nden yüksek lisans diploması aldı. Bir süre bu alanda çalıştıktan sonra, moda tasarımı ve stil danışmanlığı eğitimi aldı. 2013’te kendi markası IN Clouet’i kurdu.
